Ala ile beni durgunlaştıran konuşmamızdan sonra saçlarımı yaptırmıştım. Makyajımı kendim yaptığım için kenarda köşede iç sesimi dinlemeye vaktim olmuştu.Azad gerçekten de bana kalbinde bir his besliyor olabilir miydi ? Korktuğum gibi geçici bir heves değildir değil mi ?
Ah düşününce bile karnım kasılıyordu.
-"Ben hazırım." diyerek giyinme odasından çıktım ve kızlara baktım.
Bordo renkte saten bir elbise giyinmiştim. Yakası kapalı kolları uzundu fakat yere kadar dökülen ince kumaşta dizimden aşağısı yırtmaçlıydı. Güzeldi ve vücut hatlarımı iyi sarıyordu.
-"Çok hoş olmuşsun." dedi Roza beni tepeden tırnağa süzerek.
-"Teşekkür ederim sizde çok güzel oldunuz kızlar." dedim hafif bir tebessümle.
Arslan eniştemin gelip Ala'yı kuaförden çıkarmasıyla düğün merasimine başlamış olduk. Arkasından kızlar da çıktıktan sonra en sona ben kaldım çünkü o sırada donmak istemediğim için kabanımı giyiyordum.
Başımı kaldırıp arka arkaya park etmiş arabaların orada Azad'ı görünce elim ayağım boşalmıştı.
Yüzümü zar zor sakin tutarken başımı eğdim ve derin derin nefesler alıp verdim. Ona bakmamalıydım. Bakarsam gözümü çekemezdim. Çünkü göz alıcı görünüyordu. Kar beyazı olarak parlayan gömleğinin üzerine siyah ceket ve siyah palto giyinmişti. Çok çok fazla karizmatik.
-"Çok güzel görünüyorsun."
Dalgınlıktan Savaş'ın önüme geldiğini görmemiştim.
-"Teşekkürler. Sende iyi görünüyorsun." dedim mırıldanarak.
Elimi nazik bir tutuşla kavrayıp arabanın arka koltuğuna oturttu. Şoför de otururken aklım Azad'da kaldı. Bakıp bakmamak arasındaydım ki Savaş yanıma yerleşince bu isteğimden vazgeçtim.Bir sürü arabayla kalabalık halde geldiğimiz salonda yönlendiren görevliler ile gelin odasına girmiştik. Modern bir yere benziyordu ve oldukça büyüktü.
-"Mardin'de düğünümüz olacağı aklıma gelmezdi." dedi Ala gülerek. Oturduğu koltukta bir yandan eteklerini düzeltiyordu.
-"İnan benimde." diyip kapının yanında olan boy aynasının önüne geçtim.
Arslan eniştem yaktığı sigarasını içerken rahat görünüyordu. Biz kızlar her zaman daha stresliyiz.
Aynada makyajıma bakarken açılan kapının bana çarpmaması için geri kaçtım. İçeriye giren Azad ve Savaş'tı. Azad kalp atışlarıma fena şekilde etki ediyordu.
-"Gelin abi oturun." dedi Arslan eniştem oturduğu yerde düzelirken.
Savaş tekli koltuğa oturunca bende bana gün doğdu diyerek Azad'ın yanına oturdum. Elbette çekiniyordum ama varlığı sebepsizce muhteşem ötesi hissettiriyordu.
Özellikle o kokusu yok mu...of
Kafayı yiyip ona yaklaşmamak için diğer tarafa iyice yanaştım. Parmak uçlarım karıncalanmıştı. Yüzüme dokunuşu, tenime değen nefesini düşününce yüreğim ağzıma geliyordu.
-"Bir sürü masraf yaptık çok teşekkür ederiz Azad." dedi Arslan eniştem sessizlik olunca.
-"Ne masrafı oğlum ya boş konuşma keyfini çıkar." dediği sırada ben o ses tonunun derinliğiyle iç çekmiştim.
Yalnızca konuşarak bile beni etkileyebilir.
-"Ağaya bir düğün ne yapar ki ?" Savaş ayağının ucuyla çaprazında duran Azad'ın dizine vurunca ağzından çıkan kısık sesli küfüre kıkırdamıştım.