Dünya hassas kalpler için bir cehennem. ☁️
Balkonda oturmuş bu sabah olanları düşünüyordum. SeokJinin sorduğu soru beni çok endişelendirmişti. Cevap vermeden bir süre suratını izlemiştim. Beklentiyle bana bakıyordu. "Neden böyle bir şey sordun?" diye sorduğumda "Sadece merak ettim." demiş cevabımı beklemeden konuyu kapatmıştı. Ama içimde bir sıkıntı vardı. Tekrar gidecek diye korkuyordum. Yaşadığım o 3 yılı tekrar yaşamaktan korkuyordum.
"Ne yapıyorsun sen tek başına?" Önüme uzatılan kahveyi alıp dudaklarımı büzdüm. "SeokJin banyoda, onu bekliyorum."
Joon kafasını sallayıp yanımdaki sandalyeye yerleşti. SeokJinle ikisi ev arkadaşıydı. Haliyle fazla zaman geçiriyorlardı. Belki bir şeyler öğrenebilirim umuduyla boğazımı temizleyip ona döndüm.
"Joon sana bir şey soracağım. SeokJin de son zamanlarda bir değişiklik hissettin mi?"
Kaşlarını çatıp "Ne gibi?" diye sordu. Omuzlarımı silktim. Anlayıp anlatmama konusunda kararsızdım.
"Bilmiyorum Joon. İçimde bir sıkıntı var. Tekrar gidecekmiş gibi hissediyorum."
Gözlerini devirip kahvesinden büyük bir yudum aldı. "Saçmalama Taehyung. SeokJinden bahsediyoruz. Onca yaşanan şeyden sonra tekrar gideceğine inanıyor musun sen?"
İnanmak istemiyordum ama endişelenmekten kendimi de alıkoyamıyordum.
"Korkuyorum Joon. Tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyorum."
"Taehyung seni anlıyorum. Yaşadıklarından korkuyorsun çok normal fakat aynılarını SeokJin de yaşadı. Tekrar aynı şeyleri göze alamaz. Onu iyi tanıyorum. Hala daha etkisini yaşıyor. Barışsanız bile bazı şeyleri atlatamadı."
Kaşlarımı çattım. Bunlardan haberim yoktu. "Nasıl yani?"
"Geceleri uyuyamıyor. İlk geldiği günden beri arada kalkıp kontrol ediyorum. Ya odasının ışığı açık oluyor ya da burada tüm gece tek başına oturuyor. Dün gece de öyleydi. Sabahları kendine gelmek için bir sürü kahve içiyor. Hala senden ayrı kalmanın etkilerini atlatamamışken tekrar gitmeyi göze alamaz."
"Keşke daha önce söyleseydiniz." diye mırıldandım. Haberim olsaydı en azından dün onun yanında kalır dizlerimde uyuturdum. İyi olması için elimden geleni yapardım.
"Sanki bizi dinliyordun o zamanlar Taehyung." Haklı olduğuna kanaat getirip gözlerimi kaçırdım. Haklıydı ama şuan konumuz onun haklı olup olmaması değildi.
"Şey o zaman ben bu gece SeokJini dışarı çıkarayım. Gece de benim eve geçeriz. Sen onu bekleme olur mu?"
Gözlerini kocaman açıp yandan bir gülümseme attı. "Ne yapacaksınız evde?" Gözlerimi devirip ayağını tekmeledim. "Fesat şey seni. Uslu uslu uyuyacağız. Uyutacağım." Onu arkamda bırakıp balkondan çıkarken peşimden bağırmayı da ihmal etmemişti.
"Uslu uslu uyuyacağınıza eminim!"
Ona cevap vermeden SeokJinin odasına girdim. Banyodan yeni çıktığını unutmuştum bu yüzden kapıyı tıktıklama zahmetine girmeden odaya dalmıştım. Üstünde sadece boxerı vardı ve kocaman açtığı gözleriyle bana bakıyordu. Elimle açılan ağzımı kapatıp kaslı vücudunu izledim. Tanrım... Enfesti.
"Yuh ama SeokJin. İnsan kapıyı kilitler!" Hemen arkama dönüp ellerimle yanaklarımı kapattım. Yandan yandan çaktırmadan vücuduna bakıyordum. Hoş kahkahası kulaklarıma ulaştığında dudaklarımı ısırıp gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMOREBI |TAEJIN|
FanfictionYanaklarımda hissettiğim yoğun ısıya bir de midemdeki tuhaf kıpırtılar eklenince yerimde huzursuzca kıpırdandım. "Bambaşka bir hayat, bomboş insanlar ve eşsiz gülümsemen... İnan daha güzeline rastlamadım Taehyung."