only you | g×g

76. Bölüm

serenay karakterini alycia debnam carey yaptım. benim aklımda en çok onu yapmak vardı, ama anna zak'ı da seçen baya çok olmuş. onu başka bir kitabımda kullanmayı düşünüyorum. bence bu serenay karakteri zeynep'le baya yakıştı. umarım siz de seversiniz. ve kitap kapağını nasıl buldunuz 🥺
***

"Dans kursuna gidicek misin?"

Yağmur'a dönüp onaylar bir şekilde kafamı salladım. Bu sefer de gitmezsem İlke hoca beni keserdi. Karaoke partisi için çalışırken de bana gelmemi kesin bir dille belirtmişti.

"Ölmek için çok gencim, bu yüzden gideceğim"

"Kendini çok kötü hissedersen, ara beni tamam mı?"

"Birkaç gün daha bizde kalsana lütfen"

Ellerimi birleştirerek yalvarmaya başlamıştım. Yanımda Yağmur varken kendimi daha iyi hissediyordum.

"Biraz daha yalvar"

"Köpeğin olayım, hav hav"

"Bu da herkesin köpeği oluyor"

İlayda'nın gülen suratı yanaklarını cimcirmeye başlayınca düşmüştü. Yanaklarıyla oynanmasından hoşlanmıyordu.

"Hayır herkesin değil. Sadece Park Chaeyoung ve Yağmur'un"

Yağmur hava yapmak için saçlarını sağa sola savurmuştu. Diğer kızlar ise ona sadece göz devirmişti.

"Hadi lan Serenay, daha üstümüzü değiştireceğiz"

"Tamam benim en güzel hamalım"

Pınar'ın söylenmesini umursamadan koluna girmiştim. Kısa bir vedalaşmadan sonra yanlarından ayrılıp soyunma odasına doğru ilerlemeye başladık.

"Herkesin yanında sormayayım dedim, neyin var lan?"

"Bir şeyim mi var?"

"Bu numaralar bana sökmez aslanım"

İç çekerek başımı omzuna yasladım. Yıkıkların ağa babasıydım şu an.

"Zeynep'le ayrıldık"

Beklediğimin aksine hiç şaşırmamış görünüyordu. Demek ki tahmin yürütmüştü. Bazen cidden aklımı okuyabildiğinden şüpheleniyordum.

"Tahmin etmiştim, bugün bizim sınıfa hiç uğramadın. Normalde zibilyon kere gelirdin"

Haklıydı. Türlü türlü mazeretlerle Zeynep'i görebilmek için sürekli olarak dil sınıfına gidiyordum. Bugün ise sadece bir kez falan gitmiştim.

"Ayrılma nedeni neymiş? Yağmur mu?"

Beynime bilgi sızdırıcı alet falan mı yerleştirdi bu orospu çocuğu? Yoksa kahinle yakın bir bağı mı vardı?

"Evet, Yağmur'la olan yakınlığım onu baya rahatsız ediyormuş"

"Sen ne dedin?"

"Sence? Elbette Yağmur'dan uzaklaşamayacağımı söyledim. O da ayrılmak istediğini belirtti. Ağzıma sıçtı ve ben ağzımı açıp tek kelime dahi edemedim diyebiliriz"

Gerçi etmek için bana süre tanımamıştı. Kendi istediklerini söylemiş, hissettiklerini belirtmiş benim ne diyeceğimi beklemeden arabadan inip gitmişti. Belki de en çok buna kırılmıştım.

"Küfretmeyeyim diyorum ama küfrü hak ediyor kaşar"

"Deme lan öyle"

Böyle desem de kahkaha atmama engel olamamıştım. Soyunma odasına girer girmez Zeynep'le karşı karşıya gelmiştim. Kıyafetini değiştirmek için kabin sırası bekliyordu. Herkesin içinde değiştirmek onu rahatsız ettiğinden kabinde değiştirmeyi tercih ediyordu.