Kırkıncı Bölüm

74.4K 2.6K 399
                                    

Annem gördükleriyle yaşadığı şoktan ötürü bir şey söyleyememişti. Alptekin ve Rümeysa'nın da gelişiyle Savaş'ı zorla üst kata odama çıkarttım. Ala büyük ihtimalle eşyalarının olduğu odaya gitmişti çünkü burada yoktu.

Kapıyı kilitleyip ayakta duran Savaş'ı sürükleyerek yatağa oturttum. Oturmasıyla kalkması bir oldu ve kendini balkona atıp demirliklere yaslandı. Sigara yaktığını gördüğümde sıkıntılı bir iç çektim.

Buradan durumu nasıl kurtaracaktık hiçbir fikrim yoktu.

Çantamı yere bırakıp terliklerimi çıkarttım ve arkasından balkona çıktım.

-"Sana söyleyeceklerdi. Böyle öğrenmeni istemiyorduk." diye mırıldandım yanına sokulurken. Demirliklere yasladığı kolunu çekip önüne girdiğimde burnundan soluduğu nefesleri yüzüme çarptı. Sigaranın dumanıyla karışan nefesi içimi gıcıklatırken yüzünde kuruyan kanda parmağımı gezdirdim. Birbirlerini ne hale getirmişlerdi.

-"Alisa her yerimden sinir fışkırıyor konuşmaya devam etmek istemezsin." Kenara kaydığında yüzüm düştü. Bir kaç dakika öylece durduktan sonra pes etmeyip tekrar yanına iliştim.

-"Her yerin kan." dedim düşen yüzümle.

Umurunda değildi çünkü boynu sinirden kızarmış durumdaydı.

Omuzlarımı düşürüp ellerimi gömleğine getirdim. Düğmelerini yavaş yavaş çözerken aslında içinde bulunduğumuz durum çok sarsıcıydı fakat elimde olmadan etkileniyordum.

Fark ettirmemeye çalışarak iç çekmiştim.

Düğmelerini çözdüğümde karşı karşıya kaldığım sıcak göğsü göz kırparken kendimi yutkunmak zorunda hissettim.

Savaş gözlerini karşıya dikmiş havuza bakarken acaba benim farkımda mıydı diye düşünmeden edemiyordum. Kalp atış hızı bana değil öfkesine bağlıydı.

Sigarasını söndürdüğünde kolunu tuttum. Sesini çıkarmadan peşimden geldiğinde onu banyoya sokmuştum. Anlayarak ellerini ve yüzünü yıkadı. Suyla buluştuğunda kaşı kanamaya devam edince aldığım makyaj pamuğunu kaşına bastırdım. Boyuna yetişmem zor oluyordu ve o da hiç eğilmiyordu.

-"Birbirlerini seviyorlar. Eminim Alptekin sevmiyor olsaydı senin kardeşine asla bakmazdı , yaklaşmazdı. Bunu seninde bildiğine eminim. Neden kullanmak için senin kardeşini seçsin ? Bunu göze almasını bırak bu kadar küçülmez bile." dedim tane tane yumuşak ses tonumla.

Derin bir nefes alıp elimi kaşından indirdi.

Tekrar uzanacaktım ki odanın kapısı tıklatıldı. Yanından ayrılıp kapıya gittim. Kilidini açtığımda karşımda yüzü kandan görünmeyen Alptekin vardı.

Gözlerimi büyütüp kapının aralığını azalttım.

-"Savaş'la konuşacağım." Daha cümle kurmaya hali bile yoktu.

-"Biraz sakinleşsin öyle konuşursunuz. Ayrıca bayılacak gibisin Alptekin gidip dinlen." dedim hızlıca.

-"Olmaz Alisa konuşmalıyım. Rümeysa'nın üzerine gidecek onu üzmesini istemiyorum." Şimdiye kadar görmediğim acılı yüz ifadesi göğsümün ortasına oturmuştu. Ama yine de yapamazdım. Savaş hala çok sinirliydi ve tekrar onu dövmeye enerjisi olduğunu biliyordum.

-"Burada kal sabah konuşursunuz. İkinizde sakin olunca daha iyi iletişim kurarsınız." dediğimde bir şey söylemeden kapıdan çekildi.

Kapıyı tekrar kilitleyip döndüğümde arkamdan Savaş'ı görünce yüreğim ağzıma gelmişti.

VurgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin