26. Bölüm

5K 304 129
                                    

Medya: Serenay
***

Tuvalete girip kapıyı kapattık. Yağmur endişeli gözlerle bana bakıyordu.

"Sana okula gelme dedik dimi? Bir kere de burnunun dikine gitme amk"

Canımın yanması ona cevap vermemi engelliyordu. Karnımdaki yaram kanamaya başlamıştı sanırım. Ama daha fazla endişelendirmemek için çaktırmamaya çalışıyordum.

"Bir şeyim yok benim" dedim zar zor konuşarak. Cidden baya inandırıcıydım amk.

"Lan yaran mı kanıyor senin?" dedi karnıma doğru yaklaşarak.

Kızlara da buraya gelirken mesaj atmıştı. Birazdan onlar da gelirdi. Okula gelen ve dinlenmeyen aklımı sikeyim ben amk.

"Hayır ya halüsünasyon görüyorsun sen" dedim gülmeye çalışarak. Bana gözlerini devirerek 'çok komiksin' bakışını atmıştı.

"Noluyor lan?"

Tuvaletin kapısı sertçe açılmıştı. Elbette bu camış Ceyda'dan başkası değildi.

"Ananı sikeyim yaran mı kanıyor senin?" dedi Pınar yanıma yaklaşarak.

"Hadi canım cidden mi? Ordan öyle mi görünüyor?" dedim alayla.

"Bu durumda bile dalga geçebiliyorsun ya helal valla"

Ilgın'a gülümsemeye çalışmıştım.

"Peki burda ne yapıyorsunuz amk? Hadi revire gidelim" dedi Azra endişeyle. Yine çok mantıklı konuşmuştu bebeğim.

"Bunun yüzünden buraya geldik amk. Tuvalete gelince geçecek sanki" dedi Yağmur.

"Neyse hadi gidelim" dedi Hazal koluma girerek.

Diğer koluma da Nisa girmişti. Ama yürüyebilecek güç bende yoktu. Bir adım attıktan sonra geri aynı yerime dönmüştüm.

"Olmuyor yürüyemiyorum. Çok acıyor amk" dedim sızlanarak.

"Başka çare kalmadı" dedi Pınar gelip beni kucaklayarak.

"Camış gibisin maşallah amk. Bir de Ceyda'ya camış deriz"

Ona gözlerimi devirerek bir kolumu boynuna doladım. Diğeriyle de yaramı tutuyordum. Beni düşürmeyeceğinden emin olduğum için rahattım. Daha fazla oyalanmayarak hızla ilerlemeye başladı. Revire gitmemiz için bizim sınıfların olduğu kattan geçmeliydik. Bu da çoğu arkadaşımın ve Zeynep'in muhtemelen beni göreceği anlamına geliyordu.

"Lan eline çok fazla kan bulaşmış. Çok mu kanıyor?" diye sordu Ceyda. Sesindeki korkuyu fark edebiliyordum.

"Hayır ya o kadar çok kanamıyor cidden" dedim. Ama bu sadece onu endişelendirmemek içindi.

11'lerin koridorundan geçiyorduk ve bütün gözlerin üstümüzde olduğunu hissedebiliyordum. Bunlar niye sürekli bizi ayı oynuyormuş gibi izliyordu amk?

"Seninki de buraya bakıyor ve sanırım biraz endişeli görünüyor" dedi Pınar hafiften kulağıma eğilerek.

Kalbim teklemişti sanırım. Birisinin senin için endişelenmesi cidden çok güzel bir şeydi. Ama sadece okuldan arkadaşı olduğum için endişelendiğini biliyordum.

"Pınar şu yatağa yatır. Ben hemen Ebru ablayı çağırıp geleceğim" dedi Yağmur revirden çıkarak.

Pınar dikkatlice beni yatağa yatırdı. Ebru abla her zamanki gibi yerinde değildi.

"Okula gelmemeliydin aptal Serenay"

Hazal'ın dediği şeye gözlerimi devirdim. Gün içerisinde en az bin kere bu cümleyi duymuştum.

only you | g×gHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin