-3 YIL ÖNCE-
Duyduğu şey karşısında şaşkınlığını gizleyemeyen Ares uzun bir süre boş bakışlarla Kumsal'ı süzdü.
"Bir şey söylemeyecek misin?"
Az önce Kumsal'ın elini ısıtan sıcacık elleri birden buz kesmişti. Ayağa kalkıp sakallarını karıştırdıktan sonra Kumsal'a bakıp gülümsedi.
"Konuştun ..."
Yüzünü ellerinin arasına alarak önünde diz çöktü.
"Nihayet konuştun."
"Ares..."
"Tanrım... Şükürler olsun."
Ares Kumsal'a sımsıkı sarıldı. Hala onun canını acıtmaktan korkuyordu. Saçlarının kokusunu doya doya içine çekip öptü.
"Ben ayrılmak istiyorum."
Parmaklarını saçlarında gezdirirken gözlerinden yaşlar süzülmüştü.
"Aylardır seni konuşturabilmek için uğraşıyorum ..."
"Ne söylediğimi anlamıyor musun?"
"Ne zamandır bu anın hayalini kuruyordum. İyi olacaksın Kumsal. Daha iyi olacaksın."
Ares hem gülüyor hem ağlıyordu. Kumsal'ın avuçlarından öpüp derin bir nefes aldı.
"Ares bir şey söylemeyecek misin?"
"Sana ulaşabileceğimi biliyordum."
Kumsal ellerini yavaşça Ares'in elleri arasından çekip ayağa kalktı.
"En başından beri ikimizde yürümeyeceğini biliyorduk. Olmuyor işte, ne kadar zorlasakta bir yerden patlak veriyor. Daha kaç kişinin bizim yüzümüzden canı yanacak?"
Çöktüğü yerde istifini bozmadan onu izledi. Yüzündeki gülümseme silinmişti. Gözlerini silip ayağa kalktı.
"Buna inanmamı beklemiyorsun değil mi?"
"Gerçekleri duymak isteyeceğinden emin değilim."
"Bırak ona ben karar vereyim."
Konuşamayıp ağlamaya başladığında elleriyle yüzünü kapattı ve Ares'e arkasını döndü.
Omzuna dokunup onu kendine çevirmek istesede bunu yapacak cesareti kendinde bulamamıştı Ares.
"Anlamıyorsun !"
"Senin benimle paylaşmak istediğin hangi şeyi anlamadım? Aylardır konuşmuyorsun, sessizliğinden bile sayısız şey anladım ben! Bahane üretme Kumsal, bana gerçek bir sebep söylemeden senden ayrılmayacağımı biliyorsun."
"Tanrım! Bana bunu neden yapıyorsun?! Neden bunu zorlaştırıyorsun?! Babam haklıydı! Hiç birleşmemesi gereken hayatlardı bizimkisi! Olmadı işte,olmuyor! Ben artık bu evliliği sürdürecek bir neden bulamıyorum! Yüzüne her baktığımda canım yanıyor!"
Gözlerini silip yönünü ona döndü.
"Bunlar senin için yeterli sebepler mi?"
Hıçkıra hıçkıra ağlayan Kumsal'ın aksine Ares'in yüzünde hiçbir ifade yoktu.
Kumsal elinin tersiyle yanağını silip Ares'in elini tuttu.
"Senden bir şey isteyebilir miyim?"
Ares'in cevabını beklemeden onun avucundan öpüp elini yanağına koydu.
"Son kez dokun bana."
* * *
Günümüz*Heyecanla yatağımda doğrulup fotoğrafa uzun uzun baktım.
Suratımda aptal bir gülümseme vardı.
Kalbim gümbürdeyerek Berfu'ya ne yazacağımı düşündüm.
Ben: Ahh 😍😍 Minik meleğim harika görünüyor! En kısa zamanda ziyaretinize geleceğim!
Telefonumu kapatıp dudaklarımı ısırdım.
Athena ve Berfu'nun bir kızı oldu! Berfu ile fırsat buldukça görüşmeye çalışmıştım.
Athena ile ise en son ki görüşmemizin üzerinden uzun zaman geçmişti.
2 yıl boyunca uyuşturucu tedavisi görmüştü. Klinik bulgularını yakından takip ettiğimden kaydettiği başarının en yakın şahitlerinden biri de bendim.
Berfu ile geçen sene evlenmişler ve bu evlilikle medyaya, hayatta olduğunu ilan etmişti. Taktire şayan bir hikayeydi onlarınki. Şimdiyse minicik, tatlışçık bir bebişle birlikteliklerini taçlandırmışlardı.
Gülümseyerek yatağa uzandıktan kısa süre sonra elim karnıma gitti.
Yaşasaydı 3 yaşında olacaktı...
Benim küçük meleğim tıpkı annem ve babam gibi terk etmişti beni, ama onların bebeğime çok iyi baktıklarına eminim.
Fark etmeden akıttığım göz yaşımı silip uyumak için ışığı kapattım.
Olanlar sonrasında Ares'in beni bir şeyler mırıldanarak uyutmasından kalan bir alışkanlıkla, televizyonu açık bırakarak uyuyordum. Onun sesinin yerine, televizyondan gelen kısık seste müzik uyumama yardımcı oluyordu. Alışkanlıklar kolay unutulmuyor.
* * *
Ares, Kumsal'ın yanağını okşayıp göz yaşını sildikten sonra ona sımsıkı sarılıp başından öptü.
"Eğer gerçekten istediğin buysa, seni durdurmayacağım, ama senden tek bir isteğim olacak; kendine iyi bakacağına dair söz ver bana."
Ares yüzünü avuçlarının arasına alıp onu dudaklarından öptü. Dudakları hala birleşikken fısıldarcasına konuştu Kumsal.
"Söz veriyorum."
Sonrasında Kumsal'ı kucağına alıp yatak odasına götürdü ve yavaşça yatağa yatırdı. Kumsal gözlerini gökyüzü olan tavana çevirdiğinde ilk gecelerini geçirdi aklından . Yattığı yerde doğrulup Ares'i kendine çekti.
"Lütfen..."
"Yapamayacağımızı biliyorsun."
"Ares lütfen... Tıbbi gereklilikler umrumda değil."
Ares Kumsal'ın yanına uzanıp onu kendine çekti. Bedenini onunkiyle birleştirip dudaklarını saçlarında gezdirirken Kumsal ağlamaya devam ediyordu.
"Bana acı çektirmek için yapıyorsun."
Cevap vermeyip parmaklarını soğuk teninde gezdirdi. Onu ısıtabilmek için daha da sıkı sarıldı.
"İsteğine karşılık benim de bir şartım olacak."
Ares sessizliğini sürdürürken Kumsal devam etti.
"Kendine bir şey yapmayacaksın."
* * *
Günümüz*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♠️S A R M A Ş I K /2 ♠️
RomanceTamamlandı ☑️ Karadutun lekesini, sadece kendi yaprağı çıkarırmış. Eskiler, "İnsan da aynı bu ağaç gibidir." Derler. Yarasına ilacı başka yerde arayan yanılırmış. Her yaranın merhemi; kendi dalındaymış. 🖤 Kaybettiklerinin acısıyla bambaşka bir insa...