İki saat sonra gözlerim tuhaf bir biçimde açıldı. Beni rahatsız eden, kalbimi ağrıtan bir rüya görmüştüm. Geçmişle, geleceğin harmanlandığı, can sıkıcı bir durumdu.
Yıllar önce Kerem'in gideceği günkü aramızda geçen konuşmayı görerek, aynı duyguları yaşıyordum ve bugünkü hallerimizle beni kendine doğru çekip sarılıyordu. Ama tam kalbimin üzerinde bir anda büyük bir delik açılıyor, kanım hızlı bir şekilde dışarı fışkırırken Kerem'in üzerine bulaşıyordu..
Son zamanların verdiği stres diye yorumlamak istedim. Kerem'in gelişi, Gökhan, sınavlar falan derken, geçmişim, bugün, hatta neredeyse geleceğim birbirine girmişti.. Gerçi Kerem'den gelen her şey artık kabulüm olmuştu.. Bu fikir gülümsememe neden oldu. Başımı kaldırıp, hala kolları arasında olduğum erkeğe baktım.
Uyumuyordu.
Bal rengi gözlerini açık görünce birden kolları arasında irkildim. Yüzlerimizin arasında sadece birkaç santim vardı. Bu yakınlık beni sarstı ve konuşmamı zorlaştırdı.
“Se-sen uyumadın mı?”
“Hayır..” derken pürüzsüz bir buzda kayak yapıyormuşcasına gözleri yüzümde geziniyordu.
“Neden uyumadın?”
Gözlerini benimkilere dikti ve gülümsedi. “Eda Teyzelerin bizi böyle koyun koyuna yatarken görmesi hoş olmazdı herhalde..”
Gerçekten de olmazdı.. Kim bilir ne düşünürlerdi? Herhangi bir kanbağımız yoktu, annelerimiz sadece birlikte kardeş gibi büyümüş iki insandı.. Babalarımız da çok yakın arkadaştı.. Üstelik artık çocuk değildik, öylece birbirimize rahatça sarılalım, öpelim, birbirimize temas edelim. Bunlar dışarıdaki insanların düşünceleri için tehlikeliydi.. Özellikle de benim için!
Bedenim tamamen Kerem'e yaslıydı.. Boynunun hemen altında kıvrılan ellerime baktım. Ona dokunmak istedikleri için beni rahatsız ediyorlardı. Kerem'e her zaman dokunmuştum, bunda utanacak bir durum yoktu işte.
“Seni rahatsız etmedim değil mi?” derken ellerimi çevirip onun bedenine yasladım ve parmaklarımı çenesinin altına yerleştirdim. Pürüzsüz, yumuşak teni parmak uçlarıma değdiğinde iç çekmemek için kendimi tuttum.
“Hiç rahatsız olmadım..” diye cevaplarken nefesi yüzüme değdi.
O an kalbimin gümbürdediğini hissettim. Kerem boynumun altından geçirdiği eliyle saçlarımı severken, diğer elinin sırtımda bir kez dolaşıp, beni sertçe sahiplendiğini fark ettim.
Galiba nefes almakta zorlanıyordum ve karnımda oluşan sıcak bir duygu kasıklarıma doğru iniyordu. Bu çok tuhaf ama engellenmesi zor bir şeye benziyordu. Galiba heyecanın yanında bir arzu da beni ona çekiyordu. Rahatsız edici, ama güzel bir arzu..
Bana bakışı tehlikeli bir sertliğe bürünmüştü bunu görebiliyordum. Yavaşça eğilip dudaklarını alnıma dayadı ama birkaç saniye geriye çekilmedi. Kokusu burnuma doluyor, boynundan gelen o nefis baharat kokusunu tatmamak için kendimi çok zor tutuyordum.
Geriye çekildi ve belimdeki elini yanağıma dayadı. Baş parmağı burnumu ve yanağımı sevdikten sonra, dokunduğu yerlere öpücük kondurdu. İlk kez küçük masum bir öpücük karşısında kıvranıyordum. Elimi kaldırıp, onu bileğinden yakaladım ve o yumuşak öpüşlere, bileğini sıkarak karşılık verdim.
Kalbim içimde acıyla atarken, midemdeki sevgi dolu kramplar bana hiç yardımcı olmuyordu..
Geri çekilip baktığında gözlerimiz birleşti. Öncekinden daha yakın görünüyorduk. Bakışlarım yine dudaklarına kaydı, kendimi tutamıyordum. Nasıl bir tada sahip olduklarını, beni nasıl bir hisle donatacaklarını merak ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluğumun Kokusu - TAMAMLANDI #Wattys2015
Romance"Seni çok seviyorum ben.. O aptal filmlerdeki çiftler gibi davranmayalım. Hemen ayrılmak için yer arayanlar var ya onlar işte... Hem hayatta çok az şey böyle nadir bulunur. Öyle ki bizim hikayemizde tuhaf sahip şeyler var. Karşı konulamaz ve insana...