47

1.7K 199 346
                                    

Ne var ne yoksa yıkıldı içimde, bomboşum. ☁️

"SeokJin?"

Taehyung'un sesiyle girdiğim transtan çıkmıştım. Minik bebeğimin yarı açık ağzıyla şaşkın suratını görünce yanındaki kazuleti bir anda görmez olmuştum. Öylesine tatlıydı ki gözlerimden kalplerin fışkırdığına emindim.

"Selam, Joon kitabını bizde unuttuğunu söyleyince onu vermeye gelmiştim." deyip elimdeki kitabı uzattım. Bu tamamen bir bahaneydi. Amacım sadece onu görmekti, daha doğrusu onu yalnız görmekti. Kitabı alıp biraz geriye çekildi. "Sabah alırdım ben, yorulmasaydın keşke. Geçsene içeri."

"Şey, rahatsızlık vermeyeyim."

"Bence de." SooJi bilmiş suratıyla söylenince onu omuzumla kenara itip içeri girdim. "Madem çok ısrar ettiniz gireyim bari."

Benim ardımdan onlar da gelmişti. SooJi'nin kısık sesle söylenmesini duyuyordum ama ne dediğini anlamamıştım. Salonun ışıkları kapalıydı. Duvardaki daire biçmindeki tuşu çevirip odanın aydınlanmasını sağladım. Bu ikisinin karanlık bir odada ne işi vardı ki zaten?

"Karanlık rahatsız etmiştir sizi. Şöyle ferah ferah oturalım." Koltuğa oturup rahat bir pozisyon aldım. Kendi evimde gibi rahattım. Gerçi burası da artık evim sayılırdı. Taehyung ayakta dikilirken SooJi karşımdaki koltuğa oturmuştu.

Taehyung tek elini ensesine atıp "Film izliyorduk, o yüzden kapalıydı ışıklar." diye mırıldandı.

"Çiçeğim sen bana açıklama mı yapıyorsun? Seni ısırmamam için tek bir neden söyle."

"E yuh ama! Tae! Ne diyor bu?" Taehyung kocaman açtığı gözleriyle bana bakıp susman için eliyle işaret verdi. "SeokJin neler diyorsun öyle herkesin içinde?"

"Yalnızken diyebilirim yani?" Yanakları kıpkırmızı olmuştu. Omuz silkip masada duran cips kasesini kucağıma aldım. Tam ağzıma atacakken Taehyung elime vurup durdurmuştu. "Midene dokunuyor, yeme şunu." Endişeli bakışlarını bir süre hayran hayran izleyip kaseyi yerine koydum. Ortamda garip bir sessizlik vardı. Taehyung kaçamak bakışlar atarken, SooJi gözlerini dikmiş geldiğimden beri beni izliyordu. Kaşlarımı kaldırıp 'Ne var?' dercesine kafamı salladım. Hala tepkisizdi sinsi yılan.

"SooJi senin evin yok mu?"

"Var tabii ki de bundan sana ne?" Gözlerimi devirdim. Bir insan ancak bu kadar itici olabilirdi.

"Hey, tartışmayın."

"Tae bana sataşıyor! Ona o kadar kinliyim ki kendimi tutamıyorum hayatım."

"Hayatım mı?! Hayatın batsın senin." Kız gözlerini kocaman açıp işaret parmağıyla beni işaret ederek konuşmaya devam etti.

"Bak görüyor musun? Durduk yere neler söylüyor."

Taehyung bana dönüp "SeokJin, lütfen." dedi. Uslu bir çocuk gibi kafamı salladım. Huyuna gidecektim. Gözlerim üzerindeki tişörte takılmıştı. Karman çorman bir şeydi. Hiç beğenmemiştim. "Taehyung, üzerindeki şeyi çok aradın mı?"

Benim minik farem ellerini tişörtün üstünde gezdirip dudaklarını büzdü. Ama ben onu öperdim.

"Bu tasarım bir tişört SeokJin. Neden öyle dedin ki? Kötü mü görünüyor?"

"Boşversene hayatım o ne anlar sanattan. Bilmediğin şeyler hakkında yorum yapma. Hem bak, bende de var ondan." Gözlerimi kızın tişörtünde gezdirip yüzümü ekşittim. "Çift tişörtü mü? Cidden mi? Sana da tam bu yakışırdı SooJi. Yalnız minik kurabiyem, sana hiç olmamış." Kafasını hızlıca salladı. "Çift tişörtü değil zaten. Onu nerden çıkardın SooJi. Ayrıca biz çift değiliz ki? Neyse ben size içecek bir şeyler getireyim. Uslu uslu beni bekleyin olur mu?"

KOMOREBI |TAEJIN|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin