26. BÖLÜM

4.4K 477 619
                                    

⭐⭐⭐Benimle Oynar Mısın?/Bülent Ortaçgil⭐⭐⭐

Burak kapıda dikilmekten rahatsız, içeri davet edilmemekten hoşnutsuz halde, elini kolunu nereye koyacağını bilemeden adım adım yaklaştı cama doğru.

"Oturabilir miyim ben de?"

Omuzlarını silken kadının adamın ne yapıp yapmayacağı çok umrunda değildi. Burak Çatıdan atlayabilir miyim? diye sormuş olsa aynı tepkiyi alacağından emindi. Ablasının gelişi, arkasında bıraktığı ve bunu yaparken doksan dokuz kilitle kapısını kapattığı dünyanın içine çekmişti yine onu. Anahtarlarını nereye gömdüğünün önemi yoktu, Aysun Çetin tek başına görmüştü o işi.

"Bebeklerinin yanında içmen doğru mu sence? Etkilenmezler mi?"

Duygu bir an Burak'ın anlamsız gelen cümlelerine takılıp ona baktı. Mırnav ve Miya'dan bahsettiğini gözleriyle onunkileri takip ettiğinde anlayabildi. Mışıl mışıl uyuyan kedilerine şefkatle baktı.

"Bu gecelik annelerine müsamaha gösterebilirler."

"Peki ya babalarına? Var mı fazla sigaran?"

Babalarına mı? Upps.

Eylül akşamının ılık meltemini odanın içine taşıyan açık pencerenin pervazında duran paketten bir dal sigara çıkardı Duygu. Kendi sigarasıyla yaktı çıkardığı gibi, hiç ona sormadan. İlk nefesi kendi dudaklarıyla çekip Burak'a öyle uzattı. İtiraz gelmedi adamdan. Kırmızı rujlu zehiri ağzına aldı.

"Ben de senin sigara içtiğini bilmiyordum."

"Sosyal içiciyim ben. Şu an seninle sosyalleşiyorum."

"Ben konuşmak istemiyorum Burak."

"Sosyalleşmek sadece konuşarak olmaz ki."

"Konuşmadan nasıl sosyalleşeceksin benimle? Bitlerimi mi ayıklayacaksın maymunlar gibi?"

"Neden olmasın, kaşındığına çok kez şahit oldum. Bitlisin kesin."

Duygu nemsizlikten kaşındığını düşünüp kremler almışken Burak Efendi ona bitli diyordu. Duygu cevap vermeden kedilerin yatmadığı, yerde duran diğer minderi alıp adama fırlattı.

"Bitli değilim ben, senin yanında olmak kuruttu beni." İçimi dışımı üstelik.

Beklemediği taarruz karşısında savunma yapamayan Burak, Duygu'nun nereyi hedeflediğini bilmiyordu; ama suratının tam ortasına yediği küçük minder kadının ıskalamadığını söylüyordu.

"Bu savaş demek biliyorsun, değil mi?"

Elindeki sigarayı evde var olduğunu bilmediği Collesium şekilli küllüğe bırakan Burak, yüzüne yediği yastığı Duygu'ya geri fırlattı. Kıvrak ve esnek şekilde yastığı savuşturan Duygu adamdan önce kaptı onu. Az önce içine girdiği çıkmaz o kadar çıkmaz olmasa gerekti, çünkü Aysun Çetin uçup gitmişti aklından.

"Hodri meydan. Silahsız kaldın, ne yapmayı düşünüyorsun şimdi fırlattığım yastığı ben on ikiden vurduğumda?"

"Fırlatmadan bu ne özgüven?" der demez tekrar yüzünde patlayan minderle neye uğradığını şaşıran adam, etrafına yedek minder için bakınırken Duygu attığı minderin ribaundu almıştı yine. Gözleri diğer minderde uyuyan iki kediye kayan adamı fark eden Duygu anında atıldı.

"Aklından bile geçirme kızlarımı rahatsız etmeyi."

"Adil şartlarda gerçekleşmiyor bu savaş. Bana da bir minder gerek."

Kalbimi Geri Verir misin? (RAFLARDA ❤)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin