Otuz Üçüncü Bölüm

75.5K 2.7K 390
                                    

Duştan çıktığımda deniz suyundan arınmış olmanın verdiği ferahlıkla getirdiğim iç çamaşır takımını giyindim.

Kalma planımızın olmayışından ötürü giyecek bir şeyim yoktu.

Südyen külot ortada dururken havluyu bedenime sardım ve odadan çıktım.

Çaldığım kapılardan birinden Ala çıkınca yanında bir sürü yedek kıyafet getirdiği için ondan bir tişört alabilmiştim. Altıma giyebileceğim hiçbir şeyim yoktu.

Kara kara düşünürken kapı tıklatıldı.

-"Müsait misin ?"

Savaş'ın sesiyle alelacele tişörtü popoma çekmeye çalıştım ama lanet olası bir seksilikte olan tangayı kapatamamıştım.

Hemen yatağın ucuna oturup örtüyü külodu kapatacağım kadar çekiştirdim.

-"Evet !"

Nefes nefese yüzüme yapışan ıslak saçlarımı geriye atarken yüzümü incelemiş kapıyı kapatmıştı.

-"Yat istersen duşa girmem gerekiyor." dediğinde zorlukla yutkundum.

-"Çıkmam mı gerekiyor ?" dedim endişeyle kıvranırken.

Başını iki yana salladı.
-"Gerek yok." diyince içime su serpildi.

Bu tanga ile asla kalkamazdım !!

Onun ufak kabine girmesiyle hemen tavandaki ışığı söndürüp yatağın içine girdim. Minik spot ışıklarıyla loş bile olsa aydınlanmaya devam ederken kabinin olduğu tarafa sırtımı dönerek yatmıştım.

Stresten salladığım dizim yatakta küçük çaplı bir deprem hissi yaşatırken dakikalar geçmek bilmedi.

En sonunda su sesi kesilince örtüyü başıma kadar çektim. İçimden niye böyle bir iç çamaşır seçimi yaptığımı kendi kendime tartışırken banyonun kapısı açılıp kapandı.

Hemen sonrasında yan tarafıma çöken ağırlıkla soğuk teni tenime değerek örtünün altına girdi.

-"Seninle uyumaya fena halde alışıyorum." dedi beni göğsüne çekerken.

Huzurlu bir nefesle çıplak göğsüne yaslandığımda bacağımın ona değmesiyle altında sadece iç çamaşırı olduğunu hissettim.

Kalbim büyük oranda sıkışırken yüzümden zorla gönderdiğim ateşler geri geldi.

-"Bende sanırım." dedim etkilendiğimi belli etmemeye çabalarken.

Kıpırdandığım sırada elini kalçama yerleştirip sertçe beni bedenine yapıştırmış ve ne olduğunu anlamadan dudaklarına kavuşmuştum. Bütün gün hasretini çektiğim dudaklarını zevk içerisinde öperken yavaşça üzerime geldi. İki bacağının arasında kıpırdamadan sabit şekilde ellerimi omuzlarına yerleştirdim.

Öptükçe öpüşü derinleşiyor dudaklarımı parçalıyordu. Kalçamdan çekmediği elini yukarı doğru ittirmesiyle beni şoka uğratan bir şey oldu.

Kocaman olan sert kasıklarına yapıştım !

Tanrım bu zamana kadar olan utanmalarım bunun yanında bir hiçti.

Aramızdaki ince kumaşlı iç çamaşırlarımız yok gibiydi ve ah anlatamayacağım...

İnleyerek başımı yastığa bastırdığımda kendini daha fazla bana bastırmış ağzıma boğukça inlemişti.

Gözlerim kendiliğinden kapanırken elimin biri göğsüne oradan şekilli karnına kaydı. Tamamen iç güdüsel ve farkında olmadan yaptığım tırnaklarımı batırarak gezdirmek oldu.

VurgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin