On İkinci Bölüm

66.1K 2.5K 642
                                    


Sabah uyandığımızda odada kahvaltı yapmıştık. Azad odasına duş almaya geçtiğinde bende hızlıca suyun altına girmiş çıkmıştım.

Oda görevlisi yatak örtülerini değiştirip toparlarken Ala uğramış hazırlanmamı söylemişti. Fotoğraf işini halledecektik.

Güzel bir makyaj ve dalgalı bir saç yapıp dolaba geldim. Görevli de o sırada çıkınca bornozumu yere atıp iç çamaşır takımı giyindim.

Aklımda olan kombini giyinirken Azad'dan kötü bakışlar ve azar işitebilirdim fakat fotoğraf için azıcık bir süre öyle durmaya ikna edebilirdim.

Giyindikten sonra ayakkabı olarak beyaz bir spor ayakkabı giyinip telefonumla odadan çıktım. Yüksek enerjim ve gülümseyen yüzüm eşliğinde bir kaç oda ilerimde olan Azad'ın odasına ulaştım.

Kapıyı çaldım ve açılmasını bekledim. Açtığında telefonla konuşuyordu ama dikkatimi çeken o değil yarı çıplak oluşuydu. Altında krem rengi kanvas bir şort vardı ve karşımda adeta heykel gibi duruyordu.

-"Tamam bir sıkıntı olursa haber verirsin."

Kapatmasını beklerken gözlüğümü gözümden çıkartıp omzumu kapıya yasladım. Gözlerim , kalbimi sıkıştıran bedenininde gezdirirken gece ona sarılı yattığımı düşünmek daha fazla heyecanlandırıyordu.

Tanrım yanık ten bir adamı ancak bu kadar yüceltebilir !!

-"Nereye böyle Alisa hanım ?"

Karın kaslarına ve tenine o kadar dalmıştım ki söylediğine son anda yetişebildim.

-"Tatilin anlam ve önemi...fotoğraf !" dedim gülümseyerek. Gözlerimi zorlukla ondan çekince ancak toparlanmıştım.

-"Üzerimi giyineyim sonra bunu tartışalım." dediğinde benim için de sağlıklı olan bu olacaktı.

Başka bir kapı sesi duyunca geri çıkıp koridora baktım. Ala ve Arslan eniştem odalarından çıkmıştı.

-"Gitmeden önce son tren." Gülümseyip Arslan enişteme baktım.

Bu güzel tatilimizin sonuna gelmiştik ve yarın sabah uçağımız vardı.

-"Tekrarlanması dileğiyle." derken Azad'ın eli arkadan belime dolaşınca içim büyük bir coşkuyla dolup taşmıştı.

Diğer eliyle kapıyı kapatmış yanımda heybetiyle dikilmişti. Verdiği huzur hissi ile iç çekip Ala'ya döndüğümde ikimize bakıp gülümsüyordu.

-"Günaydın!" Başka bir kapıdan yüksek enerjisiyle bulaştırıcı olan Dilan çıkmıştı.

-"Günaydın. " diyerek karşılık verdim.

Azad usulca elini belimden çekip elimi kavradı.

-"O zaman inelim biz. Baran'la Miran da kalkınca gelirler." diyen Arslan eniştemin arkasından otelin önünde bulunan oturma bölümüne indik.

-"Aşkım oturma oturma kalk." Ala , eniştemin elinden çekip kaldırdıktan sonra bir kaç adım ötede olan yeşilliklerin oraya gittiler.

Dilan ve Azad'ı masada bırakıp telefonumla peşlerinden ilerledim. Ala gür dalgalı saçlarını düzeltirken Arslan eniştem her zaman olduğu gibi bıkkın bakışlar atıyordu. En sevmediği şey her gittiğimiz yerde fotoğraf çekimine başlıyor oluşumuzdu.

-"Üç tane bak. Dur düşün öyle poz ver sonra yok gözüm ters bakmış yok dudak dolgum çok belli olmuş deme."

Kahkahamı sessizce atmaya çalışırken Ala'nın bakışlarıyla tutamayıp Arslan eniştemle gülmeye başlamıştık.

VurgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin