Kırk Dokuzuncu Bölüm

61.7K 2.5K 397
                                    


Annem , Leyla teyze ile alışveriş yapmaktan her ne kadar hoşlanmaya başlamış olsa bile beni de rahat bırakmıyorlardı.

Tıpkı bugün olduğu gibi.

-"Leyla'cım sen ne alınacağını söyle ona göre alalım. Ben zamanında pek yapmadığım için hiç bilmiyorum."

İkisi önde kol kola girmiş giderlerken bende arkada Rümeysa ile yürüyordum. Kendisi Alptekin'le gününü gün ederken ben sürünemezdim. Onu da peşime takmıştım.

-"Hazır şöyle gidiyorlarken gel kaçalım hiç anlamazlar."

Kıkırdayıp koluna vurdum.

-"Sonra Leyloş kessin bizi." dedim gülerek.

-"Daral geldi valla en azından çay kahve molası verseydik. Hayatımda hiç bu kadar çeyiz mağazasına girmemiştim."

Bende ya avm yada cadde mağazalarında dolaşırdım. Geldiğimiz bu semtin sokaklarında hep belirli aralıklarla çeyizciler vardı. Bir hayli de kalabalıktı.

-"Al benden de o kadar." diye mırıldandım yeni bir mağazaya girdiğimizde.

Leyla teyze istediklerini satıcı kıza söylerken annem de eline aldığı her şeyi inceliyordu.

-"Şu havlu setinden iki paket ver kızım. Birini Rümeysa sana alıyorum annecim gel bak güzel mi ?" Rümeysa somurtarak tezgaha yaklaştı.

Şişirdiğim yanaklarımı indirip bir rafa uzandım ve takım halinde olan dantellere baktım.

Hiç ama hiç tarzım değildi. Fazla gereksizdi.

-"Güzel anne. Sen ne istersen al. Ama şimdi bugünün anlamı Alisa'ya nişan bohçası yapmak ona sor bana değil." diyen Rümeysa'ya kötü bakışlar attım.

Aklı sıra kendi kurtulup beni yem ediyordu.

-"Kızım gelmişken sana da alalım işte delirtme beni." Leyla teyze alttan alttan onu çimdikleyip başka bir şeyler daha istedi.

Bir yandan da anneme damat bohçası için alınacakları söylüyordu.

Dirseğimi tezgaha yaslayıp eğildim. Çok sıkılmıştım. Yorulmuştum. Savaş'ı istiyordum.

Bir tanecik sevgilimi iki gündür görmemiştim. Çok ama çok özlüyordum.

-"Nişanı bir hafta daha uzatmamız beni daha çok strese soktu. " dedi Leyla teyze eliyle yüzünü yellerken.

Elbisem yetişmeyeceği için Leyla teyzeyi zor ikna etmiştik ve nişan bir hafta daha ertelenme kararı almıştı. Aksi halde zaten hiçbir şey yetişemezdi.

Nişanımızı ağaçların arasında bir mekanda yapacaktık. Tamamen bu tip kutlamalar için hazırlanmış mekan öyle naif öyle güzeldi ki. Ağaçların ortasında büyük bir açık alandı. Oranın organizasyonu , davetiyeler derken bir hafta gibi kısa sürede olması imkansızdı.

Elbisem için ise iki hafta kısıtlıydı. Tasarımcı zar zor yetiştirebileceğinin sözünü verse bile daha endişelerim vardı.

-"Ama yetişmiyordu ne yapalım ?" dedi annem çaresizce.

-"Olsun artık sabredeceğiz. Şey diyecektim kızım bu akşam bize gelirsin olur mu ? Kız kardeşimle görümcem uzaktan geldiler daha gitmediler. Nişana kadar bizdeler ve seninle daha yakından tanışmak istediler." dedi Leyla teyze baktıklarının arasından.

Başımı salladım.
-"Olur gelirim tabi." diye onayladım.

En azından sevdiğimi görecektim.

VurgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin