Ay geceye muhtaç, gece ise ona aşık.☁️
Başım hunharca ağrıyordu. Gözüm kapalı olmasına rağmen camdan giren ışık beni oldukça rahatsız ediyordu. Gözlerimi yavaşça açıp dağınık odamı izledim. Biraz daha kendime geldiğime emin olduktan sonra yatakta hafifçe doğruldum. Buraya nasıl gelmiştim hatırlamıyordum. En son SeokJinle içmeye gitmiştik, gerisi yoktu. Beni buraya o getirmiş olmalıydı. Yüzüme yayılan gülümseme kahkaha dönüşmüştü. "Şapşal adam..." Gülmeye devam ederken kafamı önüne eğmiştim. Üstümün çıplak olduğunu gördüğümde ağzımdan ufak bir çığlık kaçmıştı. Üzerimdeki yorgana daha sıkı sarılıp geceyi hatırlamak için kendimi zorladım. Fakat hiçbir şey hatırlamıyordum.
"Tanrım... Ben yıllardır bu anı bekliyordum! Nasıl hatırlamam? Ah kafayı yiyeceğim en sonunda! Kim bilir nasıl bir gece geçirdik..." Elimi yumruk yapıp birkaç kez kafama vurdum. Hatırlamayı bekliyordum ama aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Kaderime razı olup yavaşça yataktan kalktığımda herhangi bir ağrı hissetmemem tuhafıma gitmişti.
"Ne kadar da nazik davranmış, hiç ağrı hissetmiyorum." Yorganıma daha da sarıldım. SeokJinin burada olmasını isterdim. Daha doğrusu uyandığımda onu yanımda görmek isterdim. Sonuçta güzel olduğunu umduğum bir gece geçirmiştik her ne kadar hatırlamasam da.
"Belki de dersi vardır. Gerçi hafta sonu ders olmaz." Suratımı asıp ayağıma dolanan yorganı tekmeledim. "Şapşal adam ya! Öyle bir geceden sonra beni bırakıp nasıl gidersin?!" Sızlayan burnumu birkaç kez çektim. Resmen duygusal bir topa dönüşmüştüm.
"Taehyung?" Duyduğum sesle yerimden sıçrayıp arkama döndüm. SeokJin altına benim eşofmanlarımdan birini giymiş, üst kısmı çıplak, heykel gibi karşımda dikiliyordu. Demek ki gitmemişti. Utangaçça gülümseyip kafamı eğdim. Utanmıştım.
"Şey... Burada mıydın? Ben de gittin sandım."
Gülümseyip çıplak omzunu kapının pervazına yasladı. "Sana kahvaltı hazırlıyordum. Bu arada gece biraz terlemişim o yüzden duş aldım. Kıyafetlerinden de kullandım. Sorun olmaz değil mi?"
"Sorun değil. Duş alman gerekliydi zaten. Gece terlemiş olmalıyız. Malum ne kadar hatırlamasam da hareketli geçmiştir." Ufak bir kıkırtı bırakıp elimle ağzımı kapattım. Yanaklarımın kıpkırmızı olduğuna yemin edebilirdim.
"Çok da hareketli sayılmazdı aslında. Senden daha iyi bir performans beklerdim ama çabuk pes ettin."
Gözlerimi kocaman açtım. Memnun değil miydi? Yetersiz mi gelmiştim?! Suratım asılmıştı.
"Memnun kalmadın mı yani? Ben de güzle bir gece olmuştur diye düşünmüştüm."
Düşünür gibi yapıp cevapladı. "Daha iyilerini görmüştüm."
"Ne?!" Yorganımı bırakıp hızlıca yanına gittim. Yumruk yaptığım ellerimi omuzlarına geçirirken bir yandan da söyleniyordum. "Ne demek daha iyilerini gördüm?! Bana bunu söylemeye utanmıyor musun terbiyesiz adam? Seni şuracıkta öldüreceğim! Benden daha iyi olan kim?! Söyle çabuk!"
Ellerimi yakalayıp beni durdurdu. Burnum yine sızlamaya başlamıştı. Neler olduğunu anlamamış gibi tuhaf bir şekilde suratıma bakıyordu.
"Yani bu kadar kızacağını tahmin etmemiştim." Sinirle bir kahkaha atıp dirseğimi karnına geçirdim. "Çabuk söyle SeokJin! Kim o benden iyi olan?!"
"YoonGi."
Ağzım kendiliğinden açılırken kollarımı hızlıca kurtarıp SeokJini pataklamaya başladım. Resmen yakın arkadaşlarım tarafından sırtımdan hançerleniyordum. En yakın arkadaşımla sevgilim bana bunu nasıl yapabilirdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMOREBI |TAEJIN|
FanfictionYanaklarımda hissettiğim yoğun ısıya bir de midemdeki tuhaf kıpırtılar eklenince yerimde huzursuzca kıpırdandım. "Bambaşka bir hayat, bomboş insanlar ve eşsiz gülümsemen... İnan daha güzeline rastlamadım Taehyung."