#13

121 11 3
                                    

(Athena-Yalan)
Kapıyı yarım açık vaziyette tutup bir adım atmış ama gitmemişti. Cümlemi tamamladığımda gözlerime baktı. Hiçbir ifade yoktu. Birkaç saniyelik sessizliğin ardından elini kapının kolundan çekip kapıyı kapattı.
"Beni yaşatan sendin, ölmemi sen engelledin. Şimdi hayatımdan öylece çekip gideceksin misin?!"
"Benimle dalga mı geçiyorsun Kumsal? Ben senin hayatında bile değilim, gidecek olmamın bahsi nasıl geçebilir?!"
"Anlamıyorsun!"
"Tek söylediğin şey bu. Sen anlamam için hiç bir şeyler yapıyor musun ?!"
Ares'in gözleri ardına kadar açılmıştı, saçlarını çekiştirerek gözlerini bir süre odanın içinde gezdirip yeniden bana baktı.
"Senin laf olsun diye önüme koyduğu ayrılık sebeplerini mi anlamalıydım ? Benden buna anlayış göstermemi mi bekliyordun ?!"
"Düşündüğün gibi olmadı hiçbir şey! Aylarca yaptığım evlilik yüzünden babamı nasıl üzdüğümü, annemi nasıl arada bıraktığımı geçirdim aklımdan! Onlar sadece tek varlıkları olan kızlarının yanlış yapmasını istememişlerdi! Bu nasıl bir his biliyor musun sen ?"
"Benimle acı kıyaslaması mı yapacaksın Kumsal ? Özür dilerim, ben annem ve babamı kaybetmedim eminim canın çok fazla yanıyordur. Bu tarifi mümkün olmayan bir acı, asla küçümsemiyorum ama karşına geçip, hamamda puşt bırakır gibi ortada bırakılmak nasıl hissettirir diye de sormuyorum! Bunu kıyaslayacak biri miyim sence ben?!"
Ares aramızda ki mesafeyi tamamen kapattı, bana her şeyi bir gerizekalıya anlatır gibi üstüne bastıra bastıra söylüyordu.
"Sen benimle evlenmeye karar verdiğinde, bunların hepsinin farkındaydın ve kabul ettin . Sen unuttun sanırım, ben hatırlıyorum. Aniden ortaya çıkmışlar gibi davranamazsın."
"Lanet olsun! Suçlayacak birisini arıyordum ve bu olayda ki tek ortağım sendin!"
Onu ittirmeye çakılışırken daha da çileden çıkıyordum.
"Beni sevdiğin için, bana iyi davrandığın için, o hastaneye beni zamanında yetiştirip hayatta kalmamı sağladığın için seni suçladım ! Annemi kaybettim babamı da... Yetmezmiş gibi daha tekmesini bile hissedemediğim kızımı kaybettim. Beni bu lanet hayata, bu acıya katlanmak zorunda bıraktığın için nefret ettim senden !"
Ağlamaktan konuşamıyordum onu kendimden uzaklaştırdıktan sonra yere çöküp sakinleşmek için uğraştım. Gözlerimi silerek saçlarımı geriye ittirdim. Bir süre derin derin nefes alarak gözlerimi kapattım. Biraz daha rahat nefes alabiliyordum artık. Az önce içinden canavar çıkmışçasına bağıran Ares tereddütle yanıma yaklaştı ve sessizce sordu.
"Hala nefret ediyor musun benden ?"
Başımı kaldırıp ona baktım. Bağışlanmayı bekleyen çocuklar gibi bakıyordu bana. Yaptığı yaramazlığın affedilmesi için bekleyen o küçük masum çocuklar... Halbuki bir hatası yoktu, onu affetmemi gerektirecek bir şey yapmamıştı. O bana çok şey yapmıştı, benim hak etmediğim çok fazla şey... Ayağa kalktım, az öncekine kıyasla kendimi biraz hafiflemiş hissediyordum.
"Hayır."
Yanaklarımı silerek ondan gözlerimi kaçırdım.
"Ben sana hala deliler gibi aşığım. Senden aynı şeyleri hissetmeni beklemiyorum. Sana karşı çok bencilce davran..."
Ares daha fazla konuşmama izin vermemiş ve beni öperek susturmuştu. Çenemde ki eli ben ona tamamen döndüğümde boynuma kaydı. Ellerimi saçlarına daldırıp onu iyice kendime çektim. Dudaklarının bir saniye bile kendi dudaklarımdan ayrılmasını istemiyordum. Öyle özlemiştim ki onu, ayrı geçen günlerimizin acısını birbirimizden çıkarıyorduk sanki. Üzerine zıplayıp bacaklarımı ona doladığımda gülümsedi. Ellerini belime yerleştirdikten sonra duvara yaslandı.
"Seni çok özledim sevgilim."
Ares beni odama götürüp yatağıma yatırdığında soluklanmak için fırsatımız olmuştu.Üzerime eğilmiş nefesini düzene koymaya çalışırken bana doğru sarkan kolyesinden tutarak onu kendime çektim. Yanıma uzandığında gülümsememe engel olamıyordum, yüzünün her yerini öpmeye doyamıyorken ellerimi göğsüne koyup gözlerine baktım.
"Yoruldun mu?"
"Hayır."
İmalı bir gülümsemeyle ona baktım. Aklımdan geçenleri anlamıştı. Üzerine eğilip onu yeniden öpmeye başladığımda diğer yandan gömleğinin düğmelerini açmaya çalışıyordum. Neyse ki midesine kadar açık bıraktığı için bu çok uzun sürmemişti. Ellerimi pürüzsüz teni üzerinde gezdirirken o da bir çırpıda üzerimde ki tişörtü çıkarttı. En son ki birlikteliğimiz üzerinden çok uzun zaman geçmişti. Belki de hamile kaldığım geceydi... Onu yeniden yanımda yatarken görmenin hayali hep aklımın bir köşesinde dururken, şimdi ise gözlerimin önündeydi.
Yorulup sırt üstü uzandığımızda ona sokulup başımı göğsüne yasladım. Öyle huzurlu bir andı ki bu. Her şeyi unutturuyordu. Elimi teninde gezdirirken göğsünün hemen altında ki yara izinde takılı kaldım. Kendine zarar verdiği ilk intihar girişimi. Onu ölüme en çok yaklaştıran bu girişimi aramızda ki aşkın alevlenmesini sağlamıştı. Belli belirsiz izler haricinde en belirgin ve büyük olan yara izi göğsünden aşağıda yan taraftaydı.
"Bu da ne?"
"Düştüm." Dedi bezgince.
Gözlerimi devirerek ona baktım.
"Ciddiyim."
"Bende öyle..."
"Düştüğün için değil... Ares, nasıl oldu?"
Derin bir nefes aldıktan sonra cevap verdi.
"Ozan yaptı..."
"Vuruldun mu?!"
Başımı kaldırıp telaşla daha iyi bakmak istemiştim. Ares ise bakmama izin vermeyerek başımdan tuttu ve beni  yeniden göğsüne yatırdı.
"Ne zaman oldu?"
"Ondan kaçtığım sırada."
"Bize gelirken..." nidası dudaklarımdan dökülmüştü.
"Bizi bulduğunda sen yaralıydın. Onca zaman bunu nasıl fark edemedim ben?!"
Başımı yeniden kaldırıp gözlerine baktım.
"Neden benden sakladın ?"
"Önemli bir şey değildi ."
"Bu hiçbir şeyi değiştirmez. Dinlenerek geçirmen gereken zamanın hepsinde bana baktın sen. Ares neden yaptın bunu ?"
Parmaklarımı yara yerinde gezdirdim. Çenemden tutarak başımı nazikçe kaldırdı ve yeniden gözlerine baktım. Yanağımı okşayıp beni yavaşça dudaklarımdan öptü. 
"Sen benim için her şeyden daha önemlisin."
Dudakları benim dudaklarımın üzerindeyken gözyaşımın tuzlu tadıyla ıslanmıştık.
"Bu yaptığını asla affetmeyeceğim."
"Yine olsa, yine  yaparım biliyorsun."
Derin bir nefes alarak boynumdan öptü .
Aynı anda söylemiştik.
"Seni seviyorum."

♠️S A R M A Ş I K /2 ♠️ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin