Nefes aldığım sürece umudumu yitirmeyeceğim. ☁️
Taehyung 37. kez gözlerini karşısında oturan kadın ve iki küçük çocukta gezdirdi. Kapıyı çaldıklarında kadın açmıştı. Adamı sormuşlardı ve eşi olduğunu öğrenmişlerdi. Birkaç soru sormak istediklerini söyleyince de kadın kapıdaki iki genç adamı eve davet etmişti. Yaklaşık 15 dakika olmuştu ve herkes çıt çıkarmadan öylece oturuyordu. Taehyung gözünün yanıyla SeokJine baktı. Öylece karşısındaki kadına bakıyordu. Çok ciddi görünüyordu. Taehyung onun bu ciddi hallerine alışık değildi. Gergin ortamı dağıtmak adına boğazını temizledi.
"Biz eşinizi arıyoruz hanımefendi."
Kadın korkuyla dudaklarını dişledi. "Neden onu arıyorsunuz?"
Taehyung tam anlatacakken SeokJin kolunu tutup onu susturdu. "Yalnız konuşsak daha iyi olur. Çocuklar, bize biraz izin verir misiniz?" Çocuklar annelerinden onay aldıktan sonra salondan çıkmış, odalarına gitmişlerdi. Taehyung SeokJine bakıp gülümsedi. Bu durumda bile öylesine düşünceliydi ki, iyi ki SeokJin diyordu.
"Eşiniz annemi öldürdü." SeokJin'in soğuk sesiyle kadın titrediğini hissetmişti. Eşinin bir şeylere bulaştığını tahmin ediyordu zaten ama bu kadarını o da beklemezdi. Gözlerini birkaç kez kırpıştırarak bulunduğu ortamın gerçekliğine emin olmak istedi. Gerçekler tüm çıplaklığıyla ortadaydı.
"Nasıl yani? Buna nasıl emin olabilirsiniz ki?"
"Kendi kulaklarımla itiraf ederken duydum hanımefendi. Eşiniz nerde?"
Taehyung çok belli etmese de endişeliydi. SeokJin daha önce ondan hiç duymadığı bir ses tonuyla konuşuyordu. Bakışları bomboştu. Saf bir öfkeyle bakıyordu. Adamın şuan yakınlarda olmaması için içinden dua etti. Onu durdurabileceğinden emin değildi.
"Burada değil."
SeokJin ruhsuz bir şekilde gülümseyip tek eliyle boynunu sıvazladı. Boğazındaki ve ellerindeki damarlar ben buradayım dercesine bağırıyordu. Bakışlarını tekrar kadına çevirdi. "Eşiniz nerde?"
"3 yıl önce gitti. Nerede olduğunu bilmiyorum. Bizi bu eve yerleştirdi ve çalışmak için yurtdışına çıkacağını söyledi. Başka bir şey bilmiyorum."
"İletişim kurmuyor musunuz?" Taehyung, SeokJine nazaran daha ılımlıydı. Kadının korktuğu belliydi. Ortamı biraz daha yumuşatmak istiyordu.
"Kendisi isteyince ankesörlü telefonla arıyor. Numarası yok bende."
Taehyung anladığını belli edercesine kafasını sallarken SeokJin hızla ayağa kalkmıştı. Taehyung da peşinden kalkıp ellerini SeokJinin kollarına sardı.
"Eşinizle bir şekilde iletişime geçin ve hemen buraya gelmesini söyleyin. Adım Kim SeokJin. Söylerseniz hemen tanıyacaktır. Şunu da eklemeyi ihmal etmeyin; eğer o gelmezse ben bir şekilde bulurum. Bulduğumda da hiç nazik olmam. Burada numaram var. Onunla iletişime geçerseniz beni arayın. Bekliyor olacağım." SeokJin numarasını yazdığı kağıdı kadına uzatıp, Taehyungu elinden tutarak evden çıkarttı. Daraldığını hissediyordu. Açık hava iyi gelmişti. Dizlerini tutarak derin nefesler almaya başladı. Öfkesini bir şekilde atması gerekiyordu. Yoksa bu öfke ilk önce ona zarar verecekti.
"SeokJin iyi misin?" Taehyung, elini SeokJinin beline sardı. İyi görünmüyordu. Gözleri dolu doluydu. Biraz sakinleşmesini bekledi. Nefesi normale dönünce kollarını beline sarıp hafif bir şekilde sarıldı. Desteğe ihtiyacı vardı ve bir arkadaşı olarak ona destek olmak istemişti, ya da kendini o şekilde kandırıyordu. O an umursamadı. SeokJinin elleri de kendi sırtında birleşince yüzüne yayılan gülümsemeye engel olamadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMOREBI |TAEJIN|
FanfictionYanaklarımda hissettiğim yoğun ısıya bir de midemdeki tuhaf kıpırtılar eklenince yerimde huzursuzca kıpırdandım. "Bambaşka bir hayat, bomboş insanlar ve eşsiz gülümsemen... İnan daha güzeline rastlamadım Taehyung."