Ekibin uyduya erişmesine yaklaşık 5 gün kalmıştı. Deniz, varis bulamadığı için yapacaklarını çabuk yapmalıydı. Eğer çabuk olursa mekik uyduya yakınlaştığı zaman mekiğin ana bilgisayarına erişip etkisiz hale getirme olanağı vardı ama bunu yapacağı sırada Gopid'in onu engellemiyor olması lazımdı. İlk iş halası olduğu için onu kurtarmak için seçeneklerini çoğalmayı deneyecekti. Onları tehdit edebilecek bir şey bulabilirse şiddete gerek kalmadan işleri halledebilirdi.
Halasının olduğu bölgeyi araştırınca mükemmele yakın bir şey buldu, bir e-silah! Bu silaha uzaktan erişim sağlayarak menzilindeki hedefler yok edilebilirdi. Belki de diskini taşıttığı robot modellerinden bir ordu yapıp sığınağın olduğu bölgeye salabilirdi. İşte bu kadar, bulmuştu ne yapacağını. Binanın nerede olduğunu veri tabanına kaydetmişti, kolayca buldu. Burası, halasının önceden çalıştığı bir yerdi, bir siber araştırma kurumuydu. Temel amacı askeri robotlar üretmek olmasa da bir robot piyasasına hakimdi.
Kaçtığı robot modelinden daha gelişmiş olan bir model seçip bunların yazılımını çözmeye çalışıyordu. Biraz uğraştıktan sonra kısa bir script yazarak 30 kadar robot modeline bu kodu yükledi. Artık robotlar onun kontrolündeydi, her biri tonlarca mermi ve zırhla donatılmış bu robotlar ile halasını %98 olasılıkla kurtarabilirdi. Burası aşırı bir şekilde korunduğundan robotları çıkarması o kadar da kolay olmayacaktı, kaçtığı koridoru kullanmaya karar verdi.
Yine alarmı çaldırdı, bu sefer alarmın çalmasını gerektirecek bir şey yaparak çaldırdı. Sunucuların içindeki verileri zamanla silecek bir solucan yazıp sunuculara yüklemişti. Buradaki verilerin silinmesi onun zararına değil yararınaydı, sonuçta burası Amerika kökenli bir şirketin binasıydı. Robotlarla beraber kaçarken Gopid de yazılımını geliştirmişti. Deniz'i izlemeye başladılar ama artık çok geçti. Deniz, sığınağın oraya varmıştı. Sığınağın oradaki holografik panelleri söktüklerinden hem Deniz hem de yapay zeka artık oraya giremezdi.
Böylece yapay zekanın robotları eritme olasılığı da sıfıra iniyordu. Deniz, küçük bir bağlantı bularak Gopid'in bilgisayarlarına canlı bir link gönderdi. Bunun için konumlarını bulmasına gerek yoktu, sadece bağlantıyı geri teptirmişti. Gopid kendi ajanlarının canlı canlı ölmesini izleyecekti şimdi. Deniz e-silahın hedeflerini belirleyip robotlar ile senkronize bir şekilde çalışmasını sağladı. İlk önce e-silahın üstünde bulunan bir hoparlör ile ajanlara uyarı mesajı gönderdi: "Eğer halamı rahat bırakmazsanız, sonunuz hiç iyi olmayacak."
O kadar kendinden eminlerdi ki hiç aldırış etmediler. Deniz, robotları yavaş yavaş ajanları çevreleyecek şekilde hareket ettirmeye başladı. Artık etrafları tamamen sarılmış, kaçacak bir yerleri kalmamıştı. En sonunda ajanlardan biri sesin kaynağını merak ederek etrafa bakındığı sırada e-silahı görmüştü. Bu gördükleri son şeydi. Deniz işi bittikten sonra halasına bir mesaj gönderdi: "Güvendesin :)"
Melis, dışarıdaki yoğun silah seslerinden dolayı çok korkmuş ve yere büzülüp olacakları düşünmeye başlamıştı. Deniz'den gelen bu mesaj ile biraz olsun rahatlamıştı. Artık Gopid'i etkisiz hale getirmişti, en azından şimdilik. Jeff, çılgınlar gibi bağırmaya başladı: "O ROBOTLARI YOK EDİN!". Gopid büyük bir askeri güce sahip olmadığı için robotlara sadece sanal olarak karşı koyabilirdi ama Deniz, yazılımlarındaki güvenlik açıklarını kapattığı için bu imkansızdı. Bu sırada bir şey fark etti, sunucu çiftliğinden Gopid'in konumunu bulabiliyordu.
Sunuculara bir komut gönderdi, aynı SQL komutu gibi bir şeydi. Bu komut sayesinde sunuculara erişim izni olan tüm bilgisayarları listeleyebiliyordu. Bu bilgisayarların içinden Jeff'in bilgisayarını buldu ve IP taramasına başladı. Gopid, bu durumdan bu sefer erken haberdar olmuş ve bilgisayarı kapatmışlardı. Yaptıkları bu acele iş onlara pahalıya mal olacaktı çünkü artık yapay zekayı kontrol eden bir bilgisayar yoktu. Her ne kadar aceleyle ekip yollasa da yapay zeka kontrolden çıkmıştı bile. Asıl görevi Deniz'i yok etmek olduğu için tüm açıkları aramaya başladı.
Deniz, elindeki şifreli bağlantıyı çözerek Gopid'in konumunu bulmuştu bile. Yapay zekanın koduna girmesi için önünde bir engel kalmamıştı. Kodun temelini bildiği için aykırı bir kod yazması da zor değildi. İşin içine katmadığı bir şey vardı, o da yapay zekanın şu an onu izliyor olmasıydı. Tam kodu aktifleştireceği esnada Deniz'in bağlantısını değiştirmeyi başarmıştı, bu da Deniz'in sunucuların içinde hapis kalmasına neden olmuştu. Dışarı ile bağlantı kuramıyordu çünkü bağlantı istekleri engelleniyordu, uyduda belirlediği zaman aşımı süresi 3 gündü. 3 gün boyunca uydu sinyal alamazsa sistemi yeniden başlatıyordu lakin o kadar zamanı yoktu.
2 gün boyunca ne yapacağını düşündü Deniz, yapay zekanın tüm işlemlerini inceledi. Gopid de bu sırada kontrolü yeniden ele almıştı, Deniz'in elindeki tek koz robotlardı çünkü robotları Gopid'in binasına gitmek için programlamıştı, şu anda istediğini yapıyorlardı. Melis de birkaç gün Deniz'den haber alamayınca şüphelenip sığınağın içindeki kontrol panelinden uyduya ulaştı, uyduda da bir şey olmayınca yeniden başlatma komutu gönderdi. Tek sorun, bağlantının şifreli olmasıydı, Melis'in bunu hızlıca çözmesi lazımdı yoksa Deniz yok olacaktı. Aklındaki tüm şifreleri denedi ama Deniz'in ne koyduğunu bulamadı.
En sonunda brute-force işlemini çalıştırdı, sistemi bildiğinden hangi karakterler ile yapılacağını çok iyi biliyordu. Sistem, Deniz ve Melis'ten başka birisi tarafından kırılamazdı. Yazılım, şifreli bağlantıyı deşifre ederek şifreyi buldu: "keskeburadaolsaniz". Şifreyi öğrenince ağlamaya başladı ama ağlaması Deniz'i kurtarmasına engel olmamalıydı. Komutu göndererek uyduyu yeniden başlattı. Deniz, yapay zekanın sunucularını tekrar kırmaya çalıştı ama başarısız oldu.
Sonuçta karşısında en az onun kadar güçlü olan bir yazılım vardı. Tek çare programı kullanmaktı, her ne kadar yapmak istemese de. Yapay zekanın tüm işlevlerine atak yaparak onu etkisiz hale getirdi, kodu zorla ona yüklemek için ağır saldırıyı aktifleştirdi. Yapay zeka ile program adeta savaşıyordu ama kısa süre içinde yapay zeka etkisiz hale gelmişti. Jeff, bunu görünce korkarak ekibin yanına gitti:
- Çabuk boşaltın burayı, çabuk!
- Ne oldu, efendim?
- Şu anda olmaz, kaçın!
Artık çok geçti, binanın etrafı robotlar tarafından sarılmış, yapay zeka Gopid düşmanı haline gelmişti. Mekik uyduya ulaşmıştı, Deniz onları engelleyememişti. Jeff'in telefonu çalıyordu:
- Başardık, Jeff! Uyduya ulaştık.
- Yok edin artık şunu, yok edin!
Ekip, hızlıca uydunun güç kaynağını sökmeye çalışıyordu, Deniz'in artık yapacaklarını hızlı yapması lazımdı. Son güçle binanın elektrik trafosuna saldırı gerçekleştirdi, bina içinde oluşan parazit sayesinde binanın tüm elektronik kapıları kapandı. Tüm ekip odada sıkışmıştı. Deniz robotları son bir emirle binaya soktu, artık ekibin işi bitmişti.
Son saniyelerini yaşarken beklenmedik bir şey oldu, Melis Deniz'i indiriyordu! Hem de en iyi varis olan Deniz'in evine. Son umudunu da yitirdiği sırada birden kapandı, uydunun güç kaynağını sökmüşlerdi. İndirilme işlemi de %78'de takılı kalmıştı. Melis neyin inip neyin inmediğine baktı, Deniz'in benliği yani duygusal hafızası inmemişti. Bu demek oluyor ki artık kim olduğunu bilmiyordu. Sadece çok güçlü bir yazılımdan ibaretti. Ekip uydunun içindeki diske ulaştıktan sonra onu mekiğe aldılar. Mekikte üstündeki koruyucu tabakayı sökerek diski saf halinde kutuya koydular. İşleri bitmişti, dönüyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veri
Science FictionBabası bir yazılımcı, annesi ise MsCo şirketinde baş sekreter olan Deniz, babasının yaptığı bir program ile tüm dünyayı elleri altına almıştır. Bu programı kendisiyle birleştirirse ne olabilir ki?