Bugün annem için tatildi ve her zaman yaptığımız gibi dondurma yemeye çıkacaktık. Ah kendimi tanıtmadım değil mi, ben Deniz 8 yaşımdayım, teknoloji ile iç içe yaşayan bir ailenin kızıyım. Babam serbest yazılımcı, annem ise baş sekreter (yine bir yazılım şirketinde).
Her neyse, annem yatak odasında hazırlanıyordu ve ben ise odamda oturmuş bilgisayarımdan video izliyordum. Annem işi bittiğinde beni yanına çağırdı, üstüme baktı, uygun mu diye. Emin olduktan sonra çantasını alıp kapıya yöneldi, ben ise taşıyacak bir şeyim olmadığı için annemin ardından ayakkabılarıma yöneldim. İkimiz de hazır olunca 500 metre uzaklıktaki dondurmacıya doğru yola koyulduk.
Babam o sırada son 1 yıldır üzerinde çalıştığı programı geliştirmekle uğraşıyordu, ne üzerinde çalıştığını sorduğumda "büyüyünce anlarsın" cevabını alıyordum. Dondurmacıya vardığımızda her zaman olduğu gibi Mehmet amca bizi karşıladı, buranın tüm işleri ondan sorulur. Müdür değil ama müdür gibi davranır, buranın sahibi bile müdür olmasını istemiş ama o bedavaya çalışmayı tercih etmiş.
Annem o sırada dondurma kepçesini dondurmaya bandırmaya hazır olan dondurmacıyı; 2 top çikolatalı, 2 top da karamelli, külahta. Diyerek işleme sokmuş gözüküyordu. Dondurmacı hızlı hareketlerle dondurmaları hazırlayıp bize verdi. Annem de parasını verdikten sonra dışarıdaki masalardan birine oturduk. Dondurmamı ağzıma götüreceğim sırada annemin telefonu çaldı, arayan babamdı.
- Alo, aşkım neredesiniz?
- Bizim dondurmacının önünde geldik oturuyoruz.
- İyi bakalım, afiyet olsun. Yahu şeyi soracaktım, senin yazılım dilinin adı neydi?
- Ne yapacaksın?
- Ya sen ne yapacaksın ne yapacağımı? Söylesene işte.
- Peki peki, Coxos. Adı bu, lütfen başka kimseye söyleme. Yönetim buna çok kızıyor.
- Tamam aşkım görüşürüz.
- Görüşürüz.
Diye bir diyalog geçti aralarından. Bu sırada ikimiz de dondurmalarımızı bitirmiştik. Eve doğru gitmeye başladık. Eve vardığımızda babamın odasından inanılmaz derecede klavye sesleri geliyordu, anlaşılan o ki yine kendini kaptırmıştı. İçeri girdim, babam beni görmedi bile. Birazcık sesimi yükselterek "Merhaba!" dedim. Babam kafasını kaldırıp bana da merhaba dedi. MsCo'nun yazılım dilini ne yapacaksın diye bir soru sordum. Sandalyeden kalkıp yanıma geldi ve çömeldi. "Ay benim canım kızım, sen büyüdün de yazılım dilini mi öğrendin?" dedi ve bir gülücük attı.
Benim bundan hoşlanmadığımı biliyordu, gıcıklığına yapıyordu. Sonra bana bu yazılım dilini öğrenip projesinde kullanacağını söyledi. Ben pek bir şey anlamasam da başımı sallayıp odadan çıktım. Çıkar çıkmaz da klavye sesleri yeniden günyüzüne çıktı. Saat 23.00 olmuştu, yarın okul olduğu için hazırlanmam gerekiyordu. Çantamı hazırladıktan sonra dişlerimi fırçalayıp yattım.
Sabah uyandığımda kuşlar cıvıl cıvıldı, aşağıdan tost kokusu geliyordu. Her okul günü sabahı annem bana kahvaltı niyetine tost yapardı. Eğer güzel yapmasaydı şu ana kadar tost yemeyi bırakırdım. Üstümü giyindim ve banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Sonra babam aklıma geldi, odasına girdim. Bilgisayar başında uyuyakalmıştı. Bilgisayarın faresi oynatıp uyku modundan çıkardım, ne yaptığına bakacaktım. Ama şifre vardı, ben de mutfağa yöneldim. Tostumu yedim ve tekrardan yukarı, dişlerimi fırçalamaya yöneldim. Son hazırlıklardan sonra çantamı alıp kapıya yöneldim. Ayakkabılarımı giydiğim sırada servis evin önüne geldi. Ayakkabılardan sonra servise yöneldim, bu sırada alışkın olduğum bir ortam beni karşıladı.
- N'aptın budala!
- Haha salak!
- Seni gidi bücür! HahahahBu ortama alışmıştım, servis şoförü yaşlı birisi olduğundan ve kulağında hafif bir sağırlık olduğundan öğrencileri duymuyordu. Servis annesi koymaya ihtiyaç duymuyordu okul yönetimi, zaten öğretmen nüfusu da azdı. Hiç kimse benim tavırlarıma katlanamıyordu, sırf onlardan daha akıllıca davranıyorum diye beni kıskanıyorlardı. Ama ben sanki hiçbir şey olmamış gibi yürüyerek en arka koltuğun cam kenarına oturdum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veri
Science FictionBabası bir yazılımcı, annesi ise MsCo şirketinde baş sekreter olan Deniz, babasının yaptığı bir program ile tüm dünyayı elleri altına almıştır. Bu programı kendisiyle birleştirirse ne olabilir ki?