Doktorun odadan çıkmasıyla içeri giren kocama dakikalardır sarılıyordum. Korkudan çırpınan yüreğimle göğsüne sokulmuş sakinleşmeye çalışırken gözlerimden oluk oluk yaşlar akıyordu.
-"Ağlama güzelim ne olur ağlama zaten alt üst oldum."
İstemsizce hıçkırıp iç çektiğimde daha sıkı sarılmıştı.
-"Sana bir şey olacak diye öldüm öldüm dirildim. Kimseye de telaş yapmasınlar diye haber vermedim." dedi ve geri çekilip yanaklarımı öptü.
-"Arama boşver. " dedim ve yüzümü sildim. Halim olmadığı için geri yatmıştım.
Serum yoluyla , kaybettiğim su ve mineral ihtiyacımı karşılıyorlardı. Serum takılmasından hiçbir zaman hoşlanmamışımdır. O iğne yüzünden tüylerim ürperiyordu.
-"Sence neden dolayı olmuştur ?" diye sorarken elim istemsizce acıyan boğazıma kaymıştı.
Yataktan kalkıp saçlarımı okşadı ve öptü.
-"Yediğin bir şeyden olsa aynılarını bende yedim. Tek farkla hatırlarsan o komposto dediğini içtin ve ben ondan şüpheleniyorum. Polis ekipleri Murat'la birlikte evi incelemek için gittiler. "Olayın böyle büyük bir vakaya dönüşmesini beklemiyordum.
Derin bir iç çekip ellerimi karnıma bıraktım. Durup dururken ne hallere düşmüştüm. Halbuki masum bir kahvaltıydı.
Düşünceler arasında ne kadar süre geçtiğini bilmeden sessiz sakin yatmıştım. Savaş başımdan bir dakika bile ayrılmadan yanımdaydı.
-"Merhaba nasıl hissediyorsunuz ?" Odanın kapısı açıldığında kapalı gözlerimi aralamıştım.
-"Sonuçları çıktı mı ?" diye direk söze girdi Savaş ve koltuktan kalktı.
Doktor başını sallarken telefonu çaldı. Ekrana baktığında açıp kulağına getirdi. Alptekin'le olan konuşmasından anladığım kadarıyla Murat'tan öğrenmişti. Ve böylelikle herkes öğrenmiş olmuştu.
Konuşması bittiğinde elindeki dosyadan başını kaldıran doktora baktım.
-"Kanınıza zehirli bir madde karışmış. Bu eğer alenen yapılmış bir eylemse büyük bir suç. Sizin bile isteye almayacağınızı memur beylere ilettik. Sanırım galiba inceleme yapılıyormuş böylelikle daha kolay ulaşabilirler."
O kadar şaşırmıştım ki ağzımdan tek kelime çıkmadı. Kim beni neden zehirleyecekti ?
Savaş seslice küfürler ederek telefonunu aldığı gibi odadan çıktı. Hemşire kolumdan serumu çıkarırken rahatlamıştım fakat işlenen suç beni çok korkutuyordu.
Doktor boğazını temizleyince derin bir nefes aldım. İçimden ağlamak geliyordu.
-"Söylemem gereken bir şey daha var. Bilmediğinizi düşünüyorum çünkü Savaş bey bundan söz etmemişti. Eşinizin gelmesini mi bekleyelim yoksa söylememi ister misiniz ?" diyen doktor bana yeni bir korku yaşatmaya başlamıştı.
Daha ne olabilirdi ? Ölecek miydim ?!
-"Söyleyin lütfen kötü bir şey mi ?" dedim elimle gözlerimi kapatırken.
-"Ah hayır aksine güzel bir haber. 3 haftalık hamilesiniz."
Cümleyi duyar duymaz adeta bütün hücrelerim dondu kaldı. Nefes bile alamadığıma yemin edebilirdim. Yalnızca yutkunma eylemini zar zor gerçekleştirdim.
Hamileyim ?
3 haftalık ?
Ben...hamile ?