Bölüm 6

3.1K 256 5
                                    

Hacker grubunun şu anda bir siber saldırı üzerinde olduğu barizdi, hedeflerinin ne olduğuna bakmak için sinyalleri takip ettim. Hedefleri TBMM olarak gözüküyordu, şimdi onlara küçük bir sürpriz yapacaktım. Zamanında babamla programa ilave ettiğimiz bir eklentiyi çalıştıracaktım, bu eklenti zamanlamaya yarıyordu. 

Farklı bir komut satırı daha açarak zamanlayıcıyı aktifleştirdim, polislerin gelmesine yaklaşık 5 dakika vardı. Zamanlayıcıyı ayarlamak, topu topuna 1 dakika süreceği için  4 dakika olarak ayarladım. Süre bittikten sonra bilgisayarlarına bir mesaj gönderecektim, içeriği de "Sonunuz geldi, Türkiye'ye bulaşmayacaktınız." olacaktı. Ayarladıktan sonra polis araçlarına bir kez daha baktım, tam da tahmin ettiğim gibi geliyorlardı. 

Bu sırada siber saldırının sonuçlarını engellemek için TBMM için gönderdikleri sinyalleri INTERPOL sunucularına yönlendirdim. Onlar için TBMM olarak gözükecekti ama aslında INTERPOL kurumuna saldırı düzenliyorlardı. INTERPOL, bunu fark ettiğinde belki de arananlar listesine ekleneceklerdi. Bu sırada belimin ağrıdığını hissettim, mutfağa doğru ağır adımlarla yürümeye başladım. Çalışma odasındaki sandalye çok sert olduğu için uzun süre oturduğum zaman belim ağrıyordu. 

Mutfaktan kendime bir çay alıp tekrardan bilgisayarın başına geçtim. Polislerin gelmesine 1 dakika kalmıştı, hemen alt sokaktalardı. Bu arada kalbim küt küt atıyordu, programın varlığını şimdilik kimsenin öğrenmemesi lazımdı. Zamanlayıcı çalışmıştı ve grubun bilgisayarında mesaj gözükmüştü. Olay yerine en yakın kameraya bağlandım ve video kaydı başlattım. Polisler, evin etrafını sarmışlardı, grubun bilgisayarını kontrol ettiğimde tüm programları kapatmaya çalışan bir fare imleci gördüm. Ayarladığım zamanlayıcı sayesinde bu mümkün olmuyordu. 

En sonunda bağlantı kesilmişti, muhtemelen bilgisayarın bataryasını çıkarmışlardı. Bu sırada kamerada 5 kişinin çıkarıldığını gördüm, o kadar sevinmiştim ki! Bu olaydan sonra 2 polis evin içine girip arama yaptılar, çıkardıkları tek şey laptop idi. Beni bulamamaları için laptop açılır açılmaz içinde koyduğum zamanlayıcıyı silecek bir yazılım koydum laptopun içine. Haberlere bakmadan önce video kaydını durdurdum ve bilgisayara kaydettim, sonra üzerinde "Mesus" yazan kağıdı yırtıp çöpe attım.

Komut satırlarını kapatıp videoyu telefonuma attım. Her ihtimale karşı bilgisayarımdaki videoyu kalıcı olarak sildim. Bilgisayarı kapattım ve salona doğru ilerledim. Bir yandan televizyonu açıyor bir yandan da haber kanallarının ihbar telefonlarını bulmaya çalışıyordum. Sahte telefon numarası ve IP adresi hizmetini açarak bu numaralara videoyu gönderdim, gönderir göndermez görüldü yazısı çıktı ekranda. Telefonu kapatıp haber kanallarını tek tek gezinmeye başladım, en sonunda habere rastladım.

"SON DAKİKA! Evet sayın seyirciler, polis harekatından gelen bilgilere göre az önce bir ihbar üzerine Mesus adlı hacker grubu yakayı ele verdi! Türkiye'yi siber saldırıları ile tehdit eden Mesus adındaki grup şimdi sorgulanmak için yüksek mahkemede yer alacak. Siber saldırıyı gerçekleştiren 5 kişi olsa da grubun diğer üyelerinin olup olmadığı araştırılıyor. Şimdi olay anına ait kamera görüntülerini getireceğiz ekranlarınıza..."

Kamera görüntüleri, benim gönderdiğim görüntüler ile aynıydı. Telefonuma mesajlar yağmaya başlamıştı, sosyal medya çalkalanıyordu. Herkes sevinç içinde Mesus'a hakaretler yağdırıyordu. INTERPOL ise kendisine yapılan saldırıdan yeni haberi olmuştu, saldırıyı yapanın izlerini sürmeye başlamışlardı. Kısa bir süre içinde de "Mesus" adlı grubun fişinin tamamen çekileceği barizdi. Ben ise keyif içinde televizyonu kapatıp kendime yemek hazırlamaya başlamıştım bile. İçimden "Baba gözün burada kalmasın, programın harika işliyor." diye geçirdim.

Bu bölümü kitabımıza ilk oyu veren @mavibuyu adındaki kullanıcımıza adıyorum.

VeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin