Eve geldiğimde hiç ama hiç beklemediğim bir şey oldu.Azad mesaj atmıştı ve evin konumunu göndermemi istiyordu. Anlamasam bile hemen göndermiştim.
Üzerime şal alıp denize bakan ön bahçeye çıktım.
Demir korkulukları açıp hemen denizin dibinde olan küçük yürüme alanına geçtim. Yan taraftaki yalılarla ortak kullanılıyordu. Dalgaların vurduğu kenarda dururken esen rüzgar bir hayli üşütüyordu.
Aklımdan geçen türlü türlü düşünceleri suya bırakmak istedim. Keşke hepsini unutabilsem. Azad'ın tavırlarını , Avşin hanımın söylediklerini her şeyi.
Biraz yürüyüp bahçeye geri girdim ve oturdum. Aradan bir süre daha geçtiğinde arkamdan ayak sesi gelmişti. Kalkıp şalıma sıkıca sarıldım.
-"Geleceğini düşünmüyordum." dedim karşımda sevdiğim ama yabancı gelen adama bakarak.
-"Oradaki saçmalığı yüz yüze konuşmak istedim." diyince başımı eğip çimleri inceledim.
Aldığım nefes göğsümü sıkıştırırken kendimi oldukça sıkıyordum.
-"Aklına bir kere sarılmak dahi gelmiyor. Beni yargılamaktan duygularını kapatıyorsun Azad." dedim içimdeki acıyı gözlerimde görmesini isteyerek ona baktım.
Kollarımı tutup kendine çekti. Yüzü yüzüme yaklaştığında ona olan kırgınlığımdan nefesimi bile kesmemişti.
-"Sana olan duygularım bir yere gitmedi Alisa. Ama sen bana farklı düşüncelerini söylediğin zaman durdum. Seni burada arkamda bırakarak gitmek istemedim. Yanımda olan karım ol istedim. Sen bana hazır değilim dediğinde evlenme isteğin olmadığını anladım. Eğer hatırlıyorsan daha ilk günden seni yanıma almak istediğimi belirtmiştim. Bunu unutmuş olamazsın. " dedi ve uzun uzun konuştuğu sözlerine ara verdi.
-"Unutmadım. Ama böyle aceleci davranacağını bilmiyordum. Sen hep istedim istedim diye devam ediyorsun ama unuttuğun bir şey var ki senin hayatın düzenin oradaysa benim de burada ! Bu kadar çabuk bırakıp gelmemi isteyemezsin. Beni kırmaktan vazgeç lütfen."
İstemsizce tutamadığım gözyaşlarım dökülünce beni güçsüz olarak görmesini istemedim ve elimin tersiyle sildim.
-"Seni kırmak istemiyorum. Farkındayım üzülüyorsun. Bende hayal kırıklığına uğradım." dediği anda kollarını bedenime dolayınca yanağımı göğsüne yasladım.
-"Kendi kendine kurduğun şeylerle hayal kırıklığına uğrama. Her insan sevdiğiyle evlenmek ister ama bu kadar çabuk değil. Biraz daha vakit geçirelim." dedim ağlamaklı bir iç çekerek.
Ensemi okşayıp başımın üstünü öptü.
-"Bana da hep evlilik baskısı yapıldığı için böyle oluyor."Sinirle gülerek geri çekildim.
-"Annen zaten tepkisini bu akşam belli etti. Sizin oradan , oraya uygun bir gelin istediğini açıkça söyledi. Evet beni bilmiyor ama bu öğrendiğinde istemeyeceği anlamına geliyor. " dedim bir yandan akan yaşlarımı silerken.-"Seni isteyen Savaş'ın annesini de bu akşam kendi kulaklarımla işittim. Savaş galiba annesinden bunları dinlediği için sana böyle aşırı yakın davranıyor ! Ne tesadüf ama !"
Saçına ellerini geçirip arkasını dönerken ağzım şaşkınlıkla açıldı.
-"Ne dediğinin farkında mısın ? Leyla teyze beni çok sevdiği için öyle söylüyor."
Önünü döndüğünde gözleri ateş püskürtüyordu.
-"Onu bunu bilmem Alisa. Savaş'la böyle fazla iç içe olmandan hiç haz etmiyorum. Hadi Arslan neyse Ala'nın kocası ama Savaş'ın sana böyle rahatça dokunması yaklaşması sinirlerimi geriyor. Diğer erkekler içinde böyle !"