11. Bölüm ~ Ay taşı.

1.7K 74 27
                                    

İyi okumalar. Medyaya en sevdiğim şarkılardan birini koyuyorum. Aslında hikayemizle alakasız, ama içimden geldi. Melanie Martinez kalp ben... Ha, bu arada bölüm sonunda bir soru var, onu da cevaplarsanız sevinirim. Seviliyorsunuz.

Melanie Martinez-High school sweethearts.

***

"O kum torbasını yumruklamaktan vazgeçecek misin?"

Stiles'ın sesini duyduğumda yumruklarımı durdurup, kum torbasını tuttum. "Bunun yerine senin yüzünü de yumruklayabilirim. Ne dersin?" Alayla yüzüne bakınca gözlerini devirdi.

"Bazen çok yabani oluyorsun."

"Teşekkürler, sen de bazen çok salak oluyorsun."

Söylediğim şeyle baygınlıkla bana baktı. "Artık bunu bitirsek mi?" dediğinde kum torbasına daha güçlü bir yumruk geçirdim. Öyle ki, Stiles bile bundan korkmuştu.

"Neden? Ashley yüz vermiyor mu?"

"Ashley'le aramda hiçbir şey yok." Ciddi şekilde bana bakıyordu.

"Evet, tabii. Zaten kondom benim cebimden çıktı."

Yumruklarımı sıkıp torbaya bir tane daha geçirmek isterken, Stiles kolumu tuttu. Elindeki bakışlarımı gözlerine çıkardım.

"Ben onunla yatmadım, Heaven. O benim sadece arkadaşımdı, o kadar. Ve şimdi kayıp." Ciddiydi bakışları. Yutkunurken "Kanıtla o zaman." diye fısıldadım.

"Zihnime gir."

Söylediği şeyle kafamı hayır anlamında salladım. Ben İsaac'in zihnine girememiştim. Ona da bunu yapamazdım. Elimi kafasına kaldırarak "Yap şunu..." diye fısıldadı. Gözlerimi umutsuzca kapattım. Bir kaç saniye sonra kurt gözleriyle ona baktım. Aynı şekilde gözleri kapalıydı onun da.

"Ben..."

Gördüğüm şeylerle dona kalmıştım. Ashley'le yatmamıştı. O kız Stiles'ı öpmüş, ama Stiles oradan çıkmıştı. Ve cebine kondom koyan da kızın kendisiydi.

"Bir şey söyleme. Sadece zihnimde dolan."

Kafasındaki elim yavaşça saçlarına çıktı. Ve diğer elim de yanağına. Beni aldatmamıştı. Bana yalan söylememişti. Aslında, söylemişti, ama o küçük yalandı. Affedilebilirdi.

Gözlerini açıp bana baktı. Gözlerim dolarken, onun yüzünü izliyordum.

"Bana inanıyorsun, değil mi?"

Söylediği şeyle gülümsedim. Kafamı evet anlamında salladığımda o da gülümsemişti. Elini yanağındaki elimin üzerine koyarak gözlerini kapattı. Saçındaki elimi omuzlarına sarıp ona sarıldım.

Onu o kadar özlemiştim ki... Yüzünü, saçlarını, kokusunu... Okyanus ve orman kokusu kafamın içinde dolanıyorken belimdeki elleri daha çok sıkılaştı.

"Bir daha asla benden gitme..." diye kulağıma fısıldadı. "Asla..." diye tekrarladım.

Ondan ayrılıp bir kaç saniye yüzüne baktım. İki elimi yanağına koyduğumda ayak uçlarımda yükseldim. Tam dudaklarımız birleşecekken o gelmişti.

"Hey, çocuklar, burada sizden başka insanlar var."

İkimiz de gözlerimizi açıp hızla ona döndük. Elindeki içkisiyle Peter, iğrenç sırıtışıyla bize bakıyordu.

"Gerçekten, onu öldürebilir misin?" Stiles sinirle mırıldadı. Gözlerimi devirip Stiles'ın elinden tuttum, ve kanepeye doğru yürüdük. Biraz konuşmaya ikimizin de ihtiyacı vardı.

Blood and Revenge 2: Sırlar ortaya çıkıyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin