9. Bölüm

2.8K 273 115
                                    

Mesajını okuyunca.
''Allah kahretsin. ''diye sesli hayıflandım. Kafamı kaldırdığımda Mehmet aval aval bana bakıyordu. Kızgınlıkla ona, ''Neee?'' dedim niye baktığını anlamadan. Bekledim.

''Oğlum iyi misin? Çayı önüne koyalı beş dakika oldu. Konuşuyorum cevap da vermiyorsun. Gömdün kafanı telefona, hayırdır?'' dedi. Gözlerim önümde duran bardağa kaydı. Ne ara bıraktı hatırlamıyorum. Kaşlarım çatık cevap vermeden yazmaya devam ettim.

"Yok, yanlış bir algı olmasın. Şimdiye kadar tanıdıklarım diyelim." yazıp kafamı kaldırdım. Mehmet'e " bak içiyorum çayı." dercesine bardağı havaya kaldırdım. Kaşımla işaret ederek bir seferde tepeme diktim. Mehmet,

''İyice manyaklaştın. Hava değişimi iyi gelmiyor '' dedi. Aldırmadan telefona döndüm.

Yazıyor...

"Şimdiye kadar bayağı kız tanıdım diyorsunuz yani." mesaji okuduğumda ''bittim ben'' dedim seslice. Mehmet,

''Kim bitirdi? '' dedi gülerek.

''Bi git oğlum uğraşma benimle. Acısı senden çıkar.'' dedim. Tersledim. Kahkahayla gülüyor, karısı kılıklı.

''Daha dün Esra'ya hastanedeki kızla baş başa kalasın diye ne diller döktüm. Bu gün bu kızı ne ara buldun oğlum?'' dedi. Ne diyeceğimi bilemedim.,.

''Eskilerden'' dedim. Savuşturdum. Dudakları aşağıya çevrilmiş ay biçiminde, imalı imalı kafa salladı. Allahtan tam bu sıra Esra Mehmet'i aradı. Ben şu an Esra'yı daha da bir seviyorum. Zamanlaması harika.

"Bana yirmi dakika izin verir misin?" yazdım. Hızlıca yerimden kalktım. Mehmet'ten iyice uzaklaşıp hastaneyi aradım. Hastaneye gide gele çalışanların hepsini tanımıştım.
Esra sağolsun... Danışmadaki Meryem abladan Ceren'in apartman ve daire numarasını aldım. Kadının ahiret sorularını Allah günah yazmasın, bir sürü yalan söyleyerek geçiştirdim. İnternetten ödeme yaparak işlemi halledip Mehmet'in yanına gittim. Esra'yla konuşurken biraz darlayayım da görsün gününü.

CEREN'DEN

''Tanıdığım tüm kızlar Mor, pembe, kırmızı derken gri baya iddialı olmadı mı? '' yazdı. Biraz sıkıştırmak istedim. Bir kaç soru daha sorunca,

''Bana yirmi dakika izin verir misin?'' yazdı. Belli kıvıramadı kaçtı. Kendi kendime triplere girdim. Bunca sene hiç kimseye fırsat bile vermezken şimdi çapkın bir askerin esiri oldum. Yazıklar olsun bana. Annem meyve tabağıyla girdi kapıdan. Telefonu elimde görünce ters ters baktı.

''Bırak şu telefonu elinden boynun ağrıyacak.'' dedi. Diyemiyorum ki böyle giderse kalbim duracak. Dört günlük bir maceranın beni bu kadar etkilemesine izin vermeyeceğim. Telefonu yanımdan alıp masanın üzerine koydu. Yanıma oturarak meyveleri kendi elleriyle yedirmek istedi.

''Ben kendim yerim.''

''Yedireyim işte iki dakika da'' diye ısrar ederken çalan kapı ziline ikimizde sustuk. Selin birilerini içeri buyur ediyor. Annemde yanlarına gitmek için kalktığında dayımlar girdi odaya

''Ooo... Daha iyi gördük maşallah. Hastaneden sonra ev ortamı yaramış kuzuma" dedi yengem. Yanıma yaklaşıp oturdu. Dayımda onun yanına ilişti.

''Nasılmış? Benim en sevdiğim yeğenim bakalım.''

''Dayı bak ağır oldu. Burada bizde varız. '' dedi Selin.

''Hiç kusura kalma. Sen ikinci en sevdiğim yeğenimsin.'' Gülüyoruz hep beraber. Dayım şakacı adamdır. Yengem Selin'e

''E hadi bekleme. Bir çay koy. Börek aldık gelirken. '' dedi.

SEVDİM KOMUTANIM. (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin