Rüzgar dev cüssesinin her kıvrımı oynatarak, bulunduğumuz masaya geldi. Yanı sıra bir başka uzvu gibi ona tutunan Duru'da sürüklenmişti. Tutunduğu yerden kafasını geriye atmış, muhtemelen gördüğü en nadide şey olduğunu düşündüğü Rüzgar'ı izliyordu. Ona duyduğu hayranlık, her hareketinden; tüm hücrelerinden taşıyordu. "Senin ne işin var burada." Sandalyesi geriye savrulan Yekta, hızla ayağa kalkmış, kardeşini sorguluyordu. Ama Duru'nun dikkatini çekememişti. Kız bakışlarını şimdi bana bakan Rüzgar'dan ayırmıyordu. "Ben de buradayım artık. Gitmiyorum hiçbir yere." Hayranlık dolu bakışları ve kurduğu cümleler Rüzgar içindi. Hep senin yanında kalacağım, diyordu ona. Tüm bunları belki fark etmeyen belki de bile isteye görmezden gelen Rüzgar "Yeni haberler getirdim." dedi. Gözleri hitap ettiği, benim üzerimdeydi.
Kurduğu cümle ve hitap ettiği kişiyi fark ettiğinde, Duru'nun bana döndüğünü biliyordum. Beni ölçüp tarttığı, ardından nefretle parıldattığı bakışlarını görmek için ona dönememe gerek yoktu. "Sonra." dedim, öncesinde yapmam gereken bir şey olduğunu hatırlayarak. "Önce kahvaltınızı edin." Elimle masayı işaret eden üstün körü bir hareket yaptım. Dünün ardından başka bir göreve çıkmak onu tüketmiş olmalıydı ve kızın tenimi delen bakışlarına katlanamayacak kadar karışık hissediyordum. Şimdilik bekleyebilirdi.
Yemekhaneyi terk edip, odama uzanan merdivenleri tırmanırken düşünüyordum. Organizasyon gibi bir yere girip çıkmak, dilediğin an yok olup, tekrar gelmek.... Karahanların ne büyük imtiyazları vardı. Rüzgar bile, muhtemelen Özbey sayesinde bunca zaman yok oluşuna rağmen, yine buradaydı. Dilediği vakit gelip, gidebiliyordu. Duru için durum aynı olacaktı. Şımarık bir çocuk gibi burada kalmak istediğini söylediğinde, müsaade edilecekti. Bu durumun beni rahatsız etmesi gerekirdi fakat oldukça memnundum. Düşüncelerimle birlikte dudaklarımın yukarı kıvrılışının nedeni de buydu. Duru buradaysa, Usal huzura kavuşacaktı. Geceleri rüyalarla boğuşmayacak, ruh hali düzene girecekti. Bunun için tenimde delikler açılmasına razıydım. Çünkü ne kadar zor olduğunu, ne denli aciz hissettirdiğini biliyordum. Huzurlu bir uyku için birçok şey feda edebilecekken, elinden hiçbir şey gelmemesinin nasıl hissettirdiğini biliyordum.
O an anladım. Usal'ın neden bu denli depresif olduğunu, neden kendini bu denli saldığını. Duru iyileşmişti. Duru iyileşmişti ve hiçbir şey değişmemişti. Onun içinde dönen fırtınalar dinmemiş, sadece bir nebze rahatlayabilmişti. Başta bu küçük rahatlama için bile mutlu olduğunu biliyordum. Karanlık kabuslardan uyanmanın, ona huzurlu bir yolda eşlik edeceğini düşünmüştü ama rüyalar tekrar, başka bir boyuttan bastırdığında; yapabileceği hiçbir şey kalmamıştı.
Odanın aralık kalan kapısı, normal sisteme göre küçük bir iteklemeyle bile kapanmalıydı. Bakışlarım kısıldığında, kapıyı incelemiş, bunun bir sorun alameti olmamasını dilemiştim. İçeri girip, yatağında aynı ruhsuzlukla uzanan Usal'ı gördüğümde, tuttuğum nefesimi bıraktım. Baş ucuna vardığımda, beni fark etmesi için öksürmem gerekti. Ahsen bir süre önce ayrılmış olmalıydı. Yatağında, örtüleri çöküntüye uğratan yere oturduğumda benden önce onun oturduğunu fark ettim. "Nasılsın?" dedim bir kez daha, çokça sorduğum aynı soruyu tekrarlayarak. Yine bir cevap alamayacak, elimden bir şey gelmeyişinin resmi kelimesi olarak havada asılı kalacaktı.
"Kötüyüm." dedi, göz kapaklarına örttüğü ön kolunu indirmeden. Ruh halini dillendirmesine içten içe sevinsem de bu, kelimenin içime oturmasına engel değildi. Duru burada kalırsa her şey yoluna girer miydi bilmiyordum ama "Duru geldi." dedim. "Duru geldi ve organizasyonda kalacağını söyledi." Kolunu indirdiğinde, kelimelerimi tartan bakışlarıyla karşılaştım. Beklediğim gibi sevinmedi. Odaklandığı sorun o değilmişçesine "Anladım." demekle yetindi. Dudaklarım arlanıp kapanırken, sorunun ne olduğunu sormamak için kendimi zorluyordum. O zaman sorun ne? Neden hala bu haldesin?
![](https://img.wattpad.com/cover/166638092-288-k906580.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH OKUYUCULAR -3-
FantasyDeğişen dengeler, yeni durumları ortaya çıkarmıştır. Akıntıyla birlikte sürüklenen Güneş ise artık oyunun içindedir. Peki bu dengeye müdahale etmek onun lehine olacak mıdır? Ruh Okuyucular serisinin üçüncü ve son kitabıdır. İlk iki kitap Ruh Okuyu...