İzler kalır, izler kalırsın.☁️
Salıncakta oturmuş bir ileri bir geri sallanıyordum. Evden kaçıp buraya gelmiştim. O küçük cadı yüzünden rezil olmuştum. Hem ben onları MiSoo'yu sinirlendirmek için söylemiştim. Yoksa asla SeokJinle evlenmek için can atmıyor, rüyalarımda onunla beraber geçirdiğimiz günleri görmüyordum.
"Oturabilir miyim?"
Tanıdık sesle yutkundum. Hiçbir şey olmamış gibi davranmak en iyisiydi sanırım. Yüzüne bakmadan omuzumu silktim. "Burası belediye parkı, istersen oturursun istersen oturmazsın."
Yanımdaki salıncağa binip benim gibi hafifçe sallanmaya başladı. Gözümün yanıyla çaktırmadan onu izliyordum. Beni nasıl bulmuştu, merak ediyordum.
"MiSoo'yu eve bıraktım, şurada oturuyor." Eliyle gösterdiği kırmızı eve bakıp kafamı salladım. "Seni görünce yanına gelmek istedim. Onunla da bu parkta tanışmıştık dün gece."
Kafamı salıncağın demirine yaslayıp ona doğru döndüm. "Her tanıştığınla bir gece de sevgili mi oluyorsun sen?" Dişlerini göstererek gülümseyip dudaklarını ıslattı. "Kıskandın mı?"
"Ne münasebet! Sadece o küçük cadıyı hiç gözüm tutmadı."
"Neden? Anlaştığınızı düşünmüştüm." Kaşlarımı çattım. "Hiçte bile. Onu sevmedim. Ayrıca o dediklerimi onu sinirlendirmek için söylemiştim. Yanlış anlaşılma olmasın."
Kafasını alayla sallayıp "Aynen, kesin öyledir." dedi. "Dalga mı geçiyorsun benimle?"
"Hayır. Sadece hala bana karşı bir şeyler hissettiğini senden duymak çok iyi hissettirdi."
Gözlerimi kaçırdım. Tabi ki ona karşı bir şeyler hissediyordum. Kolay bitecek bir ilişki değildi bizimkisi.
"Önceden sana ne kadar bağlı olduğumu biliyorsun, bunu ortadan kaldırmak kolay olmadı. Hala da tam olarak bitiremedim seni."
"Bitirme Taehyung. Yıktığım yeri yeniden inşa etmek için çok çabalıyorum. Seni tekrar kazanmak istiyorum. İzin veremez misin?" Gözleri dolu doluydu. Onu fazla zorladığımın farkındaydım ama çok kırılmıştım, biraz da onu kırmak istemiştim. Bencildim ama içimi bir şekilde rahatlatmam gerekiyordu, ben de bu yolu seçmiştim.
"Gerçekten bitirmek isteseydim yüzümü bile görmene izin vermezdim SeokJin. Ters davranıyorum, seni bile bile kırıyorum ama her zaman da açık kapı bırakıyorum. Sana çok kırgınım. Nedeni ne olursa olsun beni öylece bırakıp gitmen çok acımasızdı. Emin ol MinAh bana bir şey yapsa daha az canım acırdı. Seni o sabah odanda bulamayınca aklım çıktı, bir şey oldu sandım. Hayatımın en korkunç anıydı. Sonra o basit mektubu buldum. Bir sayfalık mektupla beni bırakıp gitmen canımı çok acıttı-"
"Sana benim yüzümden bir şey yapsaydı bende aynılarını hissederdim Taehyung. Göz göre göre seni tehlikeye atamazdım." Gözümden akan yaşı çaktırmadan elimle silip devam ettim.
"Benim için ikimizi mahvettin. Böyle olmasındansa sadece bana zarar gelmesini tercih ederdim. SeokJin nasıl yaparsın bilmiyorum ama kalbimdeki bu kırgınlığı bir an önce yok et. Sana bıraktığım açık kapıların kapanmasına izin verme. Ben seni yine kırarım yine üzerim ama sen vazgeçme. Çok bencilce biliyorum, ama bunu istiyorum."
Salıncaktan kalkıp önümde dizleri üzerine çöktü. Sağ elini yanağıma çıkarıp hafifçe okşadı. Yüzünde masum bir gülümseme vardı. Gözleri pişmanlık ve umutla parıldıyordu.
Kucağımdaki elimi dudaklarına götürüp ufak bir öpücük kondurdu. "Söz veriyorum Taehyung, kapıları sonuna kadar açıp sana ulaşacağım. Eskisi gibi olabilmemiz için elimden geleni yapacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMOREBI |TAEJIN|
FanfictionYanaklarımda hissettiğim yoğun ısıya bir de midemdeki tuhaf kıpırtılar eklenince yerimde huzursuzca kıpırdandım. "Bambaşka bir hayat, bomboş insanlar ve eşsiz gülümsemen... İnan daha güzeline rastlamadım Taehyung."