İyi okumalar. Medyaya Scottı bıraktım. (Bence gerçekten çok tatlı)
***
Geceyi uyuyamamıştım. Olacakları, ve Erica'yla Boydu düşünüyordum. Onların yerini hala bulamıyorduk. İsaac'in zihninde Peter'le ikimiz de aynı şeyi görmüştük. Karanlık bir alan. Başka hiçbir şey yoktu.
Ayaklarımı yataktan sarkıtarak telefonuma baktım. Lia'dan mesaj gelmişti.
"Günaydın, somurtkan şirin. Bugün İsaac'le okula geleceğim. Beni bekleme. NOT: Yemeğini yemeden dışarı çıkarsan, vampir dişlerini sökerim."
Gülümseyerek ekranı kapattım. Lia'nın mutlu olması beni de mutlu ediyordu. Sonunda Scott'ı unutmuştu. Sonunda İsaac'le bir yola başlamıştı. İsaac'i pek sevdiğim söylenmezdi, ama yine de Lia'ya bir kötülüğü değmeyeceğini biliyordum.
Stiles'dan hiç arama ve ya mesaj gelmemişti. Böyle bir şeyi ilk kez yapıyordu, ve bu oldukça garipti. Kafamı sallayarak ayağa kalktım. Okula yetişmem gerekiyordu. Banyoya girerek rutin işlerimi hallettim.
Banyodan çıkıp gardirobumu açtım. Bir anlık diğer kızlar gibi "Giyecek hiçbir şeyim yoookk!!" diye bağırma isteğimi durdurdum. Bir sürü kıyafetim vardı. Ama kendime engel olamıyordum.
En sonunda kot şort, siyah renkli, sade tişört, ve siyah bileklikler takarak aynada kendime baktım. Siyah, üstünde beyaz şeriti olan converselerimi ayağıma giyip, jeans ceketimi üzerime geçirdim. Evet, şimdi hazırdım.
Merdivenlerden inerken, bir elimde telefonla oyalanıyordum. İyice telefon bağımlısı olmuştum ben de. Mutfağa girip kendime bir kahve yapıp, içtim. Yemek yiyecek zamanım yoktu.
Çıkıştaki komodinin üzerinden arabamın anahtarını aldım.
Evet, yeni arabam gelmişti. Cara benim için yeni spor araba almıştı. Kapıdan çıkarken Lamborghinime bakıp gülümsedim. Sonunda benimdi... Arabalara karşı zaafım olduğunu herkes biliyordu artık. Özellikle de spor arabalara.
***
Arabayı okulun önünde park edip, indim. Güneş gözlüğümü çıkararak çantama yerleştirdim. Sadece araba kullanırken takardım, çünkü sabah güneşi gözümü kamaştırırdı. Ve kırmızı gözlerimle kimseyi korkutmak istemezdim.
Scott'ın motorunun sesini duyunca ona taraf döndüm. "N'aber?" diye gülümseyip bana sarılınca "İyi, sen?" dedim.
"İyi... Yeni araban güzelmiş." Arabayı süzdüğünde gülümsedim. "İstediğin zaman sürebilirsin." Sesimi duyunca koluma yumruk attı.
"Stiles nerede?" diye sordum gözlerimi kısarak.
"Dünden beri konuşmadık. Şeyden beri..."
Son söylediği cümleyi tekrarlamadı. Dudaklarını bir birine bastırarak susunca "Neyden beri?" diye sordum. "Evlere dağıldığımızdan beri." Stiles'ın sesini duyunca arkama döndüm. Yüzünde hafif gülümseme vardı.
"Aramadın hiç."
Biraz özlemiş olabilirim, tamam. "Babamlaydım." Cevap verdikten sonra bana sarıldı. Ama farklı bir şey vardı. Kalp atışlarından bile bunu hissedebiliyordum.
"Bir şey mi oldu?" diye sordum.
"H... Hayır. Şey, sadece alfalar hakkında endişeliyim."
Kekelemişti. Üzerine daha fazla gitmedim.
***
"Alfaların bizimle nasıl bir alakası olabilir ki?"
Lia bana soru yönelttiğinde omuz silktim. "Aslında bizimle alakası yok. Senin alfa'nla alakalı, İsaac."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood and Revenge 2: Sırlar ortaya çıkıyor
Fanfic****Blood and Revenge: Geçmişle yüzleşmenin devamıdır**** ... Kapıdan koşarak çıktığımda nereye gideceğimi çok iyi biliyordum. Eve gitmeyecektim. Kanada'ya dönecektim. Kafamı toparlayana kadar orada kalmam gerekiyordu. Yoksa... Çok kötü şeyler yapab...