30.Bölüm PART-2

11.4K 538 4
                                    

Karşısındaki iki genç şaşkınlıkla kalakaldılar ve bu durumda yaşadığı hazzı arttırmak için uzattığı elin anlamını açıkladı. “Benimle geleceksin ve ikimiz buradan gideceğiz!”

“Hayır!” diyerek haykıran Yekta'nın sesini bastıran kalın sesti Kerem'inki.

“Ne diyorsun lan sen?!”

“Duydun beni!” diyerek birkaç adım öne çıkınca Kerem onun aslında çokta kendine güvenli olmadığını fark etti. İçeriye sızan hafif sokak lambasının ışığı, onun gözbebeklerinde oluşan paniği, alnında biriken birkaç küçük ter damlasını gördü.

Gökhan'ın eli titriyordu. Yüzünden korku ve öfke akarken, bir kız gibi ağlamamak için kendini zor tutuyordu. İzmir'e okumaya gelirken hayal ettikleri bunlar değildi. Birkaç kızla takılıp, gününü gün edecek, başarılı bir avukat olup babasının karşısına güçlü bir erkek olarak çıkacaktı. Ama onu reddeden bir kıza aşık olmuş, saplantılı haliyle işlerin sonunu düşünmeden hareket etmişti.

Yekta'ya bir türlü ulaşamamış, onun kalbini çalamamış, şansını bedeni üzerinde denemişti ve onu da eline yüzüne bulaştırmıştı. Bir yıldır çabaladığı halde, onu uzaktaki bir çocuğa tercih edip ortada mal gibi bırakmıştı. Bu aptal işe girişirken kendi hayatını da yakacağını bilememişti, ama bir anda her şey birbirine girmiş, bir ipin kördüğüm oluşu gibi karman çorman bir hal almıştı.

Gökhan artık kendini kurtarmaya çabalarken, Yekta'yı da yanında istiyordu.

Bu kız için bu denli uğraştığına göre, ona tüm kalbiyle aşık olmuştu. Hastalıklı sevgiden başka şeydi bu farkındaydı. Yekta'yı sonsuza kadar yanında isterken, Kerem'i de yok etmek istiyordu. Bu karanlık yere onun bedenini pek rahatlıkla gömebilirdi. Yekta da bir süre sıkıntı ettikten sonra, onu kabul etmek zorunda kalacaktı. Bunun için zorlayacaktı...

Peki nereye gideceklerdi? Bunu hiç düşünmemişti. Hayatını geride bırakıp nereye sığınacaktı? Babasının öfkeli tavırları karşısında gidip ondan da yardım isteyemezdi. Okulunu da henüz bitirmemişti ki, bir işe girsin. Dışardaki aptallara da daha fazla boyun eğemezdi. Umutsuzluğu tavana doğru yükseldi.

Her şeyi bok etmişti.

“Yapma!”

Kulağına dolan genç adamın sesi ona pek yardımcı olmuyordu hani. Gözleri güzel yeşil gözlere sahip kıza çevrildi. Birbirlerine ne kadar da aşkla bakıyorlardı. Gökhan'ın bu duyguyla ilgili lügatı sınırlıydı, ama gözleri ayırt edecek kadar dikkatliydi.

Kerem'in sertleşen bal rengi gözleri, sevdiği kıza bakarken onu yüceltiyor, farklı olduğunu, ona ait olduğunu gösteriyordu. Görünüşe göre bir çaba harcamasına da gerek yoktu. Sadece Yekta'ya bakması yeterliydi...

“Her şeyi bok ettin!” diyerek Kerem'e çıkıştı.

Genç oğlan öfkesine engel olamıyordu, ama akıllıca davranarak sesini sakin tutmaya çalışıyordu. Çünkü karşısında dimdik durmaya çalışan kişi, biraz zorlamayla durduğu yere oturup zırlayacak gibi görünüyordu. “Aslında her şeyi bok eden sensin Gökhan.” Duraksadı ve karşıdan cevap bekledi. Gelmeyince bunu hızla değerlendirdi. “Seninle bir anlaşma yapmıştık unuttun mu?”

Çocukluğumun Kokusu - TAMAMLANDI #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin