İyi okumalar...
***
(Lia'dan)
Bavulları sürükleyerek dışarı çıkıyorduk. İkimiz de Fransa'dan ayrılırken çok zorlanmıştık.
"Allison ve Lydia'yı görmedim." Heaven konuşunca ona döndüm. "Onlar akşam gelecekmiş." diye cevap verdim.
Hava alanında çıkışa doğru ilerliyorduk. Heaven'in arabası olmadığı için bizi Stiles ve Scott alacaktı. Gerard Heaven'in arabasını parçalara ayırmıştı onu öldürmeye kalkıştıktan sonra. Ve tabii ki de arabasına aşık olan Heaven çok üzülmüştü.
Kapıdan çıkıp karşıya baktık. Mavi Jeep'in yanında Stiles ve Scott bize gülümsüyorlardı.
"Bunlar görmeyeli kas mı yapmış?"
Hayran hayran onları izlerken kafamı Heaven'e döndüm. Yüzündeki aptal sırıtışla bavulunu bırakıp koşmaya başladı. Şok içinde ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum. Ne kadar garip bir cümle.
Stiles kollarını açınca ne yapacağını anlamıştım. Koşarak üzerine atlamış, ve ona sarılmıştı. Gülümsememe engel olamadan Heaven'in de bavulunu sürüklemeye başladım.
"Görmeyeli baya yakışıklı olmuşsun." diyerek Scott'ın koluna yumruk attım. Scott gülümsedi, ve bana sarıldı.
"Sen de çok güzel olmuşsun." Bavulları benden alıp arabaya yerleştirdi.
"Seni çok özlemişim..."
Stiles'ın sesini duyunca onlara baktım. Öpüşüyorlardı.
"Heaven de çok değişmiş..." Scott kaşlarını kaldırıp hayretle onlara bakıyordu. E tabii, soğuk, asi Heaven, şimdi Stiles'ın kucağındaydı.
"Çocuklar, gitmemiz gerek." diye onlara seslendim. Stiles Heaven'in yanağına bir öpücük kondurarak kucağından indirdi.
"Lia, nasılsın?" diye yanıma gelince ona da sarıldım. Gerçekten hepsini özlemiştim. "Hey, siz neden bu kadar değişmişsiniz?" Heaven Scott'dan ayrılarak ikisine de bakmaya başladı.
"Dört ay geçti, ve her günümüz spor salonlarında geçti."
Scott o güzel gülümsemesiyle bana bakarken, Stiles kolunu Heaven'in omuzuna attı. "Benim pek gittiğim söylenmez, ders çalışmalıydım." dediğinde Heaven "İnek öğrenci." diye onunla dalga geçti.
"Bu yıl iyi çalışmazsan sınıfta kalacaksın, Heaven."
Dediğim şeyi duyunca keyfi bozulmuştu. Eliyle yüzünü kapatarak "Hatırlatma..." diye sızlandı.
***
(Heaven'den)
Scott'la ikimiz de sandalyelere oturduk. İki tane, her yeri dövmeli adam bize kağıt ve kalem vermiş, nasıl bir şey istediğimizi sormuştu. İkimiz de çizdikten sonra onlara vermiştik.
"Garipmiş. Bunu istediğinden emin misin?" diye sordu Scott'a dövmeli adamlardan biri.
"Evet, Scott. Bak, bunu da yaptırabilirsin." Stiles elindeki kanima resmini bize gösterdiğinde gözlerimi devirdim.
"Tamam, çok erken..." diye fısıldayıp elindeki resmi masaya bıraktı.
"Bunların anlamı var mı?"
İkisi de çizdiğimiz resimlere bakarak bize sordu. "Hayır. Sadece elimle yaptığım bir şey. Ve hoşuma gidiyor." diye cevapladı Scott. Bense hala onları bekliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood and Revenge 2: Sırlar ortaya çıkıyor
Fanfiction****Blood and Revenge: Geçmişle yüzleşmenin devamıdır**** ... Kapıdan koşarak çıktığımda nereye gideceğimi çok iyi biliyordum. Eve gitmeyecektim. Kanada'ya dönecektim. Kafamı toparlayana kadar orada kalmam gerekiyordu. Yoksa... Çok kötü şeyler yapab...