Ortalığı yanlışlıkla karıştırdığım gün, aslında oldukça sıradan başlamıştı. Jisoo her sabah olduğu gibi bana gelmişti ve birlikte kahvaltı hazırlamak için mutfaktaydık. Ben masayı hazırlıyorken, o krepleri pişirmekle meşguldü.
"Dün gece Taehyung yine çok gürültü yaptı," dedi Jisoo bana kısa bir bakış atarken. "Sanırım bu sefer onun gitmesi için ben de oy vereceğim."
Kaşlarım anında çatılırken hızlı adımlarla onun yanına yürüdüm. "Bunu nasıl söylersin? Tanrım, bana bunu yapamazsın!" Jisoo gözlerini devirirken, benim aksime oldukça sakin bir sesle konuştu. "Abartma Lisa. Hem bu senin için de daha iyi olur. Gittiğinde, onu unutabilmen kolaylaşır." Çatık kaşlarımla Jisoo'ya bakmaya devam ederken mırıldandım. "Ama ben onu unutmak istemiyorum ki."
Jisoo gözlerini bir kez daha devirdiğinde, bakışlarını ocakta pişmekte olan kreplerden ayırıp bana çevirdi. "Peki ne yapacaksın Lisa? Sonsuza kadar hayatını o aptala platonik bir aşık olarak sürdürmeye devam mı edeceksin?" Sıkıntıyla bir iç çektiğimde başımı salladım. "Ne yapacağımı bilmiyorum."
Jisoo tavadaki son krepi de tabağa koyarken masaya doğru ilerledi. "Ama ben biliyorum." Kaşlarım havaya kalkarken anlamayan bir ifadeyle ona bakmaya devam ettim. "Ona aşkını itiraf edeceksin." Gözlerim anında irileşirken, şaka yapıp yapmadığını anlamak için dikkatle Jisoo'ya baktım ama oldukça ciddi gözüküyordu.
"Bunu yapamayacağımı biliyorsun." Jisoo birkaç salatalığı ağzına tıkıştırırken konuştu. "Neden yapamıyormuşsun?" Karşısındaki sandalyeye geçtiğimde mırıldandım. "Yapamam işte," dedim yutkunurken. "Benim gibi birini sevmeyeceğini ikimizde biliyoruz. Beni reddedeceğini bile bile niye gidip konuşayım ki?"
Jisoo çatalı sertçe masaya bıraktı. "Tanrı aşkına, Lisa! Kendini küçük görmeyi bırak artık. Ne kadar güzel bir kız olduğunun farkına ne zaman varacaksın?" Bu sefer gözlerini deviren taraf ben oldum. "Hiçbir zaman," dedim alayla. "Çünkü güzel değilim."
Jisoo onaylamayan bakışlar atarken ağzına yiyecek bir şeyler tıkıştırmaya devam etti. "Ah, cidden! Akıllanmaz aptal bir ergenden farksızsın."
Ufak tartışmamız kısa bir süre daha devam ettiğinde, Jisoo daha fazla dayanamayıp okula gitti ve ben de her zamanki yalnızlığıma geri döndüm. Bugün dersim yoktu ve ben boş günümü olabilecek en güzel şekilde değerlendirdim. Ne mi yaptım? Tabiki film izledim. Hayatta belki de -Taehyung'dan sonra- sevdiğim ikinci şey dizi/film izlemekti. Çünkü kendimi birkaç saatliğine bile olsa gerçek dünyadan soyutlayıp, başkalarının hayatlarına misafir olmak bana iyi geliyordu.
Hava kararmaya başladığında, yatağımdan çıktım ve evi biraz toparladım. Bütün gün yatmış, hiçbir şey yapmamıştım ve her ne kadar aynı evde yaşamıyor olsak da, kendi evinden daha çok benim evimde vakit geçiren Jisoo dağınıklığı görürse kesinlikle beni öldürürdü. Bazen bir arkadaştan çok abla gibi oluyordu benim için ama şikayetçi değildim çünkü o olmazsa bu sıkıcı hayatım, daha da çekilmez bir hal alırdı.
Çöpleri apartmanın önündeki çöp kutusuna indirmek için kapıyı açtığımda, Taehyung'ın evinden çıkan iki tane görmeyi beklemiyordum. Asansöre doğru birlikte yürüdüğümüzde onlara kısa bir bakış attım. İkisi de oldukça güzeldi ve ikisinin de dağılmış makyajından ve saçından, Taehyung'ın evinde ne yaptıkları(!) gayet belli oluyordu. Asansöre bindiğimizde, ben yokmuşum gibi oldukça yüksek bir sesle konuşmaya başladılar.
"Başta her şey iyiydi çünkü bilirsin, adam ateşli ve yatakta da harika. Ama daha sonra," dedi suratını buruştururken. Gözlerim elimdeki çöp poşetindeydi ama kulaklarım tamamen onlara aitti. Dikkatle onları dinliyordum.
"Yoongi diye inledi! Tanrım, inanabiliyor musun? Ben altındayken bir erkeğin ismini inledi. Onun gibi bir çocuğun gay olması çok üzücü."
Asansörün kapısı açılmış, kızlar inmişti ama ben hala olduğum yerde dikiliyor, hareket edemiyordum. Yaşadığım şoku anlatabilecek kelimeler bulamazken, ağlayıp gülmek arasında gidip geldim.
Aşık olduğum çocuk Kim Taehyung gay miydi?!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ufak bir not; Hikayedeki Kim Taehyung'ı dış görünüş olarak DNAdönemindeki Taehyung olarak hayal edin lütfen.
