Çünkü sevmek mantıksızdır, izah edilemez.☁️
NamJoon'un evindeydim. Evet, evimden daha fazla buraya geliyordum. Kucağıma aldığım cipslerden 3-5 tanesini aynı anda ağzıma atıp erimesini bekledim. Böylesine de değişik hazlarım vardı.
"Bir kanalda dursana be!"
NamJoon "Aynen ya." dediğinde Hoseok kumandayı kafama fırlatmıştı. Acıyla kafamı ovuşturdum. Tam isabet ettirmişti.
"Kanadı Hoseok! Kafamdan ne istiyorsun he?!" diyerek çemkirdim. Sanki az önce kafamda kumanda parçalayan o değilmiş gibi öpücük atıp ağzına birkaç mısır attı. "Çok biliyorsanız siz bir film bulun."
NamJoon kafamdan sekip yere düşen kumandayı alıp önüne çıkan ilk filmde durdu. Neyse, en azından izleyecek bir filmimiz vardı. Tam filme odaklanacakken içerden gelen tıkırtıyla kafamı koridora çevirdim. Kimse görünmüyordu. SeokJinin odasından gelmiş olmalıydı, tabii evdeyse. Onu geldiğimden beri görmemiştim. Normalde yanımızda otururdu. Pek konuşmalara girmese de burada mutlaka olurdu, benimle göz göze gelmeye çalışırdı. Derin bir nefes verip kolumla NamJoonu dürttüm.
"O nerde?"
Bana bakmadan "Kim?" diye sordu. Gözlerimi devirip "SeokJin." diye cevap verdim. Sinirimi bozmak için yandan yandan sırıtıp cipslerden birini suratıma fırlattı. "Merak mı ettin sen?"
Yüzümü ekşittim. "Çocuk musun sen Joon? Şu hareketlere bak."
"Tamam tamam ağlama hemen. Biraz midesi ağrıyordu, odasında." deyip filmine geri döndü. Fazla kızarmış bir şeyler yiyince midesi ağrıyordu. Yine öyle bir şey olmuş olmalıydı.
Yanına biraz daha yaklaşıp kulağına doğru fısıldadım. "İlaç içti mi?"
"Hayır." deyince omzuna vurup çemkirdim. "Neden ilaç içmedi?!"
NamJoon yavaşça bana dönüp "Çok merak ediyorsan kendisine sor Taehyung. Rahat bırak beni be! Bir film izletmedin." diyerek yanımdan kalkmıştı. Arkasından ayıplarcasına bakıp cıkcıkladım. Arkadaşlık ölmüştü cidden.
Ağzıma birkaç cips daha atıp düşünmeye başladım. İlaç içmeliydi. Yoksa gece uyuyamazdı. Bir şekilde ona mide rahatlatıcı ilacı vermeliydim. Sanırım bunun için en uygun kişi Hoseok'tu. Çıkarcı gülümsememi yüzüme yerleştirmiş ona seslenecekken salondan SeokJinin sesi duyulmuştu.
"Joon, bakabilir misin?"
NamJoon kucağındaki kaseyi koltuğa bırakıp hızlıca koridora çıktı. Ben de çaktırmadan SeokJine bakmaya çalışıyordum ama sadece kapının pervazına tutunan ellerini görebiliyordum. Sesleri de gelmiyordu. Bir süre Hoseok'la bakışıp NamJoon'un geri gelmesini beklemiştik. Biraz sonra NamJoon içeri girmişti. Kolundan çekip yanıma oturttum.
"Noldu?"
"Ağrı kesici istedi. Midesiz hala geçmemiş." Geçmezdi tabii ki. Ağrı kesiciyle olacak iş miydi o?
"Ağrı kesici yetmez. Ona mide rahatlatıcı pastillerden ver. Bir de bitki çayı yap. Çok sıcak olmasın."
"Daha yeni ilacı içti Taehyung. Eğer geçmezse dediklerini yaparız. Biraz yatsın."
Israr etmeden arkama yaslandım. Ben söyleyeceklerimi söylemiştim, gerisi onlara kalmıştı.
"Neden böyle oldu ki? Yediği bir şey mi dokundu acaba?"
"Sanmıyorum, aynı şeyleri yedik. SeokJin geç geldiği için dışarıdan sipariş verdik." Hoseok anladığını belli edercesine kafasını sallayınca "Ne sipariş ettiniz?" diye sordum. Belki de fazla kızarmış bir şey yemişti. Bu da bir ihtimaldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMOREBI |TAEJIN|
FanfictionYanaklarımda hissettiğim yoğun ısıya bir de midemdeki tuhaf kıpırtılar eklenince yerimde huzursuzca kıpırdandım. "Bambaşka bir hayat, bomboş insanlar ve eşsiz gülümsemen... İnan daha güzeline rastlamadım Taehyung."