30. Bölüm ~ Ayrı odalar.

2K 61 2
                                    

İyi okumalar.

***

(Lia'dan)

Her şey bir anda susmuştu. Isaac otobüste yerine geçmiş, Heaven'sa sessizce kulaklıklarını yeniden takmıştı.

"Hadi, hepiniz arabadan inin. Bugün yağmur yüzünden yolumuza devam edemeyeceğiz."

Koçun sesiyle birlikte hepimiz çantalarımızı alarak dışarı çıktık. Arabadan indiğimiz anda gözlerimiz fal taşı gibi açılmıştı. 

"Bu da ne be?" 

Stiles gözlerini kısarak karşımızda duran dökülmüş, eski motele baktı. "Daha kötülerini görmüştük..." Scott'ın sesiyle hepimiz ona döndük.

"Ne zaman gördün acaba, Scott?"

Yüzümü buruşturarak yeniden oraya baktım. Burası korku filmlerinde fırlamış gibi gözüküyordu. 

"Evet, kapayın çenenizi. Bu gece buradayız. Aynı odada iki kişi olacaksınız. Şimdiden partnerinizi seçin. Sakın moteli iğrenç arzularınızla doldurmayın!"

Koçun sesiyle Stiles'ın gülen yüzü solmuştu. Anahtarları alırken Isaac Boyd'la, Stiles'sa Scott'la aynı odaları paylaşacaktı. Heaven'la birlikte Koçun yanına gidip anahtarı almak isterken bizi durdurdu.

 "Siz ikiniz aynı odada kalmayacaksınız."

"Ne? O da ne demek?!"

Ani bir tepkiyle sesim olduğundan daha yüksek çıkmıştı. Nasıl yani Heaven'la aynı odada kalmayacaktık?

 "Duydunuz beni. Lia, sen Lydia'yla, Heaven, sense Allison'la aynı odayı paylaşacaksın."

"Ama, Koç..."

Lydia bir adım atıp Koçla konuşmak isterken Koç elini kaldırarak onu durdurdu. "Başka sorun istemiyorum, herkes odasına!" dedikten sonra merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı.

"Ah, tanrım, gerçekten mi?!" diye bağırdım ellerimi yukarı kaldırarak. Heaven'la konuşacaklarım vardı, ve onunla yalnızken bunları konuşmak istiyordum. Ama şimdi her şey yerle bir olmuştu. 

"Hadi, odamıza gidelim." Lydia'nın sesiyle birlikte gözlerimi açtım.

Heaven'a bir bakış attım, ama o hiçbir şey olmamış gibi bakıyordu. Yüzünde hiçbir ifade yoktu, garipti. 

"Hoşça kal, Lia." 

Sesini duyduğumda ona el salladım, ve Lydia'yla birlikte odamıza gitmeye başladım.

***
(Stiles'dan)

Odaya girdiğim an çantayı kenara fırlatmıştım. Sinirli, ve o kadar da üzgündüm. "Ne oldu?" Scott'ın şaşkın bakışları üzerine yüzümü daha çok buruşturdum.

"Bu geceyi Heaven'la geçirmek istiyordum!" diye bağırdım birden bire.

Scott'ın tüm yüzüne gülümseme yayılınca ne dediğimi anlamıştım. "Tanrım, hayır... Bunu sesli mi düşündüm ben?" diye fısıldadım ona bakarak. 

"Evet, kardeşim." Gülümsemesi kahkahalara dönüşürken gözlerimi devirdim. Sevgilimle güzel bir (ilk) gece geçirmek doğal hakkımızdı.

"Her neyse... Konumuza dönelim."

Aklımdan Heaven'i çıkarmaya çalıştım, ama başarısız olmuştum. Kafamı biraz daha salladım, sanki sallayınca beynimden Heaven hakkında düşüncelerim yere dökülecekmiş gibi.

"Kaç ölü oldu?"

Scott'ın sorusuyla ona döndüm. 

"10." 

Blood and Revenge 2: Sırlar ortaya çıkıyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin