Kırk İkinci Bölüm

69K 2.5K 360
                                    


Hep birlikte o sonsuz mutlu anlardan sonra evde geniş bir aile olarak kahvaltı yapmıştık. Heyecandan mutluluktan doğru düzgün yiyememiş olsam bile karnım toktu. Hiç iştahım yoktu sürekli gülümsemek istiyordum. Ama öyle de görmemiş evlenme teklifi almış diyip gülmesinler diye kendimi tutuyordum.

Kahvaltıdan sonra Leyla teyze kaldığı yerden bana sarılırken onun sevinci bana daha da mutluluk veriyordu. Çocuk gibi sevinmişti. Öyle mutluydu ki.

En az benim kadar...

-"Leyla teyze sen nasıl hemen geldin ?" diye sordum meraklanınca.

Alttan alttan imayla gülünce şaşırdım.

-"Zaten sen aramadan önce gelecektim. Oğluşum biraz bir şeyler çıtlatmıştı." dedi sessizce.

Diğerleri sohbet halinde olduğu için bizi duymuyordu. Savaş diğer erkekler ile bahçede çay içip sohbet ediyordu.

-"Ya biliyordun yani !" dedim gülümseyip.

Başını salladı.
-"Biliyordum gelene kadar kendimi zor tuttum." dediğinde buna inanmıştım. Eminim uyku bile uyumamıştır.

-"Var ya sana içimi anlatamam. Öyle mutluyum öyle huzurluyum ki."

Uzanıp elini hafifçe sıktım.
-"Bende çok mutluyum." dedim içtenlikle.

Herkes bir şekilde sevincini tebriğini göstermişti. Ortak mutluluğu yaşamak ayrı bir duyguydu.

-"Alisa ? Bir gelir misin ?" Bahçe kapısından içeri giren Savaş karşıda dikilince ayağa kalktım. O önde ben arkada üst kata çıktığımızda direk odama girmişti. Yerlerde hala güller duruyordu ve görmek içimi kıpır kıpır ediyordu.

-"Bir şey mi söyleyecek-" Odaya girmemle kapıyı kapatıp sırtımı yaslaması bir oldu. Ardından cümlemi yarıda keserek dudaklarıma yapışmıştı.

Hiç itiraz etmeden biraz olsun rahatlamak amaçlı ona karşılık verdim. Heyecandan kasılan bedenim usulca gevşemişti.

Kollarımı boynuna sardığımda bacaklarıyla bedenimi sıkıştırıp büyük bir iştahla öpmeye devam etti.

Dakikalar sonra ayrıldığımızda nefes nefeseydim ama gülümsüyordum.

-"Daha fazla dayanamadım öpmem gerekiyordu güzelim."

Gülümsemem büyürken alnımı göğsüne yaslayıp güzel kokusunda soluklandım. Yaşadıklarımız hayal gibiydi. Parmağımda hissettiğim bu yüzük inanılması güçtü.

-"Teşekkür ederim." dedim nefeslerim düzenli bir hal aldığında. Göğsünden kaldırıp yanağımı okşarken başımı kapıya yaslamıştım.

-"Ne için ?" diye ürpertici sesiyle fısıldadı. Gözleri dudaklarımdayken söyleyeceklerimi unutuyordum.

Yutkunup ellerimi göğsüne koyup parmaklarımı hareket ettirdim.

-"Seninle yaşamama izin verdiğin için." Ve bu mucizevi hissi yaşattığın için.

Alnını alnıma yaslayıp baş parmağını dudağımda gezdirdi.

-"Asıl ben sana teşekkür ederim. Seni sevmeme...daha iyi bir adam olmama izin verdiğin için."

Yaşaran gözlerimi gülümsememle gizlerken bir kez daha sıkıca boynuna sarıldığımda yüzünü boynuma sokmuştu.

-"Seni çok seviyorum." dedim iç çekerek.

-"Bende seni çok seviyorum güzelim...bir tanem , değerlim."

Yüzüne bakmak için başımı çektiğimde boynumdan çıkmış olmasının huysuzluğuyla burnunu burnuma vurdu.

VurgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin