Sıkıcı Tekrarlar

23.5K 432 19
                                    

Yine Usal'ın beni yataktan kazımak suretiyle kaldırdığı bir sabahı karşıladım. Şu sıralar çokça ihtiyaç duyduğum üzere uykuya muhtaçtım. Bazı günler kendimi uyanıp yataktan kalktığımda, yatağa aç bakışlar atıyor geri dönmemek için kendimle savaşıyordum. Usal'ın son uyarısıyla birlikte, yerimde doğruldum. Aşağı sallandırdığım ayaklarım dengesini bulduğunda, savrularak banyoya yöneldim. Hazırlanıp kapı ağzında bekleyen Usal'la buluştuğumda uykulu gözlerim yerini, tartan bakışlara bırakmıştı. Sıkkın görünüyordu. Göğsünde birleştirdiği kolları iki yana sallandığında, güçten yoksun bıkkın bir resim çizdiler. Dün gece odaya benden geç gelmiş, gömüldüğüm kitapla benim arama girmeyerek kendi bölümünden ayrılmamıştı.

İlgimi çeken çok başka meseleler olduğu için bu ayrıntıya takılmamış, geciken keşfime devam etmiştim. "Dün gece baya geç geldin." dedim, uyku mahmuru sesimle. Bana bakmadan konuştuğunda "Fark etmene şaşırdım. Oldukça meşgul görünüyordun." dedi. Sesindeki sıkıntıyı gizleme gereği duymuyordu. "Evet." diye mırıldandım. "Oldukça meşguldüm." Bakışları sonunda beni bulduğunda "Bende seninle bu konu hakkında konuşmak istiyordum ama sende bir şey var. Canını sıkan bir şey var ve bunu her zamanki gibi maskelemiyorsun."

Çoğu zaman paylaşmaktan çekineceğim sıkıntılar üzerinde duruyordum ve bunun irdelenmesi, ısrarla sorulmasının beni başka bir can sıkıntısıyla karşılaştıracağını biliyordum. Saklama gereği duysa onu rahat bırakabilirdim fakat ifadesinden ve kelimelerinden akan sıkıntı ben de bir yardım çağrısıydı.

İç çekerek tereddüt etmeden konuşmaya başladığında, paylaşma ihtiyacı içinde olduğunu anladım. "Duru." dedi, iç çekişine tercüman olur gibi. "Rüzgar diye sayıklamayı bırakmıyor, üstüne bir de Yekta'nın gelmeyişinden yakınıyor. Sonunda bir sinir krizi geçirmiş. Bana kalırsa ilgiyi o yöne çekmeye çalışıyor ama bakıcılar halinden usanmış durumdalar. Çok sevgili teyzeme ulaşamayınca bırakmak istediklerini bana bildirdiler, Yekta'ya durumdan bahsettim ama kaşlarını çatmak dışında bir tepki vermedi. Ne kadar boşuna olduğunu kendime hatırlatsam da endişelenmeyi bırakamıyorum."

Bakışlarına siper ettiği tek eli yüzünden çekildiğinde "O nerede şimdi?" dedim. "Duru tedavisine nerede devam ediyor?" Artık enstitüde olmadığından emindim. Yekta'nın oraya gittiğimiz son iki seferde, yanı başımızda olduğumuz halde kardeşini görmeden yapabileceğini sanmıyordum.

"Annesinin evinde." dedi, beni şaşırtarak. "Eve uğramayan annesinin evinde. Görevlilerle ve hiç umurunda olmayan Usal'ın ziyaretleriyle son derece bunalmış durumda."

Bir an için onu anladığımı söylemek istedim. Her ikisini de... İlgisizlikten usanmış bir genç kızı ve ilgisinin karşılığını alamayan bir eksik ruhu. Diğer parçan tarafından böyle bir muamele görmek, zor olsa gerekti. Dünyaya onun gözünden bakıyor, onun gördüklerini görüyor, yaşamının önemli bir köşesinden ona bağlanıyordun ve bu ona anlamsız geliyordu. Çünkü bilindiği üzere bu durumdan en çok etkilenen eksik parça oluyordu. Diğer parçayı etkileyen her şey eksik ruhu etkiliyor fakat onun bundan haberi dahi olmuyordu.

"Şu an aklı karışık olabilir. Bir yıla yakındır derin bir uykuda. Bu durumu ona açıklayacak, güvendiği kişilere ihtiyaç duyuyor olabilir. Sen de söyledin; yıllarca görüşmemişsiniz. Öncesinde yakınında olan kişileri araması çok doğal. Zamanla aranızdaki bağı anlayacak ve kabullenecektir. Tabii senin için bu yeterli olacaksa..." dedim. Bitirişimdeki imayı kalkan kaşlarımla pekiştirmiştim. Bu bir yargılama değildi.

Koruyucuların diğer parçamın Rüzgar olduğunu düşündüğümüzde bana dayattığı üzere, bağın getirisi olan olağan dışı bir uyumdan söz etmek mümkündü. İlginç bir şekilde diğer parçamın sözlerini, ardında yatan nedenleri ve duygularını diğerlerinden daha kolay anlayabiliyordum. Sözlerin, mimiklerin bıraktığı şüpheci etki; diğer parçamlayken yok oluyordu. Kelimelerin de vurgulanan duygularında doğruluk ve yanlışlığını, tuhaf bir iç güdüyle kavrıyordum. Böyle bir uyumdan söz edildiğinde, onun Duru'yla samimi olma düşüncesini anlayabilirdim.

RUH OKUYUCULAR -3-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin