31. BÖLÜM

7.6K 722 722
                                    

⭐⭐⭐Aşktan Ne Haber?/Sezen Aksu⭐⭐⭐

Daha önce kilerinden girerek mutfak ve ana giriş dışında hiçbir yerini görmediği görkemli villanın salonundan merdivenlere giden koridorda Burak tarafından çekiliyordu Duygu. Çekiliyor demek ne kadar doğruydu, yalan makinesine bağlasalar, alet tüm Tuzla'da duyulacak kadar şiddetle öterdi. Akıbetini kestiremediği, Burak'ın her zamanki kibarlığından(!) ödün vermeden salondaki diğer dört çifte büyük abdestlerini yedirdiği, ikinci kattaki çift kişilik yataklı yatak odasına doğru adımlıyordu. İstemiyordu da yan cebine mi koysaydı Burak?

Kapının önüne kadar vardıklarında Duygu, ona açılan kapıdan içeri girmedi. Giremedi. Çekiştirilmediğini, sahte kocasıyla itirazsız geldiğini kabul etmişti; ama içeri girecek kadar cesareti yoktu. Koca sahteydi belki, ancak öpücük içini ve hali hazırda bacaklarını titretecek kadar gerçekti. Girerse ve Burak ona tahmin ettiği niyetle yaklaşırsa hayır diyecek iradeyi hiçbir yerinde bulamazdı. Bekledi. İçeri çekilmeyi belki de... İradesi olmayan her insan gibi bir seferlik yönetilmeyi bekledi.

Gel ya da git de bana. İkisini de yaparım ve nasıl bir ikilemse bu, ikisinden de pişmanlık duymayacak gibiyim.

Burak içeri girmeyen kadına baktı kapı eşiğinde. Duygu'nun onu gerçek bir öpüşmeyle ödüllendirdiğini yanlış anladığına inanmayı reddediyordu tüm sistemleri. Sahte olamayacak kadar ılıktı, baskındı, hissedilirdi. İlk yaklaşan oydu. Burak karşılık verdiğinde geri çekilmeyen de oydu. Salondan buraya kadar iki katı; ses etmeden, yatak odasında neler olabileceğini bilmeyen bir kadın gibi mi tırmanmıştı yani? Ya da... Herkes onları olağan seyrinde gerçekleşen bir düğünle evli bilirken beklenen şeyi yapmış, onu öpmüş, Burak'ın oda için çıkış yapacağını aklına bile getirmemişti. Eylem ve Teoman'ın, Merve'nin gerçeği biliyor olması, o an önemsizleşti. Duygu bunu bilmiyordu ve rol yapmıştı. Onu bozmamaya karar verdi.

"Korkma, seni yemem. Kapıda mı duracaksın böyle?"

Kendisi içeri girdi ve kaptım diye sevindiği en büyük yatak odasında, yere kadar uzanan camdan görmeyen gözlerle arka bahçeye baktı. Yetersiz kalan ışıklandırmayla baktığı kısım, Duygu'nun hırsızlık için villaya gittiği zaman ara yollardan geçerek arabasını park ettiği ve ondan önce girişte yerini aldığı yerdi. Duygu da geldi yanına. Sessizliğine ortak oldu.

Ağır adımlarla, ondan daha ağır düşüncelerle geldiği yerde, aşağı bakmaya başladı Burak'la. Onu buraya getirmesindeki amaç, belki daha fazla devam edemediği öpüşmeydi. Kafasında netleştiremediği kısım, Burak'ın sıradan davetiyle berraklaşmaya başladı. Saat iyice ilerlemişti ve ayrı yatacakları bir odayı seçemeyeceklerini garantilemişlerdi işte sarı balonları büyük bir hevesle ilk patlatarak. Diğerlerinin gözünde onlar büyük bir düğünle evlenen, birbirini çok seven bir çiftti.

Ne bok yiyeceğiz şimdi? Burak bir şey de.

Duygu bahçe ışıklandırmasını bile etkisiz hale getiren sıklıktaki onlarca ağaca bakmaya devam etti. Bazen görünmeyene bakmak dinlendirirdi onu. Göremediği duyu organı yerine daha iyi düşündüğü, daha yerinde karar aldığı olurdu. Şimdi karar vermek için o zihne her şeyden çok ihtiyacı vardı. Burak ise çoktan dönmüştü yüzünü ona doğru. Ne düşündüğünü daha önce bu kadar merak ettiğini hatırlamıyordu. Belki Venüs gamzelerini bilip bilmediğini merakı ağır basardı; ama şimdi zaman o gamzeleri görüp göremeyeceği, öpüp öpemeyeceği Duygu'nun düşüncelerini çözümlemesinde yatıyordu. Bir ipucu için yemlemesi gerekecekti.

"Sen yatakta yatarsın, ben kanepeye uzanırım. Sabaha bir şey kalmadı zaten."

Duygu onun varlığının sadece yan yana bile ağır baskısı altında, hafif terle karışmış kendine has kokusuna fazla yakındı. Demin aşağıda onu öpmekten ölesiye haz almıştı, şimdi bunun Burak için ne kadar anlamsız olduğunu görerek pişmanlık duyuyordu. Duydukları on dakika içinde bu denli farklılaşabilirdi ancak. Ayrı yatacaktı ondan. Bu da bir yönetilmeydi kısmen. Kendisi o kararı da veremezdi.

Kalbimi Geri Verir misin? (RAFLARDA ❤)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin