Dalyan Kayaoğlu.
"Bu işi halletmeni istiyorum Serkan"
"İstediğin şey zor bir iş Dalyan inan bunu yapmak kolay değil kanunlara karşı gelmek hapsi boylamak demek..."
"Kanun manun hiçbir bok beni ilgilendirmiyor!" diye gürlediğimde Serkan hafifçe irkilip hemen sustu, öfkeyle sarılı bacağıma baktım ve alayla gülümsedim. "Bu dediğimi yapacaksın Serkan"
"Neyim ben FBA falan mı?"
"Seni mafya adamları kaçırıp ağzına sıçarken seni o pataklıktan kimin kurtardığını unutuyorsun! Herifler senin karını ve kızını öldürmek için eve adam yolladıklarında benim sayemde o katliamdan kimin kurtardığını unutuyorsun bana o gün demiştin ki, 'Borcum olsun sana bir gün ödeyeceğim ne olursa' demiştin ne olursa demiştin altını çiziyorum? Şimdi senden bunu yapmanı istiyorum! Borcunu öde" dediğimde elini saçlarına daldırıp derin bir iç çekti hala direnmek için cesaretli olmaya çalışıyordu ben yine konuşmaya devam ettim. "O götünü kurtarıp seni polislerin arasına sızdıran da benim, hatırla unutmadıysan? Karakoldaki müdürü tanıyorum yakın dostum olur" dediğimde iyice köşeye sıkıştığını anlayınca derin bir iç çekti.
"Söyle" dediğinde kaşlarımı çattım.
"Ela'nın telefon numarasını sana vereceğim adamlarımla arkadaşlarım birlikte iletişim kuracağız..."
"Sen ne dediğinin farkında mısın senin arkadaşların mafya! Eğer böyle bir şey yaparsan onların başı da yanabilir"
"Sen dediğimi yap gerisine karışma...babasının telefon numarasını bir şekilde bulmanı ve dinlemeni istiyorum bu akşam o konuşmalar elimde olacak? Arıyorum cevap vermiyor Ela" içimdeki korku ve öfke beni iyice kanser ederken yüreğimdeki en baskın acı ona bir şey olmasıydı veya kendisine bir şey yapması.
"Tamam yapacağım ama sonra ne yapmayı planlıyorsun, kızı kaçırıp başka ülkede yaşamayı falan mı?"
"Gerekirse yaparım, ama onu başka biriyle paylaşacak değilim gerekirse ölürüm ama onu kimseye vermem!"
"Reşit olduğu için en azından oradan yırttı kız gerçi babası ne der bilmiyorum..."
"Sikerim babasını benim asabımı daha fazla bozmadan sana dediklerimi yap hemen!"
Ela Elmas.
"Bir daha o adamla görüşmeyeceksin, Tarık seni akşam gelip isteyene kadar evden dışarı çıkmıyorsun çıkarsan gebertirim seni!" diye gürlediğinde hiç duymamazlıktan geldim, mutfak sandalyesine kurulmuş bana emirler yağdırmaya devam ederken onu hiç takmadım çünkü kafam doluydu aklım sürekli Dalyan'a kayıp duruyordu bacağı nasıl oldu? Kötü mü? İyi mi? Durumu nasıl? Nerede ne yapıyor bilmiyordum, telefonumu laptopumu aldığı için hiçbir şekilde iletişim kuramıyorum aynı şekilde annemin de telefonunu almış üstelik sürekli bizi izlemeleri için bir tanıdığının çocuğunu dikmişti kapımıza, yanımdan ayrılıp evden çıkınca annem gözleri şişmiş bir halde yanıma gelip gözlerimin içine baktı ve iç çekti.
"Şimdi nasıl ulaşacağız o adama?"
"Bilmiyorum anne ne yapacağımı artık bilmiyorum ne yaparsa yapsın bu evden kaçmanın bir yolunu bulacağım"
"Kaç ondan sonra seni bulsun öldürüp bir kenara atsın değil mi kızım?"
"Anne başka ne yapmamı bekliyorsun 'Evlenip otururum artık' dememi falan mı? Tanımadığım etmediğim bir adam gelip benimle evlenmek için istemeye geliyor...ben buna razı olmam! Gerekirse ölürüm, ama yine ona boyun eğmem!" dediğimde derin bir iç çekip bana sıkıca sarılınca gözlerim dolmuş boğazımdaki yumruk birikirken yüreğim sızım sızım sızlasa da sırtımı dikleştirip yanaklarımı sildim.
Dalyan Kayaoğlu.
"Bu akşam kızı istemeye geliyorlar babasının telefon konuşmalarını duydum" dediğinde dişlerimi öfkeyle sıkıp sakin olmaya çalıştım bütün arkadaşlarım başımda toplanıp destek olmaya çalışırken Poyraz öfkeyle konuştu.
"Neyi bekliyoruz o zaman? Kızı kaçıralım gitsin yoksa kızı başka biri alıp götürecek bunu yapmak için çok geç kalacağız"
"Bunu yaparsak eğer babası bu sefer dava açar kızımı kaçırdılar diye durumu süsler ayrıca Dalyan ona silah çekti üzerini süsleyip anlatırsa hapise girebilir adamdan herşey beklenir kendi öz kızına bunu yapan başkasına neler yapmaz hiç düşündünüz..." Kerim araya girdi ama Poyraz onun lafını sertçe kesti.
"Emniyet müdürü Dalyan'ı tanıyor"
"Tanısa ne yazar, Dalyan hiç bir şeyi kanıtlayamazsa doğru kodese!" diye cevap verdi onun kardeşi Ayaz araya girerek, öfkeyle ikisine bakıp ellerimi cebime koydum ve herkesin yüzüne sertçe baktım.
"Ne olursa olsun o kız benim, sadece benim! Onu kimsenin eline bırakmayacağım..."
"Peki ne yapacaksın burada böyle oturup mafyacılık yada poliscilik mi oynayacağız?" diye konuştu Poyraz, Serkan ona tersçe baksa da bir şey demedi Çınar ise sessizliğini koruyordu.
"Hayır ama bir şekilde bu işi halledeceğim"
"Ayrıca kızı zaten evden alıp kaçıramazsınız babası evin önüne adam dikmiş kızın da dışarı çıkması için engel koymuş başka türlü olsa aynen Ayaz'ın dediği gibi..."
"Ben anlamam arkadaş gider emniyet müdürüne her şeyi anlatırım, gerekirse hapise girerim ölürüm...ama onu kimseye vermem!"
Ela Elmas.
Kahveleri hazırlamış içeridekilere dağıtmıştım annem ağlamamak için ve babamı öldürmemek için dirense de ben bir karar vermiştim bu evden çıkıp gidecektim başka çaresi yoktu, lavaboya gitme bahanesiyle hemen babamın telefonumu nereye koyduğunu bulmak için her yeri dip köşe aradım ama muhtemelen cebinde taşıyordu bir yere saklayacak kadar aptal değildi sıkıntıyla iç çekip aşağı indim Tarık denen herif arsız mavi gözleriyle sürekli beni süzüp sarı saçlarını geriye atıp gözlerimin içine bakarak açıkça ilan ediyordu ne istediğini sinirle sabrettim, babasıyla benim babam anlaşıp beni verdiklerinde gittiler babamın yüzünde intikam ve acı verme hevesi bir şekilde gülümsemeyle yüzüme baktı. "Evet senden de kurtulduk o heriften de kurtulduk şimdi edepsiz şeylerini o adamla yapmak için düğününü bekleyeceksin o karnındaki piçten haberi yok tabi ki, ama Tarık salağın tekidir tıpkı senin gibi...ondan olduğunu bir şekilde kazayla hamile bıraktığını söylesen inanır"
"Bu dediklerin asla olmayacak!" dudağımın üzerine yediğim yumrukla nereye uğradığımı şaşırmış sandalyeden devrilip sırt üstü uzanmıştım, acıyla inleyip yerimde doğrulurken üzerime çullanıp boğazımı sıkmaya başlayınca dişlerimi sıkıp ellerimi boğazına götürdüm annem çığlık çığlığa bağırıp babamı benden uzaklaştırmaya çalışırken annem hemen sopa gibi sert bir cisimle babamın sırtına vurunca acıyla öne yalpaladı bende hızla ayağı kalkıp dış kapıya koştum merdivenlerden hızlı hızlı inip evden çıktığımda babamın tuttuğu adam karşıma geçti hemen yana kayıp kaçmaya çalışırken kolumu tuttu öfkeyle bağırıp bacak arasına tekmeyi yapıştırınca koşmaya devam ettim. Boğazım dudağım sızım sızım sızlıyordu ağzımdan ve burnumdan kan geliyordu bir otele hızla girip resepsiyondaki kızdan telefonu istedim hemen Dalyan'ın numarasını çevirdim o açana kadar bende bayılmamak için direniyordum ama başım feci dönüyor vücudumun direnci azalmış son gücü konuşmak için saklıyordum telefon açılınca gözlerim dolmuş ağlayarak hıçkırmıştım ve kendimi tutamayıp ağladım. "Dalyan..."
"Ela...ne oldu bir şey mi oldu neredesin söyle hemen geleceğim!"
"Ben bir oteldeyim...buraya sığındım" ağzımdan bir inilti çıkınca öfkeyle başkasına bir şey söyledi o sırada kendimi daha fazla tutamayıp yere yığıldım ve gözlerimi kapattım.
Dalyan Kayaoğlu.
Arabaya atladığım gibi otelle ilgilenen resepsiyondaki kızın söylediği adrese geldim hızla içeri girip resepsiyondaki kıza onu sordum odaya aldıklarını söyleyince hemen yukarı çıktım kapının önünde millet çoğalmıştı hızla herkese açıklama yapıp içeri girdiğimde onu yatakta hareketsiz yatarken görünce kalbimi biri sanki sıkıp yerinden sökmüştü, herkes yavaş yavaş dağılırken kapıyı kapatıp hızla tuvalete girdim ilk yardım çantasını alıp hemen yanına oturdum boğazımda düğüm olan o betonları dişlerimi sıka sıka yutkunmaya çalıştım ilaçlı suyla dudağını temizleyip dişlerimi sıkarak elini tuttum o anda boğazındaki kızarıklığı görünce hayatımda ilk defa biri için gözlerim dolmuş yüreğim böylesine kötü yanmıştı uzanıp alnını öptüm sonra geri çekilip narince boynunu okşarken kaşlarını çatıp inleyerek omzunu kaldırınca hemen elimi çektim dişlerimi sıkıp narince saçlarını okşadığımda gözlerini araladı beni görünce kocaman gülümsedi ve elime uzanıp sıktı bende kocaman gülümsedim ve göz kırptım. "İçimi kavuran ateşim, gece gözlüm, Esmer tanrıçam"
"Dalyan..." diye inleyip yerinde doğrulunca üzüntüyle kaşlarımı çatıp bana sıkıca sarılınca gözlerim tekrar doldu ona deli gibi sıkıca sarılırken titrekçe nefes alıp verdi. "Dalyan o adam bana kötü baktı, beni evlendirecekler Dalyan ben sevmediğim, tanımadığım etmediğim bir adamla asla evlenmem ölürüm daha iyi! Ben seni seviyorum, senden başkasını istemiyorum, Dalyan sana zarar verebilirler buradan gitmelisin..."
"Şşt sakın böyle bir şey söyleme, sen benimsin güzelim seni kimseye vermem onlar bana hiçbir şey yapamaz"
"Bir kaç güne beni evlendirecek ne yapacağız Dalyan?" diye sorup geri çekilince gülümsedim, ellerimi yanaklarına koyup alnını sıkıca öptüm ve gülümsedim.
"Onlara fırsat vermeden benimle evlen" dediğimde gözleri kocaman olmuş şaşkınca yüzüme bakıyordu yanakları hemen kızarmaya başlamış hafifçe geri çekilmeye çalışırken engel oldum yaralı olmayan omzunu tutarak, çenesini tutup gözlerime bakması için başımı hafifçe eğdim.
"Ben...ben elbette onunla evlenmek istemiyorum ama..."
"Aması yok sevimli, ya benim olursun ya benim olursun! Unutma ki seni başkasına verecek kadar az sevmiyorum, seni kendimden bile kıskanıyorum anlıyor musun beni? Başka seçeceğin yok...benden başka kimseye gidemezsin engel olurum bırakmam seni, bunu aklına yaz ayrıca partide sana evlenme teklifi ettim kabul et artık" dediğimde ciddi bir şekilde yüzüne baktım, geri çekilip başını kaşıdı gözleri tekrar dolmaya başlayınca dişlerimi sıktım.
"Dalyan..."
"Benimle evleneceksin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌸 Bir Zorba Bir Sevimli 🌸
RomanceZorba bir adamla sevimli kızın ilişkisi nasıl olabilirdi? Ortaya karmaşık, ama bir o kadar da tatlı bir görünüm oluyor aslında. Diğer taraf uzlaşmayı seçerken diğer taraf burnunun dikine giderken nasıl bir aşk doğabilirdi? Biri soğuk, dışarıdan acım...