Günler birbirini kovalarken haftalar geçmişti Dalyan babasını emniyete teslim etmişti tabi intikam alana kadar durmamıştı öz annesi ise ortalıklarda yoktu nerede olduğunu Allah bilirdi artık? Karnım belirgin bir şekilde hafifçe şişmişti geriye sadece cinsiyeti öğrenmek kalmıştı, Ecem ve Çınar aile arasında sözlenmişlerdi çok az bir süre sonra evlenecekleri de söylemişlerdi onların adına çok mutluydum Dalyan'la ben ise yeni bir ev almıştık annesi ve babası diğer evde kalırken biz ise kendi evimizi sıfırdan dekore edip yaşamaya karar vermiştik, üzerimdeki koyu mavi tulumumla tepeden topladığım saçlarımın bir kısmı çözülmüştü önüme gelen perçemleri üfleyerek havalandırıp elimdeki fırçayla çocuk odasının duvarını boyamaya çalışıyordum Dalyan ise ellerini beline koymuş bana kızgınlıkla bakıyordu. "Bırak sen ben yaparım, şimdi bir yerine bir şey olacak bak"
"Sorun yok ben hallediyorum"
"Hee, evet. Bir yerine bir şey olursa benden günah gider anladın mı?" diye sitem edip ellerini indirince gülümseyerek ona dönüp tek gözümü kapatıp ona öpücük attım.
"Zorba bey lütfen birazcık sakin olur musunuz?" dediğimde oflayarak elimdeki fırçayı almasıyla boya yüzüme sıçramıştı ağzım açık gözlerimi kapalı bir şekilde öylece ayakta beklerken Dalyan gür bir kahkaha atınca gözlerimi açıp bedenimi süzdüm resmen krem rengi boyayla yıkanmış gibiydim, dudaklarımı büzüp kaşlarımı çattım. "Sen bittin!" dememle gülmeyi kesip elindeki fırçayı yere koydu ve işaret parmağını sallayarak konuştu.
"Sakın aklımdaki şeyi yapma, sakın"
"Evet yapacağım" deyip fırçayı elime almamla ellerini havaya kaldırıp kaşlarını yukarı dikti.
"İstemeyerek oldu"
"Haa tabi tabi o yüzden boz ayı gibi güldün zaten değil mi?" diye söylenip fırçayı boyanın içine batırdım dehşetle gözlerini büyüttü.
"Oha lan ne yapıyorsun, duvar yerine beni boyama valla kötü olur karışmam"
"Bana ne bana ne, bunu yapıp üstüne bir de gülmeden önce düşünecektik? Şimdi gel bakayım buraya" deyip fırçadaki boyayı üstüne yukarı aşağı yapıp sildim elime bulaştırıp yanağına dokunduğumda beş parmağımın beşi yanağında iz bırakmıştı, gözlerini kapatıp kolları iki yana açılınca dizlerimin üstüne çöküp karnımı tutarak kahkahalar attığımda bedenim artık kendisini taşıyamıyordu sırt üstü yatıp gür bir şekilde kahkaha atmaya devam ederken söyleniyordu.
"Harika, gerçekten müthiş? Sırada ne var acaba? Yumurta roketi mi?"
"Onu da başka bir zaman yaparız" deyip gülmeye devam ettiğimde kollarımı tutup beni ayağı kaldırdı, telefonun kamerasını açıp yüzüne baktığında uzaylı görmüş gibi gözlerini büyütünce ben tekrar onun bu haline yakasını tutup kahkaha atmaya devam etmiştim.
"İnanamıyorum, resmen suratım badana oldu üstelik parmak izleriyle!"
"Çok yakışıklı oldun bence" diye dalga geçip gülmeye devam ettiğimde, telefonu cebine koyup başını salladı tek kaşını kaldırıp bana tehlikeli bir şekilde bakınca kaşlarımı çattım ve gülmeyi bıraktım. "Ne? Niye öyle bakıyorsun?" diye sorduğumda elini boyaya gömünce gözlerimi büyütüp ellerimi havaya kaldırdım. "Yapma ama sadece şakaydı, güldük bak ne güzel işte?"
"Bana ne bana ne? Bunu yapmadan önce düşünecektin?" deyip elimi tutup boyalı elini yanağıma bastırınca çocuk gibi kollarımı çekip göğsümde bağladım, o kahkaha ataraktan elindeki fırçayı alırken kapı çalmıştı oflayarak odadan çıkıp aşağı indim ve kapıyı açtım Ecem ve Çınar ellerinde pizza ve kolalarla bana gülümserlerken halimi görünce bir anda gülmeye başladılar merdivenlerden sesler gelince gözlerini arkama dikip dizlerini vurarak gülmeye başladılar.
"Siz ne yaptınız böyle kendinize? Şu halinize bakın" dedi Çınar ve hemen telefonunu çıkarıp bizim resmimizi çekince dudaklarımı büzüp ellerimi önümde birleştirip salona geçtim, gülerek içeri girip yerdeki minderlere oturduğumuzda gülmeyi bırakıp pizzalara ve kolalara gömülmeye başladık. "O değilde o boyalar bir müddet çıkmaz yüzünüzden, ama çok tatlı görünüyorsunuz"
"Evet bence de" dedi Ecem, sonra ekleme yaptı. "Hatta bizde ev alıp boyadığımızdı böyle bir şey yapalım" dediğinde Dalyan'la ben sinsice birbirimize bakıp tek kaşımızı havaya iki kere kaldırdık ve gülümsedik, yemeğin ardından kahve içmek için Ecem'e rica ettiğimde kabul etmişti Çınar içeride telefonuyla ilgilenirken bizde yukarıdan iki fırçayı alıp boyaya banmıştık, sessizce gülüyorduk.
"Çok güldürler bize, sıra onlara geldi" dediğinde karnımı tutup güldüm.
"Yüzlerini çok merak ediyorum" dediğimde başını sallayıp işaret parmağını dudaklarına götürdü başımı sallayıp ilk odadan ben çıktım elime kamerayı alıp gizli gizli çekerken önden ben gittim mutfağa girdiğimde Ecem'in sırtı bana dönüştü sessizde arkasından ilerleyip durdum ve fırçayı sırtına sürmeye başladığımda bir çığlık koparıp elindeki cam bardağı yere düşürüp kırdı ben kahkahalar atarken o ellerini beline koyup arkasını döndü ve sahte öfkeyle yüzüme baktı. "Şakalandın!" dememle oda bir anda gülümsedi ardından bir kahkaha koparıp burnuma hafifçe vurdu içeriden Çınar'ın gür bağırması gelince bir kahkaha daha patlattık ve hemen içeriye girdik Çınar'ın o halini görmemizle Dalyan ben ve Ecem dizlerimizin üzerine çöküp hepimiz güldük çünkü Çınar'ın yüzü tamamen boya olmuştu kirpiklerine varana kadar, dilini çıkarınca üçümüz daha gür bir kahkaha attığımızda oda gülmemize katılmıştı. Odayı Dalyan'la beraber boyama kısmını bitirmiştik, Ecem ve Çınar da salondaki boyama işlemini bitirmişti hepimiz el birliği ile iki yeri bitirdikten sonra akşam yemeği yemek için ilkten evlerimize dağılıp duşumuzu aldık tabi o boyaları çıkarana kadar derimi kurbanlık dana gibi yüzmüştüm ama çok uğraşmanın ardından çıkmışlardı tabi ki, hemen hazırlanıp akşam yemeğini dışarıda yemiştik sonra güzel bir sinema yapıp evlerimize dağılmıştık bugün olanlar aklıma gelince kendimi gülmekten alamıyordum pijamalarımı giyip yatağa uzandığımda Dalyan da kaşlarını çatıp gülümseyerek bana bakıyordu.
"Neden gülüyorsun bakalım?"
"Çınar çok komikti, yüzü gözü hep boya içindeyken o dili renkli görününce acayip komikti iyi ki yaptık, resimleri duruyor bunların hepsini bebeğime göstereceğim" dediğimde oda kıkırdadı ve elini karnıma koyup derin bir iç çekti.
"Hala şaka gibi geliyor bana, bir bebeğimiz olacak...bu bir erkeğin yaşayacağı en güzel duygu olmalı"
"Evet...bazen bende düşününce garip gelse de çok güzel bir duygu"
"İyi ki seni tanımışım sevimli"
"Bende zorba" dediğimde kıkırdadı ve beni kendisine çekip alnını alnıma dayayınca elimi göğsüne koyup derin bir iç çekerek gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌸 Bir Zorba Bir Sevimli 🌸
RomanceZorba bir adamla sevimli kızın ilişkisi nasıl olabilirdi? Ortaya karmaşık, ama bir o kadar da tatlı bir görünüm oluyor aslında. Diğer taraf uzlaşmayı seçerken diğer taraf burnunun dikine giderken nasıl bir aşk doğabilirdi? Biri soğuk, dışarıdan acım...