İçkilerimize yenileri eklenirken yalnızca Azad , Arslan eniştem , Ala ve Savaş kalmıştık. Diğerleri daha fazla müziğin gürültüsüne dayanamayınca erken dönmüşlerdi.
-"Ben bir telefon görüşmesi yapıp geliyorum." dedi Savaş ve sağ kolu olan korumasıyla barın dışına çıktı.
Kuruyan dudaklarımı yavaşça ıslatıp alttan alttan Azad'a baktım. Kollarımızın değeceği bir mesafedeydik ama bir o kadar da uzaktık. Uzun süredir bana gözleri değmemişti. Yalnızca ardı arkası kesilmeyen içkileri dikliyordu.
-"Yeter oğlum araba kullanacağız." Arslan eniştem ona müdahale ederek içimi rahatlattı. Elinden bardağı alıp masaya koydu.
Havada kalan elini sıkıp indirdi ve başını diğer tarafa çevirdi. Her ne kadar boyum uzun olsa bile onun boyu ve kalıbı yanında daha küçük kalıyordum.
Arslan abi üzerine düşmese bile arada bir bakışlarıyla kontrol ediyordu. Yeterince içki içmiş kısmen eğlenmiş olduğumuz için gece saat 2 gibi eve geri döndük. Hava gittikçe daha da soğumuştu.
-"Gelmiyor musun ? "
Ala peşlerinden gitmediği fark edince dönüp sormuştu.
Omuz silktim.
-"Biraz hava alacağım." dedim en saçma şeyi söylerek.Elimde olmadan içim sıkışıyordu.
-"Fazla durma hasta olursun." dedikten sonra Azad ve Arslan eniştemin arkasından ilerleyip merdivenlerden çıkmıştı. Savaş zaten barda bizden ayrılıp otele geçtiği için yoktu.
Bende çardağın bir kenarında köşeme sıkışıp ellerimi montumun ceplerine soktum. Gözlerimi kapattığımda çiseleyen yağmurun hafif sesi ile soğuk havayı hissetmiştim.
Düğünden sonra buradan ayrılacaktım. Bu aşikardı. Ama bu düşünce göğsümü sebepsizce ağırtıyordu.
Belki de kendimi fazla hayal dünyasına kaptırmıştım.
Derin bir iç çekip iyice soğukta donmadan odaya çıkmış kendimi uykuya bırakmıştım.
'
Sabah her ne kadar uyanmak istemesem bile mecburen kalkmış erkenden duşa girmiştim.
Yüzümü solgunluğundan kurtarıp biraz makyaj yaptım ve saçlarımı salaş ama şık şekilde tepede topuz yaptım. Ardından dolaba astığım açık renk pantolonun üzerine beyaz boğazlı kazak giyindim. İki üç çift getirdiğim ve en uygun olan botları seçip ayağıma geçirdim.
Bu hevessizliğime rağmen olmuştu işte.
Güne fazla eksilerle başlamıştım.
Odadan çıkarken saate bakmadığım için herkes kalktı mı kalkmadı mı bilmiyordum.
Alt kata salona indiğimde kahvaltı masası henüz yeni kuruluyordu. Yeni yapılmış ekmek kokusunu almak güzel bir şeymiş.
Mutfağa geçip el birliğiyle kahvaltı hazırlayan Hewal , Roza , Dilan ve yardımcıların arasına katıldım.