#7

132 12 1
                                    

Ellerimi saçlarıma daldırıp sıkıntı içerisinde bir sağa bir sola dolanırken telefonum çaldı. Korktuğum başıma gelmişti ki arayan kişi kliniğin ortaklarından biriydi. Telefonumu elimde sıkarak ne yapacağımı düşündüm. Açsam ne diyeceğim?
En iyisi açmayayım... Ama ya her şey daha da kötüye giderse.
Offf Allah'ım ne yapacağım ben! Telefonum sustuktan kısa süre sonra mesaj geldi.
-Kumsal müsait olunca beni ara lütfen.-
Bittim ben kesin bittim. Kariyerim mahvoldu. Bir işim bile olmayabilir artık. İnsanların bana olan güvenini alt üst ettim. Allah'ım ne yapacağım ben?!
Ares'i arasam...
Arasam da ne diyeceğim? Evlendiğimiz ortaya çıktı, ha birde boşandığımızı da biliyorlar artık  mı diyeceğim ?
Kendimi koltuğa bırakıp başımı ellerimin arasına aldım.
Her şey bitti...
Bence yolun sonuna geldiğime dair hemfikir olabiliriz.
Ares'i aramalıyım.
Hayır aramamalıyım. O ne yapabilecek ki? Onu ilgilendiren bir şey yok bir kere.
Nasıl ilgilendiren bir şey yok?! Boşandığım adam kendisi, acaba bu noktada ona bulaşan bir şeyler de olabilir mi?
Allah'ım neler diyorum ben ya?!
Kafamın üstünde belirip bana akıl veren melekleri eminim görebilirsiniz.
Pekala, bu pisliğe kendim battım kendim çıkacağım. Kimseye ihtiyacım yok benim.
*        *         *
İlk şüphelim, Berkay'ın çalıştığını hasteneye gelip sıkıntıyla işinin bitmesini bekledim. Hastaları gittiği anda yakasına yapışacağım o manyağın.
İnsanlar neden bana tuhaf tuhaf bakıyorlar. Burada ki herkes beni tanıyor olamaz değil mi? Bence olamaz, olmamalı. Beynim bana oyun oynuyor hepsi bu.
Son hastasının odadan çıktığından emin olduktan sonra odasına doğru ilerledim. Kapının önünde ki sekreteriyle göz göze geldiğimizde ağzında ki sakızı rahatsız edici bir şekilde çıtırdatmıştı.
"Kumsal Hanım... Hoşgeldiniz."
Kapıyı açmak üzereyken ayaklandı.
"Berkay Bey çıktı."
"3 saattir burada bekliyorum tatlım. O herif bu odada değilse eğer tek ihtimal pencereden atlamasıdır. Sence bana böyle bir iyilik yapar mı dersin?"
"Anlayamadım."
"Boşver. İçeriye kimseyi alma."
Odaya girdiğim anda Berkay önünde ki kağıtlardan kafasını kaldırıp bana baktı. Yüzü aydınlandı anında.
"Kumsal, bu ne güzel bir sürpriz!"
*      *        *
Sakin olmalıyım, sonuçta bunu yapanın o olup olmadığından emin değilim öyle değil mi?
Evden çıkmadan önce cebime sokuşturduğum gazete kupürünü önüne atıp ellerimi masasının üstüne koydum.
"Bu nedir?"
"Aç bakalım neymiş ?"
Koltuğa oturup nefesimi kontrol altına almaya çalıştım. Kupürü açıp haberi okuduktan sonra kaşlarını çatarak bana baktı.
"Bu ne biçim bir haber böyle?!"
"Sana sormalı."
"Ne demek bana sormalı ?! Kumsal bu iddiayı benim ortaya attığımı düşünmüyorsun değil mi?"
"Ben öyle bir şey söylemedim."
"Başka ne ima ediyor olabilirsin ki?"
"Seninle evlenmem için yapıyorsun değil mi bunu! Kameralar önünde mutlu evcilik oyunumuzu oynarken sende bundan prim yapmak istiyorsun !"
"Kumsal neler söylüyorsun sen böyle?! Ben bu olaydaki üçüncü şahsım . Neden asıl olanları sorgulaman gerekirken gelmiş bana çemkiriyorsun?"
"Ne demek bu?"
"Bu haberi Ares'in çıkarttırmadığını nerden biliyorsun?"
"Ares yapmaz!"
"Neden ?"
"Beni kışkırtma, bu işte senin parmağın olduğunu biliyorum!"
"Bana olan güven eksikliğin kalbimi kırıyor artık. Lütfen sakinleş, bilmen gereken şeyler var."
"Anlatacaklarınla ilgilenmiyorum!"
Gazete kupürünü sallayarak üzerine yürüdüm.
"Bana bunun hesabını vereceksin!"
Odadan çıkacağım sırada söyledikleriyle kalakalmıştım.
"Ares'in hala evlendiğin gün ki adam olduğunu mu sanıyorsun ? O değişti Kumsal. Eskiden olsa yapmazdı, haklısın. Ama şimdi yapmaması için bir neden yok."
Arkamdan yaklaşıp elini omzuma koyduğunda geri çekildim.
"Sen neyden bahsediyorsun?"
"Senden intikam almak istiyor olabilir."
"İyice saçmalamaya başladın."
"Saçmalamıyorum Kumsal lütfen dur ve dinle."
"Berkay bırak beni!"
"Ayrıldığınızda onu izledim. Günlerce, haftalarca... Yaptığı tek şey evin bahçesinde oturup saatlerce boşluğu seyretmekti."
"Seni daha fazla dinlemek istemiyorum."
"Ölmek için yalvarıyordu Kumsal..."
Berkay'ın son cümlesi kalbime ok gibi saplanıp her şeyi dinlemem için beni ikna etmişti.
"Evde ondan başka kimse yaşamıyordu, ama bir gün birisi geldi. Ona çok benziyor, kardeşi falan olmalı. Çimlerde hareketsiz yatıyordu, bir an öldüğünü sanmıştım. Onu görünce kendine geldi ama sürekli tuhaf davranıyordu, sanki bir şeylerin etkisindeymiş gibiydi. Belki de uyuşturucuya başlamıştı bilmiyorum."
Telaşla elimi alnıma koyup saçlarımı karıştırdım.
"Ne konuştular bilmiyorum. Tek duyduğum şey gelen adama kendisini öldürmesi için yalvarmasıydı. Çok acınası bir hali vardı.
İleri derece depresyon belirtileri... Uzun süren uykusuzluk, yeme bozuklukları, insanlarla iletişimin kesilmesi."
"Yeter sus artık!"
"Bunların ne anlama geldiğini çok iyi biliyorsun!"
"Berkay sus artık!"
"Senden sonra yaşadıklarını bilmiyorsun Kumsal! Hiçbirimiz bilmiyoruz! O günden sonra ortadan kayboldu! Hiçbir iz, işaret, hastane kaydı, doktor raporu yok! Bu herif tedavi edilmemiş bir ruh hastasına dönüştü ve şimdi de seni en güvendiğin kalenden vurmak istiyor. Savunmanı iyi yap Kumsal çünkü kaybetmek üzeresin!"
* * *
İstediğimi elde edemeden ayrıldığım hastaneden kafam allak bullak bir vaziyette eve dönüyordum. Yanımdan vızır vızır geçen arabalardan bir tanesinin önüne atlama fikri şu an o kadar cazip geliyor ki tarif edemiyorum.
Şimdi ne yapacağım? Haberi çıkaran ya gerçekten Berkay değilse... Söylediklerinin doğru olabileceği yönünde ki şüphelerim artarken eve gitmek yerine kliniğe gitmeye karar verdim. Oradaki nabzı yoklamak ne yapacağım konusunda fikir verebilir...
* * *
"Hoşgeldin Kumsal."
"Keşke hoşbuldum diyebilsem."
"Neler oldu böyle. O haberler ne?"
Bir koltuğa oturup kendi içimde ki hesaplaşmayı bir kenara bırakıp ne söyleyeceğimi düşündüm.
"Haberler kısmen doğru."
"Yapma Kumsal."
"Evlendiğimiz kısmı dışında yani..."
Hadi Kumsal sıyrıl şu işin içinden. Ellerimi sıkıntıyla ovuşturdum.
"Ares Bey ile kısa bir birlikteliğimiz oldu. Evlilik söz konusu bile değildi."
"Bunu duyduğuma sevindim. O halde haberi yalanlamak için bir şeyler yapmalısın."
"Elbette, başladım bile."
"Güzel. Biliyorsun burası psikoloji alanında Türkiye'nin en iyisi. Bünyemizde çalışan herkesin güven açısından hayatına dikkat etmesi gerek. Her neyse seni kaybetmeyeceğimize sevindim. Yarın görüşürüz."
* * *
Klinikten ayrılıp vakit kaybetmeden Ares'i aradım. Numarası kullanım dışıydı. Durum giderek daha da can sıkıcı bir hal almaya başlamışken aklıma Berfu'yu aramak geldi. Eminim o, Ares'e ulaşabilmem için bana yardımcı olacaktır.
İkinci çalışta açmıştı telefonu Berfu.
"Kumsal..."
"Merhaba Berfu nasılsın?"
"İyiyim sen nasılsın?"
"Bende iyi olmaya çalışıyorum."
"Neler oldu Kumsal? Seni haberlerde gördüm."
"Ne olduğunu bende bilmiyorum. Ares ile konuşmam gerek ama bendeki numarası kullanım dışı. Ona ulaşabileceğim bir telefon var mı?"
"Var ama açacağını zannetmiyorum. İstersen sana evinin adresini verebilirim."
Bir süre düşündüm, telefondan ulaşamazsam mecburen evine gitmem gerekecekti.
"Pekala."
Berfu, onun telefon numarasını ve adresi verdikten sonra telefonu kapatmıştı. Onunla yeniden yüz yüze gelme fikri içimde tuhaf bir duygu durumuna yol açtı ama telefonlardan uzak duruşu bana başka çare bırakmıyordu, bu duyguyla yüzleşmeliyim.
Bir taksiye binip Berfu'nun verdiği adrese geldim. Kalbim deli gibi çarpıyordu.
Buraya geldim ama, onunla ne konuşacağımı da açıkçası bilmiyorum.
Derin bir  nefes alıp kapıyı çaldım. Ne olacaksa olsun artık...
Birkaç saniye bekledim. Sanırım evde değildi. Etrafa tedirgin bir şekilde göz gezdirdiğim sırada kapı açıldı.
Dağılmış saçları ve yeni uyandığını belli eden gözleriyle çok paspal bir halde karşılamıştı beni. Üzerinde tişörtü bile yoktu.
"Merhaba."

♠️S A R M A Ş I K /2 ♠️ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin