10.BÖLÜM

16K 597 3
                                    

On Yıl Önce

Yağmur o sabah içindeki sıkıntıyla uyanıp kocasına baktı. Kenan'la geçen günkü olayı uzun uzadıya konuşmuşlardı. Kocası çok sinirlenmiş, onu bulup geberteceğini söylemişti, ama Yağmur bir şekilde onu sakinleştirmişti. Eskisi gibi özgür ve başı boş değillerdi artık.

Ortalığı öylece dağıt, sonra çek git.

Bunu yapamayacak kadar güzel bir aileye sahiplerdi. Bir oğulları vardı ve onun geleceğini düşünmek zorundalardı. O yüzden Kenan'ı tuttu, ama Yiğit'le ilgili bir araştırma yapmasına da engel olmadı.

Ve Kenan hiçbir şey bulamadı. Kocasının bağlantılarının olduğunu biliyordu. Onu geçti, Mert vardı. Bir restoranlar zincirine sahipti ve birçok insanı tanıyordu. Ama kimse Yiğit'le alakalı tek bir şey bulamamıştı. İsmini değiştirmiş olma ihtimalini de düşündüler, ama buradan da bir yere varamadılar.

Öylece ortaya çıkıp, birdenbire kaybolmuştu ve bu Yağmur'u büyük bir tedirginliğe sürüklüyordu. Düşmanının saldırmasından çok, onun hamlesini bilmeden saldıracağı günü beklemek daha büyük stres ve korkuya itiyordu insanı..

Yakışıklı kocasının siyah saçlarını sevip, çıkmaya başlayan sakallarına öpücük kondurdu. Yavaşça yataktan çıkıp, iki oda ilerideki Kerem'in yanına gitti. Güzel oğlu, büyük bir araba şeklindeki yatağında kıvrılmış uyuyordu. O kadar küçük ve dünyadan o kadar habersizdi ki, Yağmur hayattan nefret etti. Üstüne üstlük yaşadıkları onca sıkıntıyı, biricik oğullarına da bulaştırıyorlardı.

Kötü şeyler düşünme, diyerek kendine mırıldandı ve tekrar odaya dönüp banyoya girdi. Bugün içinde tuhaf bir sıkıntı vardı. Aslında Kenan'a göre, tedirgin olduğu için sıkıntılı hissediyordu, ama öyle değildi biliyordu.

Hisleri çoğu zaman kuvvetli olmuştu Yağmur'un..

Su saçlarına dökülüp, bedeninden yavaşça kaydı ve ayaklarının dibinde birikip gitti. Bugün işe gitmeyecekti. Kerem'i de okula yollamayacaktı. Yoğun bir düşünce gittikçe sıkıştırıyordu onu işte..

Bir el göğsüne, diğeri karnına değip, bedenini çekti. Yağmur, kocasının göğsünü ve karnını sırtında hissedince gülümsedi. Üzülse de, çok sevdiği hayat arkadaşı vardı ve her daim onunlaydı bunu biliyordu..

Kenan, onun kulağına eğilip fısıldadı.

“Bugün işi biraz kırsak mı?”

Aynı şeyleri düşündüklerini fark etmek Yağmur'u güldürmüştü. Ah, tatlı kocası bir bilse onun nedeninin farklı olduğunu.. Gururu kırılır mıydı acaba? Başını çevirip kocasının dudaklarını yakaladı ve öpmeden önce, “Ben de onu düşünüyordum.” dedi.

Kenan, karısının ateşli öpücüğünü aldığında, boğazından tatlı bir inilti koptu. Onu kendine daha çok bastırıp, ulaşabildiği her yeri büyük bir iştahla okşadı. Sonra dudaklarını çekip boğuk bir sesle cevapladı.

“Keşke bunu yapabilsek!”

Yağmur'un kararıp arzuyla bakan gözleri kocasına dikeldi. Kenan, o gözlere ne zaman baksa, oğlunu görüyordu. Nasıl bir iyilik etmişti de, çocuğu da annesi gibi güzel olmuştu? En az onun kadar sevecen ve nazikti. Sadece ara ara huysuzlanıp burunlarından getiriyordu ki Kenan bu lanet huyu kendinden aldığını adı gibi iyi biliyordu. Ne de olsa zamanında herkesin ağzına bir s.çmadığı kalmıştı!

Kendine ait bu düşünce gülümsemesine sebep oldu. Yağmur bunu yanlış algıladı ve bedenini kocasına dönüp, ona bastırdı ve ellerini boynuna dolayıp dudaklarını dudaklarına yaklaştırdı.

Çocukluğumun Kokusu - TAMAMLANDI #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin