Öyle bir gel ki, olmadığın her güne değsin.☁️
Dersim bitmişti. SeokJine çıktığıma dair mesaj atıp merdivenlerin önünde beklemeye başladım. Dün onu o şekilde bıraktığım için tüm gün bana trip atmıştı. Çok önemsemedim çünkü trip atarken dünyanın en sevimli insanına dönüşüyordu. Dudaklarını büzerek dolaşıyordu, bu sayede öpülmeye hazır dudaklarından küçük öpücükler kazanıyordum.
"Taehyung!" SooJi'nin sesine eş zamanlı olarak sırtımda ağırlık hissetmiştim. Gülerek kolundan tutup önüme doğru getirdim. SeokJin onu sırtımda görseydi pek iyi şeyler olmazdı.
"Nerelerdesin sen Tae? Görüşemedik uzun zamandır. Özledim seni." Yüzünde tuhaf bir tebessüm vardı. Gülümseyip kolunu patpatladım.
"Üzgünüm SooJi, biraz yoğundum. Biliyorsun son senem ve sıkı bir ders programımız var." Anladığını belli edercesine kafasını salladı. Durgunluk vardı onda. Hemen dikkatimi çekmişti.
"Bir sorun mu var SooJi?" Kafasını hafifçe sallayıp burnunu çekti. Gözleri dolu doluydu.
"Kardeşimle tartıştık yine. Olmuyor Taehyung. Beni asla dinlemiyor. Dün gece eve gelmedi. Çok endişelendim."
Üzülmüştüm. Kardeşine kendisi bakıyordu. Asi bir kız çocuğu olmasının yanı sıra gençlik çağı nedeniyle biraz sorunluydu. SooJi onun için çok çabalıyordu, tıpkı benim için de çabaladığı gibi. Yakından tanık olduğum için onu çok iyi anlıyordum. Gözlerinden yaşlar akmaya başladığında elimi sırtına yerleştirip sakinleşmesi için bir süre bekledim.
"Merak etme SooJi o akıllı bir kız. Kendine dikkat ediyordur. Geri gelecektir, eminim."
Kafasını salladı. "Annem ve babama söz vermiştim. Biliyorsun onlar yurtdışına yerleşirken benim burada kalabilmem için kardeşime iyi bakmam koşulunu öne sürmüşlerdi. Ama ben bırak ona iyi bakmayı, eve bile getiremiyorum."
Ağlaması hızlanırken kollarını bana dolayıp yüzüne omzuma gömdü. Nezaketen elimle sırtını patpatlıyordum ama bir yandan da soğuk terler döküyordum. Birazdan SeokJin gelecekti ve biraz daha bu şekilde durursak büyük ihtimalle bizi görecekti.
"Merak etme SooJi. Ben de konuşurum onunla. Bir şekilde ikna ederiz. Daha fazla üzülme." Kafasını kolumdan kaldırıp gülümsedi. "Teşekkür ederim Tae-"
"Sevgilim?"
Gözlerimi kocaman açıp arkama döndüm. SeokJin tüm ihtişamıyla bize doğru geliyordu. Bugün ayrı bir yakışıklıydı. Güneşin altında parlıyordu resmen. Dudaklarımı yalayıp boydan boya süzdüm onu. Enfesti. Yüzünden anladığım kadarıyla da sarılma anımızı görmemişti. Derin bir oh çekip gülümsedim. Yanıma gelip kolunu omzuma attı ve beni kendisine çekti. Burnumun ucuna ufak, sulu bir öpücük kondurup gülümsedi. Şimdi şuracıkta eriyecektim.
"S-sevgilim mi?"
SooJi'nin burada olduğunu unutmuştum. Dudaklarımı ısırıp ona döndüm. Hayal kırıklığıyla bana bakıyordu.
"Şey, üzgünüm SooJi. Çok ani oldu ve sana söyleyemedim. Daha çok yeni!"
"Ne diye açıklama yapma ihtiyacı duyuyorsun ki?" Dirseğimi karnına geçirip susması için işaret verdim. Omuzlarını silkmekle yetinmişti.
"Taehyung bu doğru mu? Şimdi sen cidden tüm olanları unutup bununla... Ah bir saniye, lütfen şaka olduğunu söyle. Bu kadar kolay olmamalı!"
Onu anlıyordum. Benden hoşlanıyordu ve bir anda SeokJinle bu halde olmamız onu üzmüş olmalıydı. Bana verdiği emekleri hiçe sayamazdım.
"Bu kadar kolay SooJi. Kolay olmayan tek şey bizim aşkımızın bitecek olması. Birbirimizi seviyoruz. Bunu sen de çok iyi biliyorsun. Boşuna kendini yorma. Sürekli Taehyungun yanında olma çabalarını görebiliyorum. Ama çabaların boşa çıkacak. Ne ben Taehyung'dan vazgeçeceğim ne de o benden vazgeçecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMOREBI |TAEJIN|
FanfictionYanaklarımda hissettiğim yoğun ısıya bir de midemdeki tuhaf kıpırtılar eklenince yerimde huzursuzca kıpırdandım. "Bambaşka bir hayat, bomboş insanlar ve eşsiz gülümsemen... İnan daha güzeline rastlamadım Taehyung."