Siyah kadar yalnız, mavi kadar sonsuz. ☁️
SeokJin yanında yatan Taehyungu sıkıca sardı. Yanına geldiğinden beri kolları arasından bir dakika bile bırakmamıştı. Bıraksa başına bir şeyler gelecek gibi hissediyordu. MinAh yüzünden kendini paranoyak biri gibi görüyordu, haklıydı da.
Taehyung yaslandığı göğüsten istemeyerek da olsa kafasını kaldırıp hala sevgilisinin hala kıpkırmızı olan gözlerine baktı. Endişeden başka bir şey göremiyordu ve bu onu oldukça rahatsız ediyordu.
"SeokJin rahatla lütfen. Yanındayım, hatta kollarının arasındayım."
SeokJin içinde bulunduğu gerginlikten sıyrılmak için gülümseyip çocuğun saçlarına kocaman bir öpücük bıraktı.
"İyiyim ben Taehyung."
"Değilsin hyung, kendini bir görsen sen bile korkarsın."
JungKook, Taehyung geldiğinden beri sindiği koltuktan sonunda sesini çıkarabilmişti. Ne olduğunu tam bilemediği için sessiz kalıp neler olduğunu anlamaya çalışmıştı. Tek görebildiği şey SeokJinin perişan haliydi.
"İlk defa JungKooka katılıyorum sevgilim. Durumun ciddiyetini sen düşün yani."
JungKook gözlerini devirdi.
"Bir kere de bana bulaşma Taehyung."
"Her neyse. SeokJin ben bir karar verdim."
SeokJin hızla yattığı yerden doğruldu.
"Ne kararı? Ne oldu?"
"Endişelenme kötü bir şey değil. Hani bizim bir planımız vardı ya, onu bu gece halledeceğim."
SeokJin hızla kafasını sallamıştı.
"Hayır Taehyung. Şu sıralar böyle bir şey yapamayız. Çok tehlikeli."
"Asıl senin daha fazla burada kalman tehlikeli!"
JungKook yine hiçbir şey anlamamanın verdiği huzursuzlukla "Ne planı?" diye sormuş, ikilinin dikkatini çekmeyi başarmıştı.
"JungKook ya ben senin burada olduğunu hep unutuyorum. Neyse, üzgünüm ki bu da aramızda olan özel bir konu."
JungKook, Taehyungun söylediklerini duymazdan gelip SeokJine çevirdi gözlerini.
"Hyung sence de artık bir şeyleri öğrenmem gerekmiyor mu?"
SeokJin, JungKooka hak veriyordu, anlıyordu da. Öyle şeylere şahit olmuştu ki, artık öğrenmesi gerekiyordu.
"Haklısın JungKook. Sana bazı şeyleri anlatmam gerekiyor."
JungKook küçük zaferine ulaşmanın verdiği mutlulukla gülümseyip ikilinin hemen yanında duran tekli koltuğa yerleşti.
Taehyung ise şaşkınlıkla SeokJine bakıyordu. Ona anlatmasını beklemiyordu. Bu sır ikisinin arasında kalmalıydı.
"SeokJin?"
SeokJin sevgilisinin elini sıkıca tutup devamında gelecek olan cümleleri durdurdu. JungKook bilmeyi hak ediyordu.
Fazla ayrıntıya girmeden, araya kimsenin gitmesine izin vermeden tüm yaşadıklarını özet geçmişti. Bu sefer anlatırken daha güçlüydü. Taehyunga kendini açtığında hissettiği acıyı şuan hissetmiyordu. Sadece gözleri dolmuş, arada kekelemiş, sesi titremişti. Her duraksamasında Taehyung elini daha da sıkı tutmuştu. Varlığını her an hissetmesini sağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMOREBI |TAEJIN|
FanfictionYanaklarımda hissettiğim yoğun ısıya bir de midemdeki tuhaf kıpırtılar eklenince yerimde huzursuzca kıpırdandım. "Bambaşka bir hayat, bomboş insanlar ve eşsiz gülümsemen... İnan daha güzeline rastlamadım Taehyung."