Elli Yedinci Bölüm

64.9K 2.6K 592
                                    


Uzuuun bir bölümle karşınızdayım millet ❤

Bekletmemin sebebi bölüm iki farklı şekilde parçalanmasın diye yazmak istememdi.

Medya - Düğün mekanımız

Aynı bölüm gibi uzuuun yorumlarınızı bekliyorum. Bölüm sonunda buluşalım sizi seviyorum 🌸

Düğünümüze artık bir gün kaldığında gecem gündüzüme karışmış ortalıkta hayalet gibi geziniyordum. Gözüme uyku mideme yemek girmiyordu.

Ben heyecanlandığımda tam anlamıyla böyle oluyordum. Ve şuan en maksimum seviyedeydim.

Bir önceki gün Savaş o bahsettiği toplantıya katılmıştı. Bütün gün düğün stresi yetmezmiş gibi onun da stresini çekmiştim. İğrenç bir gündü. Kendimi çok enerjisiz hissetmeme rağmen kızların isteğini kıramamış bugün kına gecesi yapıyordum.

Evimizde en yakınlarımızla birlikte yapacaktık. Leyla teyze nişana gelen kardeşi ve görümcesini çağıracaktı. Ayrıca yakın arkadaşları gelecekti. Bizden ise bu işi anneme devretmiştim. Kalabalık olmaması dışında istediğine söyleyebilirdi.

Dün beni habersiz bıraktığı için sinirlenmiş olduğum Savaş'ın aramasına cevap vermeden yataktan kalktım. Yine ben hazırdım ama kızları bekliyordum.

Elbise seçmek için çok zamanım olmamıştı. Son anda beğendiğim bir elbiseyi almış giyinmiştim. Kaftan ve diğer kına malzemelerini Leyla teyze halledeceğini söylemişti.

Kına için en çok heveslenenlerden biri de oydu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kına için en çok heveslenenlerden biri de oydu.

-"Bunlar nereye gidecek acaba ? Alptekin inat etti söylemedi." diye hayıflanan Rümeysa'ya döndüm.

Savaş'a sormamıştım ama deli gibi meraktan ölüyordum. Bir sürü erkek bir araya gelip bekarlığa veda yaparsa neler olacağı konusunda bilgim yoktu.

-"Kızlarım kendinize gelin. Beyler bize yerlerini söylememiş olabilirler. Fakat bizde bu gece için bir gece kulübü kapattık hatırlatırım. Onlar eğleniyorsa biz ortalığı dağıtırız anlatabildim mi ?"

Ala yine kendi ustalığı ile bize ayarı verdiğinde yüzlerimiz sinsi bir gülüşle kaplanmıştı.

Haklıydı.

-"Aslında Murat'ımın aklına girer başka yerlerinden çıkar öğrenirdim ama söz konusu Savaş olunca ser verip sır vermiyor." İzel'in sonlara doğru düşen sesi beni güldürürken eteklerimi toplayıp yürüdüm.

-"Gidelim artık bunu bir kaç saat sonra tartışırız." dedim. Herkes gelmiş olmalıydı.

-"Dur dur şunu al." Sanem elime tüylü bir tef tutuşturunca aldım.

VurgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin