Ufak sıyrıkla fakat büyük korkuyla atlattığım kazanın üzerinden iki ay daha geçmişti. Bunu bir tek Ala'ya ve Rümeysa'ya söylemiştim. Annemler geldiği zaman da alnımdaki yarayı dolaba vurduğumu söyleyerek ikna etmiştim.Artık Savaş'tan sürekli dışarı çıkma izni alamıyordum. En fazla buna sıkılıyordum fakat bize bir şey olacak diye aklı çıktığı için çok karşı da gelemiyordum.
-"İçim çıktı Alisa."
Gözlerime bastırdığım peçeteyi indirip burnumu sildim. Ala da benimle aynı şekilde salya sümük ağlıyordu.
Birlikte film izliyorduk. İlk çıktığı günden itibaren kaç kere izledik bilmiyorum ama her izlediğimizde sürekli ağlıyorduk.
-"Sus sus benimde." dedim burnum sızlarken.
Akşam yemeğine eniştem ve Ezra ile bize gelmişlerdi. Ezra içerideki odada gece uykusuna yattığında eniştemle Savaş da çalışma odasına geçmişlerdi. Bizde işte televizyon odasında örtünün altına oturmuş karanlıkta Sonsuz Aşk filmini izliyorduk.
Işık bir anda açılınca gözlerim kısıldı.
-"Kızım ne bu haliniz ? Şunun yüzüne bak ağlamaktan ne hale gelmiş." diyen Savaş onaylamaz bakışlarıyla yanıma gelip oturdu.
-"Ya şu ışığı kapatın bitmedi daha !" Ala'nın seslenişi üzerine ışığı kapatan eniştem de onun yanına oturmuştu.
-"Alt tarafı bir film." Dudaklarını saçlarıma değdirip kendine çektiğinde peçete almak için ondan uzaklaştım.
-"Çok gerçekçi ama." dedim çatallaşmış sesimle.
Filmin benim için en can alıcı sahnesi geldiğinde iki ayrı peçeteyi göz altlarıma bastırıyordum. Ala yanımda iç çektikçe daha çok ağlayasım geliyordu.
Kız kendisinin hasta olduğunu söylediğinde yüreğim dağlanıyordu.
Dudaklarımı ısırıp durmak bilmeyen yaşlarımı sildim.
-"Aşkım abartmasanız mı ?"
Aynı anda enişteme ters ters baktık.
-"Siz çok duygusuzsunuz !" dedi Ala.
Titrek bir nefes alıp geriye yaslandım. Fazla eğik durunca karnım sıkışmıştı. Kucağıma dolan peçeteleri sehpaya atıp ellerimi karnıma koydum.
-"Ben bir kızıma bakıyım." Eniştem daha fazla dayanamayınca koltuktan kalkıp gitti.
O sırada Savaş kolunu boynuma doğru atıp kendine çekmişti. Yanına sokulurken diğer eliyle usulca karnımı okşadı ve başımı öptü.
Film bittiğinde Ezra hala uyuyordu. Bundan dolayı bir daha onu rahatsız etmemeleri için bizde kalmaları konusunda ısrarcı olduk. Misafir odalarından birine geçtikleri zaman Ala'ya ve enişteme pijama vermiştim.
Koridorda yürürken ellerim hep olduğu gibi karnımdaydı. İnat edip cinsiyetini göstermeyen bebeğimi hissetmeyi seviyordum. Okşadıkça kıpırdanıyordu ve buna bayılıyordum.
-"Babamız hemen yatağa girmiş." dedim Savaş'ın yattığını görünce.
Işıkla beraber kapıyı da kapattım.
-"Çok yorgunum. Gel sende uyuyalım." derken bile gözleri kapalıydı.
-"Uyu sen geliyorum." diyip giysi odasına girdim. Üzerimdekilerden kurtulup askılı bir mini gecelik giyindim. Hasta olmamam için Savaş evi fazlasıyla sıcak tutuyordu. Kışın ortasında olduğumuz içinde dışarısı evin aksine buz gibiydi.