🌸 2. Bölüm 🌸

2.9K 111 6
                                    

Dalyan Kayaoğlu.
    Çınar'ın sesini duymamla bir el ateş sesi duymam ardından gelen çığlık sesiyle başımı arkaya çevirdim, silahlı bir adam bacağını tutarak yere uzandı adamlarım hızla Çınar'ı beş kişiden kurtarmak için harekete geçince yerde başı kanayan kıza baktım elinde silah yerde boylu boyunca yatıyordu sarışın beş yaşındaki bir kız çocuğu bize doğru koşup kızın yanında diz çöktü ve onu sarsmaya başladı adamlarımdan bir kaçı daha gelince gözlerimle küçük kızı işaret ettim. "Gidin ailesinin yerini öğrenin teslim edin" dedim, adamlarımdan biri araya girdi.
    "Peki ya yerde yatan kadın, onu ne yapalım?" diye sorunca hiçbir şey söylemedim.
    "Sen bu dediğimi yap!" dediğimde başını sallayıp küçük kızı kucağına aldı ve sakince ailesinin yerini söylemesi için konuşma yapınca önüme döndüm, herifin adamları küçük kızını alıp uzaklaşmaya başlarken benim adamlarım ve Çınar arkama dizildi öfke ile tek elimi boğazına dayayıp sıktım ve  kan revan olmuş yüzüne baktım. "Hisselerini bana vereceksin, sekreterin benden aldığı o parayı da alıp adamlarıma teslim edeceksin, yoksa seni gebertirim!"
    "Zaten paranın içinde yüzüyorsun, benden neden daha fazlasını istiyorsun?"
    "Bu artık kişisel bir mesela Fırat bey, sözde beysin ama! Benim arkamdan iş çevirmeye kalkarsan böyle olur, sen dua et senden para istedim" üstünden kalkıp geri çekildim dört adamım birden ileri gidip adamın etrafını sardılar. "Adamlarım seninle beraber gelecek parayı ve hisseleri onlara vereceksin, sonra hiçbir şey olmamış gibi karın ve çocuğunla mutlu bir hayat geçireceksin bu kadar basit" deyip arkamı döndüm kız hala yerde baygın bir şekilde yatıyordu Çınar baktığım yere dönüp iç çekti.
    "Onu gördüm, senin hayatını kurtardı"
    "Biliyorum"
    "Ne yapacağız şimdi?" o sırada polis sireni duymamla hemen kızı kucaklayıp adamlarıma baktım.
    "Hemen dediğimi yapın polis bizi görmeden gidelim! Şu vurulan adamı da alın yanınıza!" dediğimde hepsi harekete geçti, hızlı hızlı koşarak arabaya yaklaştım ve içeri girdim şöförüm hemen arabayı çalıştırıp gaza basınca arka koltukla ön koltuklar arasında duran siyah perdeyi çekip kızı karşımdaki koltuğa yatırdım, ne yapacağımı bilemez halde kıza baktım hayatımı nedensiz bir şekilde kurtarmıştı belki de sadece ben onun ilk hayatını kurtardığım için oda bana iyilik yapmıştı kafam karışıktı onu orada baygın bir şekilde de bırakamazdım, başı kanıyordu lanet olsun ne yapacağımı bilmiyordum hayatımda ilk defa ne yapacağımı bilemez bir duruma düşmüştüm, arkaya bakıp polislerin bizi takip edip etmediğine baktım görünürde sakindi kesin kavga seslerini duyan kişiler aramıştır ve şu an ifade veriyorlardır ama pek üzerinde durunulacak bir durum yoktu çoğu eminim ki serserilerin dövüşleri olarak farz etmişlerdir yerde kan izi varsa sıkıntıydı tabi bu asi kız o adamı vurduğunda yere dikkatli bakmamıştım lanet olsun ki, derin bir iç çekip önüme dönmemle bana korku dolu ve asice bakan ela gözleri gördüm.
Ela Elmas.
    Karşımda oturmuş hiçbir tepki vermeyen duygusuz bir ifadeyle gözlerime bakan adamı, hem sinirle hem korkuyla gözlerimi ayırmadan baktım. Neden böyle bir şey yapmıştım diye düşünürken aklıma komşumun kızı, adamı vurmam... korkuyla gözlerim büyüdü ve hızla yerimde doğruldum son anda idrak ettim ki bir arabanın içindeydim kafam karman çorman olmuştu herşey o kadar ani ve saçma bir şekilde vurmuştu ki neyi düşünüp endişe edeceğimi, ne sorup ne açıklama yapacağımı bilemiyordum. "Ben...sen? Beni nereye götürüyorsun, komşumun kızı? O adam yere serildi..."
    "Sorularını teker teker sor oradan bakılınca yapay zeka gibi mi görünüyorum?"
    "Beni nereye götürüyorsun, sen beni...beni kaçırıyor musun? İmdat!" diye bağırıp camlara vurmaya başladım öfkeyle ve korkuyla avuç içimle vuruyordum ama filmli camlar çok kalındı normal camdan bile çok kalın...istifini bozmayan sakin ama her an patlamaya hazır gibi duran o adam sert sesiyle konuştu.
    "O camlar kurşun geçirmez, senin minik ellerinin o camı kıracağını hiç sanmıyorum"
    "Bırak beni, ben birşey yapmadım!"
    "Biliyorum"
    "Eee o zaman neden beni kaçırıyorsun!" diye bağırıp tekrar cama vurmaya başladım en sonunda dayanamayıp kolumu hızla tutup çekmesiyle kucağına düştüm, o an bu şaşkınlığı es geçip kurtulmak için göğsüne vurmaya başladım elim saçlarına gitti ve çekiştirdim hiçbir tepki vermiyordu kolumu sıkıca kavrayınca acıdan inledim ve yanağına bir tokat yapıştırmak için elimi kaldırdım ama hemen bileklerimi tutup arkamda birleştirdi ve sert gözleriyle yüzüme baktı.
    "Kes şunu!"
    "Bırak beni sende!" deyip kurtulmak için tekrar debelenmeye çalıştım o sırada beni itip arabanın ufak bir içki masasından bir iğne çıkardı havaya kaldırıp havasını boşaltınca gözlerim büyüdü.
    "Eğer uslu durmazsan bunu boynuna saplarım!"
    "Çok korktum gerçekten!" diye bağırıp ona tekme atmaya çalıştım ama boşa gidince kapıyı açmak için kolumu uzattım ama hemen belimi tuttuğu gibi tekrar kucağına oturtup şırıngayı dişlerinin arasına aldı, hırçın bir şekilde kafa attığımda burnundan hafif bir kan gelmeye başladı öfkeyle bağırıp saçlarımı tutup sertçe çektiğinde acıyla bağırdım tırnaklarımı yanağına geçirip cırmaladığımda sağ boynumda bir acı ve sonra ardından gelen sert bir baskıyla inledim iğneyi çekince ellerim titremeye başladı ardından boynumu ateş gibi bir ısı sarınca kalp atışlarım yükseldi ellerimi omuzlarına koyup gözlerimi sıkıca kapatarak inledim. "Bana ne yaptın" diye inledim.
Dalyan Kayaoğlu.
    Böyle birşeyi yapacağını tahmin etmiştim hırçın olacağını, ama bana kafa atması ve yüzümü yolmasını hiç tahmin etmemiştim sevimli görünümün ardında asi bir kız yatıyordu, ne yaptığının farkında olmadan başını eğdi dudakları çeneme değiyordu nefesi göğsüme çarpıyordu kendi kendine mırıldanıp durdu. "Komşumun kızı..."
   "Adamlarım ilgilenecek, sus artık"
   "O adam...ö-öldü mü? Katil mi oldum?"
   "Hayır, ölmedi. Ama ben şuan senin katilin olacağım! Sus kızım bir sus!" dediğimde inleyerek başını boyun girintime soktu ve gevşedi, sonunda narkoz işe yaramıştı. Koltuğa yatırıp öfkeyle burnumdan gelen kanı temizledim, lanet kız çok sert vurmasa da kanatmıştı üstelik yanağımda hissettiğimde hafif acıyla telefonumun kamerasından baktım yolmuştu resmen beni! Öfkeyle burnumu peçeteyle silip geriye doğru yaslandım ve ne yapacağımı düşündüm? Bu kızı sahiden neden yanımda götürüyordum, yan koltuğumda duran telefonu alıp kulağıma tuttum ve düğmeye bastım şöförüm hemen cevap verdi.
    "Buyurun patron?" gerçi kızın ev adresini falan Çınar da bulabilirdi ben neden telefonla şöförümü arıyordum? Bu kız iki dakika da dengemi bozmuştu.
    "Yok birşey" deyip kapattım ve kızın ceplerini aradım ne kimlik ne başka birşey yoktu, sadece nakit para vardı, iç çekip telefonla Çınar'ı aradım hemen cevap verdi.
    "Kardeşim neredesin seni arıyorum ama bulamıyorum, adamlar gittiler herifle sen hemen tüydün!"
    "Eve gidiyorum"
    "Söyleseydin meraklanmazdım kardeşim" sinirle kendi kendine söylenip durması bitince iç çekti. "Kadın nerede? Ona ne yaptın?"
    "Sende iyice beni katil zannettin adamı öldürmeyecektim niyetim korkutmaktı"
    "Bu mu korkutma şeklin? Silahla adamı vuracaktın anasını satayım neyin korkutması biz gelmeseydik ya o seni vuracaktı ya sen onu ama plan değişti herif senin gelmeni tahmin ediyordu adamlarını toplamış o kadın olmasa belki sen vurulacaktın"
    "Evet" dedim gözlerimi kıza çevirerek, baygın bir şekilde başı benden yana dönük duruyordu.  
    "Kadın nerede şuan?"
    "Kadın değil o...henüz değil"
    "Neyse işte..."
    "Şuan yanımda"
    "Ne?" diye hayretle sordu, iç çektim.
    "Onu orada bırakamazdım hem hayatımı kurtardı hemde baygındı polisler onu gözaltına alabilirdi? Benim suçumu onun üzerine yıkıp saatlerce ifade alabilirlerdi üstelik kıza güvenmiyorum onu şu diğer sebepten dolayı yanıma almak istedim çünkü polis bulursa yada polise giderse ötebilir? Buda benim itibarımı zedeler"
    "Ona ne şüphe"
    "Adamlar parayı ne zaman getiriyor?"
    "Yoldalardır"
    "Evime getirsinler, bir de birşey daha var"
    "Evet?"
    "Bana kızın kimliğini, geçmişini bulup dosya halinde getirmeni istiyorum"
    "Neden ki?"
    "Bir kaç gün benim misafirim olacak, polise gitmemesi için"
    "Şu paranoyak tavırlarını bıraksan olmaz mı? Kız senin hayatını kurtardı neden gidip polise söylesin"
    "Çok şeyler gördüm Çınar, kimin güvenilir olup olmadığını bana sakın öğretmeye kalma!" diye öfkeyle bağırıp telefonu suratına kapattım. Güvenli ve polislerin bulamayacağı bir yere, bağ evine doğru yol aldık geldiğimizde hemen kızı kucağıma alıp içeri girdim yatak odasına gidip yatağa yatırdım ve kapıyı kilitleyip anahtarı cebime sokarak bahçeye çıktım ve Çınar'la adamlarımı beklemeye başladım. Bir saatin ardından iki araba bağ evinin kapısının önünde durdu ilk önce Çınar arabadan inip bana doğru gelmeye başlayınca peşinden iki adamım bir dosyayla ve elinde çantayla geldiler, Çınar yüzüme dikkatle bakıp endişeyle kaşlarını çattı.
   "Yüzünün hali ne, üçüncü dünya savaşından çıkmış gibisin yanılmıyorsam dayak atma işini sen yapıyordun"
   "Evet orası öyle, şu içeride ki asi kız..."
   "Bunu sana o mu yaptı?" diye sordu kahkaha atarak, sinirle kaşlarımı çatıp dişlerimi sıktım ellerim yumruk olmuş bir şekilde ona bakarken o gülerek yüzüme bakmaya devam ediyordu sert yüzümü görünce öksürdü ve gülmemeye özen göstererek konuştu. "Şimdi nerede?"
    "Odada yatıyor"
    "Pansuman yapalım mı?"
    "Çınar eğer biraz daha dalga geçersen evde ne kadar pamuk varsa sana tıkarım!"
    "Tamam özür dilerim" deyip elindeki dosyayı bana verdi ve ciddi haline büründü.
    "Bizim çocuklar iyi iş çıkardı"
    "Herşey yazıyor mu?"
    "Evet" dediğinde adamlarım çantayı ve evrakları içeri koyup emir beklediler başımla gidin işareti yaptım Çınar ise ellerini cebine koydu. "Eee uyandığında ne yapacaksın? Yüzünü bu hale çevirdiğine göre baya cesur ve hırçın olmalı adama ateş ettiğini de unutmamak lazım tabi"
     "İşine bak, işime karışma"
     "Tamam öyle olsun bakalım" dediğinde başımla selam verdim ve içeri girdim.
     Salonda oturmuş viskimi içiyordum Ne yapacağımı düşündüm ama bir çıkış bulmak benim için zordu bu kız keşke orada olmadaydı şimdi polisler yetmezmiş gibi bir de bu çıkmıştı başıma, güvenmiyordum kimseye hele ki bu kıza...ne kadar hayatımı kurtarmış olsa da. Bir gürültü duymamla kulak kesilip kaşlarımı çattım, kapıya resmen yumruk atıyordu bağırmaya başladı.
    "Bırak beni pislik herif bırak ne istiyorsun benden!" kapıya bir yumruk daha atınca öfkeyle dişlerimi sıktım ve ayağı kalkıp merdivenlere yöneldim.
Ela Elmas.
   "Aç şu kapıyı!" diye bağırmamla kapının kilidi açıldı ve iri cüssesi ortaya çıkınca nefesim kesildi, hafif sarı saçları ve buz gibi mavi gözleri bana öfkeyle bakıyordu.
   "Bu kapı kum torbası değil güzelim, öküz gibi vurma senden daha değerli"
   "Bana öküz diyene bak hele, bırak beni evime gideceğim!"
   "Gidip gitmemene ben karar veririm"
   "Sen kimsin be adam, kim olduğunu zannediyorsun? Beni tanımıyorsun bende seni sadece birbirimizin hayatını kurtardık bitti ama ben sana yardım ediyorum sen beni kaçırıyorsun!"
   "Seni orada baygın bırakamazdım kas kafa! Polisler gelmek üzereydi seni orada bıraksaydım şüpheli olarak göz altına alınır yirmi dört saat boyunca seni orada tutarlardı üstelik başın kanıyordu"
   "Olabilir ama en azından ben kendime geldikten sonra yoluna devam edebilirdin!"
   "Edemezdim çünkü polise gidip gitmeyeceğini kesinleştirmek için seni buraya getirdim!" diye bağırdığında öfkeyle üzerine yürüyüp odadan çıkmaya çalıştım ama hemen kollarımı tutup duvara sertçe dayayınca ağzımdan bir inilti çıktı.
   "Benden kaçabileceğini sanıyorsan çok yanılıyorsun"
   "Bırak beni yoksa çok kötü olur"
   "Ne yaparsın?" dediğinde tekme atmaya çalıştım ama hemen ayak bileğimi tutup beline kadar çekip orada tutunca daha fazla baskı uygulamasıyla acıyla inledim. "Sadece bu kadar mı?"
    "Canım yanıyor"
    "Biliyorum"
    "Bırak beni yoksa fena yaparım!" dediğimde tek kaşını alayla kaldırdı bacağımı çekmeye çalıştığımda serbest bırakıp beni tekrar odaya iterek yüzüme baktı. "Ne istiyorsun benden?"
   "Sana güvenmiyorum, o yüzden bir kaç gün benimle kalacaksın" dediğinde gözlerim şokla açılmıştı, ellerimi belime koyup ona doğru yaklaştım boyu çok uzundu lanet olsun ki, çenem onun kalbine anca varabiliyordu.
    "Pardon ama seni tanımıyorum, sen beni ne zannettin? Amacın ne?"
    "Amacımı söyledim"
    "İyi ama..."
    "Beni tanıman yada tanımaman ilgilendirmez, bana sadece polise gitmeyeceğine dair bir kanıt göster ondan sonrasına bakarız"
   "Tamam gitmeyeceğim ayrıca ben senin hayatını kurtardım üstelik o tartışmada haklı olan sendin neden polise gideyim"
   "Çok güvenilmeyecek insanlar tanıdım ne malum senin de onlardan olmadığın?"
   "Ne malum senin bir paranoyak olmadığın?" diye sordum kollarımı iki yana açarak, hiçbir şey demeden kapıyı kapatınca hemen koşarak yetişmeye çalıştım ama kapıyı kilitlemişti. "Çıkar beni, aç şu kapıyı!" diye bağırdım ama hiç umursamadan gittiğini anladığımda öfkeyle kapıya bir yumruk geçirdim.

🌸 Bir Zorba Bir Sevimli 🌸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin