İyi okumalar! Medyaya kitapla alakasız bir şarkı bırakıyorum, şarkının bu haline aşığım
***
(Lia'dan)
Kapıdan içeri girip, odanın tam odasına doğru yürüdük. İçeride hala Derek'in eşyaları duruyordu. Heaven'in ısrarlarıyla son hız buradan Peter'le birlikte uzaklaşmış, hiçbir şeyini alamamıştı.
"İyi misin, Lydia?" diye sordum ona bakarak. Geldiğimiz andan itibaren donup, aynı noktaya bakıyordu. Ağzı açık kalmıştı.
"Sanki bir mezarlıktaymışım gibi hissediyorum..."
Söylediği şeyle gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Zaten bu son zamanlar iğrenç şeyler yaşıyorduk, ve şimdi de Lydia'nın böyle hissetmesi korkuyla titrememe neden olmuştu.
Kapının gürültüyle açılmasıyla birlikte üçümüz de arka arkaya gittik. Önce içeri Kali, sonraysa Aiden girmişti.
"Nerede o?" diye Kali soru yönelttiğinde "Bilmem, nerede o?" diye cevap verdim. Evet, saçmalamış olabilirdim, ama bir şekilde onları oyalamamız gerekiyordu.
"Aiden, bak, aramızda komik olan kızlar da varmış. Her neyse. Sizinle işimiz yok çocuklar. Derek'i çağırın."
"Derek burada yok. Bırakın artık!" diye Ethan bir adım öne atıp, Kali'ye bağırdı. Kali ilk önce gülümsedi, sonraysa Aiden'a dönerek "İkizin bize ihanet ediyor, görüyor musun, Aiden? Ah, bir de sürü üyemiz olacak. Bize Derek lazım, anladınız mı?!" diye sesini yükseltmişti sonlara doğru.
"Hayır, tatlım. Bence senin iyi bir pediküre ihtiyacın var. Hatta istersen birinden randevu alabilirim."
Lydia'nın söylediği şeye kendimi tutamamış, kıkırdamıştım. Ama Kali'nin yüzü birden bire düşmüş, hatta sinirle kasılmıştı. Önümüze doğru bir kaç adım atıp "Seni küçük..." diye fısıldadı. Ve ardından "Seni öldüreceğim!" diye bağırıp Lydia'ya doğru bir kaç adım daha attı.
Bunu gördüğüm an cebimdeki silahı çıkarıp, Lydia'nın önüne geçtim. Kendimi çok güçlü ve cesur hissediyordum. Ben farklıydım, içimdeki ruh savaşmamı emrediyordu sanki.
"Karşımdan çekil, Lia. Heaven'a sana bir şey yapmayacağım diye söz verdim. Ama o kızıl fahişeyi paramparça edeceğim!"
"Kapa çeneni, Kali!" diye Aiden'ın kükremesiyle birlikte hepimiz oraya döndük. Aiden'ın gözleri kıpkırmızı olmuş, pençeleri çıkmıştı. Kali'nin Lydia'ya olan davranışları sinirlerini bozmuş olmalıydı.
"Sen de onların tarafında mısın, Aiden? Kendine gel! Onun için..."
Kali'nin lafları yarıda kesilmişti. Pencerenin paramparça olup, yere bir şeyin düşmesiyle herkes korkuyla yere yatmıştı.
Omuzumdan çekilip, kenara götürülmemle kendime gelip, oradakilara baktım. Jennifer tam karşımızda duruyor, Kali'yle Aiden'sa yerde sürünüyorlardı.
"Lia, sakın yapma..." diye fısıldayan Lydia'ya baktım. Elimdeki silahı Jennifer'a tuttuğumu görmüş, beni durdurmaya çalışıyordu. Ama ben Jennifer'dan nefret ediyordum. Onun ölmesi ellerimin altındayken, bunu neden yapmamalıydım ki?!
"Görüşmeyeli uzun zaman oldu, ha?"
"Evet, görüşmeyeli çok güzel olmuşsun."
Kali ayağa kalkarak ona cevap verip, gülümsedi. O pislik gülümsemesi Jennifer'ın sinirine dokunmuş gibi görünüyordu. Öyle ki, yüzü anında düşmüştü.
Ve birden her şey gürültüyle başlamıştı. Ethan ve Aiden birleşmeye başlamış, Kali'yse kükreyerek Jennifer'ın üzerine koşmuştu. Jennifer hepsine aynı anda yetişebiliyor, onların pestilini çıkarıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood and Revenge 2: Sırlar ortaya çıkıyor
Fanfiction****Blood and Revenge: Geçmişle yüzleşmenin devamıdır**** ... Kapıdan koşarak çıktığımda nereye gideceğimi çok iyi biliyordum. Eve gitmeyecektim. Kanada'ya dönecektim. Kafamı toparlayana kadar orada kalmam gerekiyordu. Yoksa... Çok kötü şeyler yapab...