71. Bölüm

2.7K 211 134
                                    


***

Yağmur'un ağzından

“Serenay!”

Koridordaki tüm kapıları açıp odaları kontrol ettikten sonra işleme devam ediyordum. Serenay’ın bugün zorla aldırdığım randevusu vardı ve ne hükmetse, evin hiçbir yerinde bulamıyordum onu.

Başka bir odanın kapısını bıkkınlıkla nefes verip kapattım. Eğer saklanmışsa onu gerçekten iyi bir pataklayacaktım. Çocuk gibi davranmanın yeri değildi. Evet onun yaşına rağmen çocuk ruhlu biri olduğunu çoktan anlamıştım ama bu biraz, abartı değil miydi be?

Ve onun ismini bağırıyorken o ısrarla dışarı çıkmıyordu ve böyle olunca ben daha çok sinirleniyordum. Aslında sinirlendiğimde nasıl bir baş belası olduğumu biliyordu, buna rağmen hâlâ beni bağırtıyorsa ya kahvaltıda yürek yemişti ya da birinci seçenekti.

“Yeminim olsun ki seni bulduğumda balkondan aşağıya kafa üstü sallandıracağım!”

Sıradaki kapıyı açacağım zaman arkadaki kişi benden hızlı davrandı ve kapıyı açtı. İlayda gözleri şişmiş bir şekildeydi. Bir eliyle gözünü ovuşturuyor diğeriyle ise ayakta kalabilmek için duvardan destek alıyordu.

“Sabah sabah niye bağırıyorsun acaba?”

Sabah? Saatin kaç olduğundan haberi yok muydu?

“Serenay’ı arıyorum. Randevusu var ve eğer biraz daha bu saçmalığa devam ederse kaçıracağız.”

Sonlara doğru Serenay’ın anlaması ve ne kadar sinirlendiğimi duyması için sesimin volümünü yükselttim.

İlayda göz devirerek yanımdan geçti ve merdivenlere doğru ilerledi.

“Ara sen ara, bulursun.”

Ben de arkasından göz devirip işime devam ettim. Serenay’ın evinin bu kadar odalı ve büyük olmasının sebebi neydi cidden?

Başka bir odanın kapısını açıp ilk önce kontrol etmek amaçlı kafamı uzattım. Sonunda onu bulmanın verdiği mutluluk ve zafer hissini tüm hücrelerimde hissettikten ve kendimi kendi içimde gereksiz bir uzunlukta övdükten sonra bedenimi de içeriye soktum, ardımdan da kapıyı kapattım.

Olası bir durumda, Serenay’ın kaçmasını istemezdim çünkü.

Yerde yüz üstü uzanıyordu ve gözleri kapalıydı. Ayrıca kulaklıkları da takılıydı. Bu yüzden mi beni duymamıştı?

Ayağımla onu dürttüm.

“Şşt.”

“Aradığınız Serenay’a şu anda ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar denemeyiniz çünkü muhtemelen tekrar denerseniz yine ulaşılamayacak.”

Kulaklarındakileri çektim ve telefonuyla beraber elime aldım.

“Sana beş dakika veriyorum. Eğer beş dakika içerisinde hazır olmazsan olacaklara hiç karışmam.”

Bir anda telaşlıca ayağa kalktı. Telaşlandığını ise ayağa kalkıyorken bile yere düşmesinden anlamıştım. Neler yapabileceğimi biliyordu çünkü.

“Nasıl beş dakika? Bildiğin beş dakika mı!? Delirdin mi sen çok kısa!”

Koridordan sesini duyabiliyordum. Bende odadan çıkıp Serenay’ın odasına doğru ilerlemeye başladım. Büyük ihtimalle şu an üstünü giyiniyordu ama içeri girdiğimde beni göremeyecek kadar heyecanlıydı.

Öyle de oldu, içeri girdiğimde bir yandan bir yana savruluyordu. Büyük ihtimalle çorapları parkelerin üzerinde kayıyordu ki, koştuğu için hızını alamıyor düşecek raddeye geliyordu.

only you | g×gHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin