Bölüm 5

3.2K 212 4
                                    

Bugün uyanmamın sebebi dışarıdaki itfaiye sesleriydi. Belli ki dışarıda bir yangın vardı. Uyanır uyanmaz yanımdaki telefona baktım, arkadaşlarımdan mesaj gelmişti. Mesajların içeriği genellikle "başın sağ olsun" idi. Bunları cevaplamaya yeltenmeden mutfağa doğru yavaş adımlarla ilerledim. Dünki boşluktan başka hiçbir şey yoktu buzdolabında. 

Biraz daha dayanabileceğimi umaraktan banyoya çıktım. Dişlerimi fırçaladıktan sonra çalışma odasına ilerledim. Bilgisayarın birleştirme işleminin bitmesine 1 gün vardı, ben ise sabırsızlanıyordum. Cüzdanımdaki kalan son parayı da harcadığım için dışarı çıkıp ATM'den para çekmeye karar verdim. Çantamı alıp hemen yan sokaktaki ATM'ye doğru yola koyuldum. Bugün herkes telaşlı gözüküyordu, nedenini yakında öğreneceğim barizdi. 

Normalde babamın 10 kişilik sıra beklediği yer bugün boştu. ATM'nin çalışması için normalde kredi kartı gerekliydi ama yeni getirdikleri özellik ile hesap numarası yeterliydi. 600 TL çektikten sonra bir süpermarkete girdim, 200 TL değerinde yiyecek ve içecek aldım. Elimdeki bir ton poşetle eve gittim, buzdolabını doldurmam hayli bir uzun sürdü. 

İşim bittikten sonra bilgisayarı kontrol ettim, 18 saat kalmıştı. Aklıma pano geldi, kurbanlarımı oraya asmaya karar verdim. İlk başta not defterinden sayfa koparıp üzerine "Mesus" yazdım ve bu kağıdı panoya iğneledim, ileride daha fazla düşmanım olacağı belliydi. Annem ve babamdan kalan tüm hatıraları yatak odasına koydum, içeriyi temizledim, pencereyi kapattım ve odanın kapısını kilitleyip anahtarını da çalışma odasındaki çekmeceye koydum. 

O sırada karnımın guruldadığını hissettim. Bugün en sevdiğim yemek olan pilav üstü kavurma yapacaktım. Hızlı adımlarla yemeği hazırladım, yemek bittiğinde ev mis gibi kokuyordu. Bir aç kurt gibi yumuldum yemeğe.

----------5 Saat Sonra----------

Akşam olmuştu, yatıp uyudum. Bu sefer itfaiye sesiyle değil, bilgisayarın tiz alarm sesiyle uyandım. Bu birleştirme işleminin bittiğini gösteriyordu, sırada son şifreleme vardı. Günlük bakımımdan sonra çalışma odasına doğru ilerledim. Masanın önüne oturup işlemi tamamladım, şifrelemeye geçtim. Görünebilecek (şifrelenmiş de olsa) tüm kodları yeniden şifreledim. 

Artık program hazırdı, aynı anda milyonlarca uyduya sinyal gönderdiği için programı açtığımda büyük bir sinyal dalgası beni karşıladı. Biraz sarsılmıştım. Sonunda programın komut arayüzüne ulaşmıştım ama ilk olarak kahvaltı yapmam lazımdı. Hızlı adımlarla bir sandviç hazırladım ve mideye indirdim. Çalışma odasına girip kapıyı kilitledim, komut arayüzüne önceden babamla hazırlamış olduğumuz bir alfabe ile "siber saldırılar" yazdım. Ekranda binlerce hatta milyonlarca yapılan DDos saldırılarını görebiliyordum. 

Şu anda en büyük hedef Türkiye idi, bunu yapan da muhtemelen Mesus idi. İlk olarak saldırının yapıldığı IP adresini buldum, bu muhtemelen sahte IP adresiydi. Sonra zincirleme IP bulma aracını çalıştırdım, gerçek IP adresini bulduktan sonra konum bulucuyu çalıştırdım. Artık nerede oldukları elimdeydi, sırada saldırıyı başlatmak vardı. 

İşin garip yani şu an Türkiye içindeydiler. Saldırıyı İstanbul evlerinden birinde gerçekleştiriyorlardı. Bu da benim için bir fırsattı, polisi arayıp ihbar edecektim onları. Polis gelene kadar da bilgisayarları ile biraz oynayacaktım.

- Size nasıl yardımcı olabilirim?
- Ben bir ihbarda bulunmak istiyordum.
- Konuyu biraz daha açar mısınız ?
- Sanırım Mesus adlı grubun şu anda nerede olduğunu biliyorum. Bir arkadaşım İstanbul yakınlarındaki bir evde şüpheli bir hareket olduğunu söyledi, tam eve girdiklerinde internetlerinin yavaşladığını söyleyince ben de Mesus adlı grubun orada olduğunu anladım.

Polis memuru biraz heyecanlanmış gözüküyordu.

- Peki, adresi verebilir misiniz ?

Adresi tam olarak söyledim.

- Teşekkürler, eğer söyledikleriniz doğruysa size ödül verileceğinden emin olabilirsiniz.
- Gerek yok, vatani görevimi yaptım. İyi günler.
- İyi günler.

Polis istasyonundaki neredeyse en genç memur, Deniz'in verdiği adresin yazılı olduğu kağıt ile amirine doğru yola koyuldu. Amiri, genç memuru bu kadar telaşlı görince ne olduğunu sordu. Genç memur elindeki kağıdı amirine vererek "İhbar geldi efendim, Mesus adlı grubun adresi burasıymış." dedi. Amiri şaşkın gözlerle o adrese en yakın olan İstanbul bayisini arayıp adresi verdi. "Hemen baskın yapılsın, siren açmayın!" diye cevap verdi.

Şimdi sırada biraz oyun oynamak vardı, yeni bir komut sekmesi açarak polis aracını izlemeye koyuldum. Diğer sekmeden grubun bilgisayarına sızdım, kameralarını açmayı denedim ama sürücüsünü silmişlerdi. Geri yüklersem fark ederlerdi, o yüzden vazgeçtim.

VeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin