Küçük Prens ekledi: 'Ama gözler kör. Yüreğiyle bakmalı insan.' ☁️
Saat sabah beşe geliyordu. Göğüsümde yatan adamın saçlarına bir kez daha öpücük kondurup iç çekişlerini dinlemeye devam ettim.
Korkunç ve çok ağır şeyler yaşamıştı. Bu zamana kadar tek başına bunlara katlanmak korkunçtu. Bana anlatınca biraz rahatladığını söylemişti ama bu kadar büyük bir yük nasıl atılırdı bilmiyordum.
SeokJin her şeyi anlattıktan sonra sakinleşmesi adına ona sıkıca sarılıp göğsüme yatırmıştım. İkimizde deli gibi ağlamıştık. Saatler geçmesine rağmen hala iç çekiyorduk. Onu sakinleştirmek için önce kendimi toparlamam gerekiyordu ama duyduklarım buna hiç yardımcı olmuyordu. Çok üzgündüm. Çok sinirliydim. Gidip o kadından hesap sormamak için kendimi çok zor tutuyordum. Yine de SeokJin için sabredecektim. Bunca zaman bu yükü tek başına taşıdığı için bundan sonrasında da onun istediği gibi ilerleyecektik. Tek farkı, artık yalnız değildi. Bundan sonra her zaman beraberdik.
SeokJin hafifçe kıpraştığında kolumla burnumu silip sessizce mırıldandım.
"Daha iyi misin?"
Kafasını salladı. İkimiz içinde zor bir gündü. Aklıma SeokJinin olanları anlatırkenki ağlayan suratı geldiğinde boğazımda kocaman bir yumru oluşmuştu. Bir yandan saçlarını okşarken bir yandan da mırıldandım.
"Bunca zaman nasıl dayandın SeokJin?"
Herhangi bir cevap alamamıştım. Ardından da SeokJin rahat olduğunu umduğum bir uykuya dalmıştı.
———————
Telefonun alarmıyla irkilmiştim. Yatağın yanındaki komidinin üzerinde duran telefonu tek elimle alıp SeokJin uyanmadan kapattım. Saat yedi olmuştu. Hazırlanıp okula gitmem gerekiyordu ama bugün gitmeyecektim. SeokJini yalnız bırakamazdım.
Uyuşan sağ kolumu SeokJini uyandırmadan kafasının altından kaldırıp yataktan kalktım. Toplasan bir buçuk saat anca uyumuştuk ama kalkmam gerekiyordu. Dün burada kaldığımı kimseye haber vermemiştim. Görevlilerden biri odaya girseydi ve bizi sarmaş dolaş aynı yatakta yatıyor olduğumuzu görseydi bu durum DongHo Beyin kulağına mutlaka giderdi. Açıkçası şu sıralar kovulmak en son istediğim şeydi. Kendimi ve SeokJini tehlikeye atamazdım.
Odadaki koltuğa yerleşip telefonumdaki mesajları kontrol ettim. Mesaj yoğunluğu dikkatimi çekerken bunun nedeninin bizimkilerle açtığımız grup olduğunu fark etmiştim. Yaşadığımız tatsız olaylar sonucunda o gruptan çıkmıştım fakat yeniden eklenmiş olmalıydım.
—————
NamJoon: Taehyung
Müsaitsen hemen cevaplaa
Önemli bir şey konuşmalıyıızHoseok: İştedir şuan bence
BakamayabilirYoonGi: Noluyor?
Kook: Nedir bu önemli mesele Hyung?
NamJoon: Aslında Taehyungu beklesek daha iyi olurdu
ama gelmeyecek gibi
Neyse ben söyleyeyim
Yarın akşam bizde toplanıyoruz
'HEP BERABER'
'ESKİSİ GİBİ'
İtirazı olan?Jimin: Hepimiz mi?
Mümkün mü bilemiyorumHoseok: Lütfen ama
İğneleme yapmadan konuşamaz mıyız?
Ne oldu bize?
Eskiden böyle miydik?YoonGi: Tamam uzatmayın
Geçmiş konulara da girmeyin
Yarın hepimiz orda oluyoruz
İtiraz etmeyinKook: Ben gelirim hyung sen yemekten haber ver bana
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMOREBI |TAEJIN|
FanfictionYanaklarımda hissettiğim yoğun ısıya bir de midemdeki tuhaf kıpırtılar eklenince yerimde huzursuzca kıpırdandım. "Bambaşka bir hayat, bomboş insanlar ve eşsiz gülümsemen... İnan daha güzeline rastlamadım Taehyung."