YILLAR SONRA DÖNDÜM bahdbhjadbhjabdhad. Biliyorum, beni özlediniz (külliyen yalan). Bu yıl üniversite sınavı oldum, ve kazandığım için kafam bir türlü açılmıyordu. Ki, Azerbaycanda yaşadığım için de son olayları biliyorsunuz... Ama toparlayacağız yine, bir şey olmaz :)
Medyada Heaven'in çaldığı melodi var, isterseniz onu açarak okuyabilirsiniz bölümü, daha güzel oluyor.
***
(Liadan)
O günden sonra bir daha hiç birini görememiştik. Ne Heaven'i, ne Derek'i...
Derek, Boyd öldükten sonra bir hışımla çekip gitmişti. Heaven'i o gün zorla durdurmuştuk onun arkasından gitmesin diye, ama o da çekip gitmişti.
Şu an nerede olduğunu biliyordum, yanına gidebilirdim, ama tereddüt ediyordum. Şimdiki ruh halini bilmiyordum, nasıl hissediyordu? O gün gözlerindeki saf öfke bedenimi titretse de, onu sakinleştirmeyi başarabildiğim için kendimle gurur duyuyordum. Ve, tabii ki Stiles'la...
"Artık girmemiz gerek."
Stiles endişeyle elimdeki anahtara baktı. Heaven'in evde olduğunu biliyorduk, ama girmeye cesaret edemiyorduk. Ya da, onun şu an nasıl göründüğünü bilmek canımızı yakacaktı diye korkuyorduk.
"Bence de, ya kendine zarar verdiyse?"
Yanımda duran Scott'a onaylayıcı bakışlarımı gönderdikten sonra anahtarı deliğe sokup, yavaşça çevirdim. Kapının açıldığını bildiren tıkırtılar kulaklarımda yankılanıyordu.
Eve girdiğimiz an şoka uğramıştık. Kaç gün olmuştu bu olaylar olup biteli? Dört gün, ve bu dört günde evi toz basmış, tüm her şey kırılıp dökülmüştü.
"Heaven yine yapmış yapacağını..." diye fısıldadım ayağımı siyah parkelerin üzerinde gezdirirken. Zaten simsiyah renklerle döşenmiş ev, şimdi sanki harabeyi andırıyordu.
"Galiba evde yok. Onu ormanda arayalım."
Scott bunu söyleyip arkasını dönerek odadan dışarı çıkmak isterken Stiles onu kolundan tutup durdurmuştu. Galiba, ikimiz de aynı şeyi duymuştuk.
Kulağıma dolan notalar çok tanıdıktı. Piyano sesi tüm evi dolduruyordu. "Nereden geliyor bu ses?" diye fısıldadım etrafa bakarak. "Çatı katından." Scott bunu söyleyerek merdivenleri doğru yöneldi. Stiles da onun arkasından çıkınca, ben de oraya yürüdüm.
İkinci kata çıktığımızda yukarıda küçük kapı görmemle şoka uğramıştım. Buraya hep gelsem bile, yukarı hiçbir zaman çıkmamıştım.
Scott atlayıp kapıyı açtığında yukarıdan aşağı küçük bir asma merdiven sarkmıştı. Halatlardan yapılma bu merdiven, kesinlikle harika görünüyordu.
"Yukarı ilk ben çıkacağım."
Stiles bunu söyledikten sonra merdivenle yukarı çıktı. Ardından da Scott çıktıktan sonra yukarıdan elini bana uzatıp "Yükseklikten korkarsın sen..." diye mırıldandı. Bu davranışına ilk önce şaşırsam da, elinden yardım alarak çıkmaya başladım.
Doğru söylüyordu. Ben yükseklikten korkardım...
Yukarı çıkıp, Scott'a teşekkür anlamında gülümsedikten sonra büyük ve karanlık bir odanın içinde bulmuştuk kendimizi. Stiles odanın ortasında duran piyanoyu, ve onu çalan Heaven'i izliyordu.
İnce parmakları piyanonun üzerinde adeta dans ediyordu. Gözlerini kapatmış, sanki kendini müziğe kaptırmış gibiydi.
"Heaven?" diye fısıldayıp öne gitmek istediğimde Scott kolumdan tutarak beni durdurmuştu. "Bırak bitirsin..."
![](https://img.wattpad.com/cover/211226649-288-k732887.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood and Revenge 2: Sırlar ortaya çıkıyor
Fanfic****Blood and Revenge: Geçmişle yüzleşmenin devamıdır**** ... Kapıdan koşarak çıktığımda nereye gideceğimi çok iyi biliyordum. Eve gitmeyecektim. Kanada'ya dönecektim. Kafamı toparlayana kadar orada kalmam gerekiyordu. Yoksa... Çok kötü şeyler yapab...