Soğuk Savaş 1.Kısım:
Aslında bu dediğim faktörlerin hiçbiri bizimle ilgili değildi, yapmakta da o kadar kararlı değildim. Fakat Amerika ile olan sıcak savaş bitse de soğuk savaş hala devam ediyordu. Yani ekonomik kriz de devam ediyordu, üstelik daha da artmış bir şekilde. O yüzden acilen bir şeyler yapmalıydık, yoksa ülkeyi ne kadar korursam koruyayım batardık. Bu yüzden ilk olarak yapay zekadan bir internet sayfası açmasını istedim, bu sayfada yaptığımız ve yapacağımız şeyleri yayınlayacaktık.
Siteyi kendi uydumuz üzerinden kontrol edemezdik çünkü siteye ulaşanlar bizim ana bilgisayarın yerini de öğrenirlerdi, yani Deniz daha gelmeden ölmüş olurdu. Bunun üzerine çok ünlü bir hosting şirketi olan HINC'e gizlice girip siteyi açtıracaktık. Konum olarak HINC'in seçili olduğuna emin olduktan sonra yapay zekaya başlatma komutunu verdim. Kısa süre içinde sitemiz yayındaydı, yapay zeka otomatik olarak şu ana kadar yaptığımız şeyleri buraya girmişti. Benim özel olarak ilgilenmeme gerek yoktu.
Sırada havadaki EMP kontrolünü tamamen Amerika dışına çıkarmalıydım. Bunun için yeniden kodlama gerekiyordu, yeterli kodlama bilgim olmadığından yapay zekadan isteyecektim. Yapay zeka hızlı bir şekilde EMP parçacıklarını lehimize yeniden kodladı ve kodu işler hale getirdi. Artık odanın hava almasına izin verebilirdik ama ne olur ne olmaz diye vazgeçtik. Kemal ve ben rahat bir nefes aldıktan sonra dışarı çıktım, hatırı sayılır bir zamandan sonra ilk kez dışarı çıkıyordum. Çıkar çıkmaz bir üşüme geldi, sıcak bir ortamdan çıkmıştım.
Mutfağa gidip mısır gevreği ve sütlerin çoğunu aldım, etrafı kontrol edip tekrar içeri girdim. Birkaç gün daha burada kalacağız gibi duruyordu. Açlığımızı gidermek için her birimiz ikişer kase mısır gevreği yedik. Sonra sitemizin görüntülenme sayısına baktık, şimdiden milyonları geçmişti. Yorumlar kısmında herkes bize teşekkür ediyordu, bu sırada hosting şirketinin durumu fark edip etmediğine bakıyordum. Şu ana kadar fark eden olmamıştı, muhtemelen bunları otomatik kontrol eden yazılımlarına çok güveniyorlardı. Biz o yazılımı delip geçtiğimiz için sıkıntı yoktu.
Kemal hayli bir ilerlemişti, en geç 1 hafta içinde Deniz yanımızda olacaktı. En azından bilişsel olarak. Gelelim fasulyenin faydalarına, yayınlayacağımız ve muhtemelen yayınladığımız zaman toplumda büyük bilinç uyandıracağımız şeye gelmişti sıra. Çok havalı puntolar ve yazı fontlarıyla çok güzel bir slogan yazdım, artık sloganımız "#süpergüç" şeklinde isimlenmişti. Daha 5 dakika olmadan binlerce kişiden oy almıştı bu paylaşım.
Bu kişilerin içinde üst yöneticiler de vardı, hani çalışmaya başlayacaklarından değil de laf olsun torba dolsun diye oy verdiklerinden başka bir şey diyemezdim. Tabii bunu yapmazlarsa o zaman onları da büyük sürprizler beklemiyor değildi. Sırada Kemale yardım etmek vardı, her ne kadar biyolojiden anlamasam da. Elleri klavyeden hiç ayrılmıyordu, şu ana kadar satırlarca kod yazmıştı. Tabii bunu kodlama bilerek değil aklındakileri yapay zekaya söyleyerek yapıyordu.
3 Hafta Sonra
Devlet artık bir şeyler yapmaya başlamıştı, 3 hafta boyunca 30 fabrikanın açılışına karar verilmişti. Bunun yanında üretim yapmak için açılacak şirketlere ek olarak krediler verilmeye başlanmıştı. Bu da yerli üretim yapan şirketlerin artmasına nedendi. Ülke yavaş yavaş kalkınıyordu, halkın gözü açılmıştı. Bu sırada arkalardan Kemal bana seslendi:
- MELİS, SANIRIM BİTTİ, KODLARDA HİÇBİR HATA YOK!
- Tamam, bunu 3 haftadır dinliyorum zaten. Sakin, durumu anlat.
- Tüm kodlar bitti, yapay zeka da üzerinden yüzlerce test yaptı. Şu anda tek yapmamız gereken bilinci oluşturmak.
- Bir saniye, Deniz'in beynini olduğu gibi aktaramayız. Kopyala-yapıştır yapmalıyız, bu bilgiler çok değerli.
- Tamam, o zaman diskleri ana bilgisayara bağlayalım.
Kemal hızlı adımlarla korumaya aldığımız disklerin kablosunu ana bilgisayara bağladı ve anahtarını açtı. Yapay zekaya komutu verdim. İlk önce programı yeni sürüme güncelleyecekti, sonra disklerin içindeki verileri ana bilgisayara aktarıp ikisini birleştirecekti. Ki burası en zor kısmıydı çünkü yeni bir kişilik yapıyorduk, sadece fiziksel bir bedeni yoktu. Yapay zekanın programı güncellemesi için çipi yapay zekanın okuyucusuna koymalıydık fakat çipi çıkardığımız zaman dalga kesileceği için EMP'yi 5 dakika için de olsa kontrol edemeyecektik.
Bu yüzden içeride EMP olup olmadığını yapay zekadan kontrol etmesini istedim, temizdi. Çipi dikkatlice okuyucudan çıkarıp hızlıca diğer okuyucuya taktım. Yapay zeka hızlı bir şekilde programı güncelledi, çipi çıkarıp tekrar yerine taktım. Buraya kadar her şey güzel gidiyordu, sırada korktuğum şey vardı. Yapay zekadan özellikle dikkatli olmasını istedim. Hızlıca disklerin içindeki verileri ana bilgisayara kopyalamaya başladı, tüm bilgisayarların fanı son devirdeydi.
Büyük monitörde bir yükleme yazısı belirdi. Dakikada %2 doluyordu, ki bu normaldi. Disklerde milyarlarca veri vardı. Aşırı heyecanlı bir şekilde işlemin bitmesini bekliyorduk, işlem bitene kadar kendimizi rahatlatmak için tabletten haberleri gezmeye başladık. Bir anda burnumuzun kanadığını fark ettik, bu işleme başlamadan önce buradan çıkmalıydık. Odada oluşan yüksek radyasyon bizi öldürecekti, koşarak odadan çıkmaya çalışsak da odanın girişinde ikimiz de bayıldık.
Uyandığımda etraf karanlıktı, içeriden tiz bir alarm sesi geliyordu. Bu alarm sesinin nedeni içerinin EMP parçacıkları dolmasındandı. Kemal hala baygındı, ayağa kalkıp yapay zekaya seslendim:
- Hey, orada mısın?
- Evet Melis, uzun süreden beri baygındınız. Ben de disk kopyalama işlemi bitince karakter işlemini askıya aldım.
- Nasıl yani?
- Deniz'i yeniden oluşturmak için karakterini belirlemeniz gerekiyor.
- Göster bana.
Yapay zeka monitöre aynı The Sims oyunundaki gibi bir avatar tasarım ekranı getirdi. Buradan ses, dijital görünüş gibi özellikleri ayarlayacaktık. Yapay zekaya neden Deniz'in orijinal sesini seçmiyorsun diye sordum, cevap olarak bulamadığını söyledi. Sesini veri tabanında kaydetmek için programlanmamıştı, onun yerine dünyadaki neredeyse tüm kadınların sesini önüme getirmişti. İçlerinden Deniz'in sesine en çok benzeyen sesi seçtim.
Sırada dijital görünüşü yani avatarını seçmek vardı. Yine Deniz'in birkaç yerden resmini bulup onu yükledim. En sonunda karakter oluşturma işlemini başlatmasını istedim. En fazla yarım saat sonra Deniz ile konuşmaya başlayacaktık. Aklıma Kemal geldi, hala uyanmamıştı, hızlıca Kemal'in yanına koştum.
Nabzı atıyordu, nefes de alıyordu, kısaca yaşıyordu. Onu sürükleyerek odadan dışarı çıkardım, kapıları kapatıp tahliye işlemini başlatmak için yapay zekaya seslendim fakat tahliye işlemi için gereken cihaz radyasyon yüzünden bozulmuştu, yani EMP parçacıklarını yok etmekten başka bir seçenek yoktu.
Herkesin ciğerine kadar işlemiş bu EMP parçacıklarını nasıl çıkarabileceğimi bilmiyordum. Bu sırada başımın ağrıdığını hissettim, hemen odadan dışarı çıktım. Kemal yerinde yoktu, evin her yerini aramaya başladım. Kemal yoktu, hemde hiçbir yerde...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veri
Science FictionBabası bir yazılımcı, annesi ise MsCo şirketinde baş sekreter olan Deniz, babasının yaptığı bir program ile tüm dünyayı elleri altına almıştır. Bu programı kendisiyle birleştirirse ne olabilir ki?