Otuz Dördüncü Bölüm

74.4K 2.8K 379
                                    

Savaş'la hep yaptığımız fakat ilk kez yaptığımız el ele sahil kenarında yürümekti.

Tutkunun yanı sıra getirisi olan bu huzur paha biçilemezdi.

-"Şimdi ne yapmak istersin ?" diye sordu uzun bir süre güneşin altında denizin sesiyle yürüdükten sonra.

Omuz silktim.
-"Birlikte olduğumuz sürece fark etmez." dediğimde elini omzuma atmış alnımı öpmüştü.

-"Öyleyse seni en sevdiğin yere götürmeliyim."

Kaşlarımı hafifçe çatıp neresi olduğu hakkında fikir yürüttüm. Bulamadığımı anlatınca bir şey söylemeden ufak bir tebessümle beni arabaya kadar sürüklemişti.

-"Söylesene merak ettim." dedim ısrar ederek.

Ama arabada gittiğimiz yol boyunca hiç laf etmemişti. Yolların bir süre sonra tanıdık olmasıyla gülümseyerek ona baktım.

-"Çiçek teyze !" diye sevinçle bağırdım.

-"Evet bildin tarla faresi." diyip burnumu sıktı.

Küçük çocuk gibi buna sevinirken araba durur durmaz hemen aşağı inmiştim. Daha bahçeye girmeden çiçek kokuları etrafı sarıyordu.

Bu sefer oturan insanlar daha fazlaydı. Sanırım haftasonunu geçirmek için en güzel yeri keşfetmişlerdi.

-"Aaa Alisa kızım gelmiş !" Elinde tepsiyle uzaktan beni gören Çiçek teyzenin sesiyle hızlı adımlarla yanına gidip sarıldım.

-"Hoşgeldiniz yavrum." dedi yanaklarımı öperken.

-"Hoşbulduk nasılsın ?" diye sordum ve geri çekildim.

-"Çok iyiyim sizi gördüm daha iyi oldum."

-"Hemen de pabucum dama atılmış."

Çiçek teyze burun kıvırıp Savaş'ın koluna vurdu ve kısa boyuyla beline sarılabildi.

-"Sıpa seni ne kıskanıyorsun ?! Hem neden daha sık gelmiyorsunuz ?" diye azarladı onu.

Savaş bana göz kırpıp elime uzandı ve tuttu.
-"Bir daha ki gelişinde bu kızın elini tutarak gel demedin mi Çiçek teyzem ? Bende öyle yapıp getirdim." demesiyle gözlerim şaşkınlıkla geriye açıldı.

Çiçek teyzeden neşeli bir kahkaha yükselmişti.
-"Aferin sana. Yapabileceğin en güzel şeyi yapmışsın ! Mehmet gel bak kimler gelmiş !"

Böyle bir şeyi duymak hem utandırmış hemde mutlu etmişti. Yanaklarıma pembelik dolarken ağaçların arasından çıkıp gelen Mehmet amca bizi görünce yüzü gülmüştü.

-"Ooo hoşgeldiniz sefalar getirdiniz."

Mehmet amca elini sırtıma koyarken utanarak elimi Savaş'tan çekmiştim fakat o da görmüş kaşlarını havaya kaldırmıştı.

-"Sonunda birilerinin kalbi kazanılmış öyle mi ?"

Hadi ama burada neler dönüyor ?!

Soru sorarcasına Savaş'a baktığımda gülerek gözlerini kaçırmıştı.

-"Neyse kızımızı daha fazla utandırmayalım. Çayı yeni demlemiştim geçin oturun hemen." Çiçek teyzenin itelemesiyle bir masaya geçip oturduk.

Mehmet amca da ona yardım edeceğini söyleyerek uzaklaşınca başımı Savaş'a çevirdim.

-"Ne çeviriyorsun ?" diye sordum gülmekten ağıran dudaklarımı bastırmaya çalışarak.

Yaklaşıp saçlarımı öptü ve işaret parmağını kıvırıp yanağıma sürttü.
-"Birine söylemediğim sırrımı Mehmet amcaya söylemiştim. İyi bir dert ortağıdır."

VurgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin